Fitzroy Renal Konaklama Merkezi

Extrem iklim koşullarının görüldüğü bölgede inşa edilen yapının amacı böbrek hastası Aborjinlerin, ailelerine ve topluluklarına yakın yaşayacakları ve eş zamanlı tedavilerine devam edebilecekleri bir ortam sağlamak.

Avustralya yerlileri günümüz Avustralya nüfusunun %3’ünü oluşturuyorlar. Kolonizasyon travmasından hayatta kalan yerliler, dillerini ve kültürlerini, kentlerde ve kentlerin dışındaki yaşam alanlarında koruyorlar.

Yerli topluluklar 200 sene boyunca Avrupa denetiminde olmalarının sonucunda, birden fazla jenerasyonu etkileyen işsizlik, alkolizm, düşük okuma-yazma oranları, beslenme bozuklukları ve buna bağlı diyabet, obezite ve kalp hastalıkları gibi büyük sosyo-ekonomik sorunlarla karşı karşıyalar. Bu tip zorluklar bir bakıma 4. Dünya Yoksulluğu, dominant bir birinci dünya milletinin içinde var olma mücadelesi veren, stress altındaki bir topluluğun durumu olarak ele alınabilir.

Kıtanın kalabalık kentlerinden oldukça uzakta olan Fitzroy Crossing (1,444 kişilik bir popülasyona sahip) koloni yerleşkelerinin son kalelerinden idi. Kasaba, bölgenin merkezi Perth’ten 2.675 km, en yakın kasaba olan Broome’a ise 400 km uzaklıkta.

Yapıların amacı böbrek hastası Aborjinlerin, ailelerine ve topluluklarına yakın yaşayacakları ve eş zamanlı tedavilerine devam edebilecekleri bir ortam sağlamak. Konuklarının çoğunun, hayatlarının son yıllarını burada geçiriyor olması, burayı bir çeşit palyatif bakım merkezi haline getiriyor.

Merkez kurulmadan önce tedavi için 2.500 km uzaktaki Perth şehrine gitmek zorunda olan hastaların bazıları, ailelerinden ayrılmanın yarattığı travmayı istemediklerinden kasabada kalıyor ve tedaviye erişemiyorlardı.

Merkez 6 küçük ev birimine ayrılmış, toplam 19 kişi kapasiteli 13 konuk odasına sahip. Bir veya iki yatağın olduğu odalara tekerlekli sandalye ile erişilebiliyor. Odalarda çay hazırlama tezgahı ve böcek perdeli bir veranda bulunuyor. Evlerin önündeki verandalar kamusallığa dahil olma işlevi görürken arkadakiler mahrem bir açık alan sağlıyor.

Çevre topluluklardan gelen konuklar, hastalık tedavisi dışında özel bakım gerektirmeyen bireyler.

Proje alanı, kasabadaki 4 anadil grubuna referansla planlanıyor; peyzajda kullanılan bitkiler Aborjinlerin yemekleri veya ilaç yapımı için kullandıkları bitkilerden seçiliyor.

Evlerin dağılımı, aradaki alanı maksimize ederek, konukların çevredeki insanları ve doğayı rahatça gözlemleyebilmesini sağlarken, açık alanda yemek pişirme ve ateş yakma gibi etkinliklere izin veriyor. Ağaçların altında toplanan farklı lehçelere sahip gruplar kendi alanlarını oluşturuyorlar.

Etiketler

Bir yanıt yazın