Eşdeğer Mansiyon, “Mahallem: Bakırköy” Uluslararası Katılımlı Öğrenci Mimari Fikir Projesi

Proje Raporu

TÜMEVARIM – TÜMDENGELİM

Kentsel mekanların oluşumu tüm dünyada genellikle uzun yıllar içerisinde birçok parametrenin farklı zamanlardaki etkileriyle gerçekleşmektedir. Bu durum uzun bir zaman diliminde kentin kendiliğinden gelişen bir organizmaya benzediği yanılgısını yaratabilir. Ancak tarihte ve günümüzde kentsel mekanların kentte yaşayanlar yerine çeşitli mekanizmalar tarafından etki altına alındığı birçok durum görülmektedir.

Son yıllarda ülkemizdeki kentsel mekan yaratma pratikleri büyük ölçekte iki mantıksal kavrama indirgenebilir. Bunlardan biri olan tümdengelim büyük ölçekli kentsel müdahalelerde sıkça başvurulan bir düşünme biçimidir. Bu büyük ölçekli kentsel müdahaleler, kentsel mekanların mevcut kullanım değerleri ve bellekleri hiçe sayılarak çoğunlukla rant ve mübadele değerine dayalı yeni bir kurgu üretirler. Bu tarz müdahalelerin sonucunda ortaya çıkan yeni durum genellikle mevcut kullanıcıların bölgeyi terketmesi zorunluluğunu oluşturur.

Ülkemizde sık rastlanan bir başka kentsel mekan üretim yaklaşımı olan “Kentsel Dönüşüm” modeli ise tümevarımsal olarak tanımlanabilir. Tekil ölçekli kentsel müdahaleler için farklı gerekçelere dayandırılarak uygulanan kentsel dönüşüm modeli beraberinde birtakım sorunları da getirmiştir. Depreme dayanıklı yapılar üretme gerekçesiyle parsel bazında dönüştürülen yapılar aynı zamanda rant yaratmak için kullanılır. Zamanla kent belleği kaybolur ve kamusal kullanımların önemsenmediği bütünlüksüz kentsel mekanlar oluşur.

Bakırköy Sakızağacı Mahallesi’ndeki kentsel doku farklı zamanlarda tümevarımsal ve tümdengelimsel tahakkümler sonucunda günümüzdeki haline ulaşmıştır. Kamusal alan kullanımların günden güne azaldığı mahallede, son yıllardaki kentsel dönüşüm etkileri de bir nebze görülebilir. Ancak bu dönüşüm modelinin mahalle ve komşuluk konusunda olumlu bir etkisi olmayacağı öngörülebilir.

Günümüzde Bakırköy’ün romantize edilen kagir ahşap yapılardan oluşan geçmişindeki dokuya dönemeyeceği açıktır. Zira, yakın geçmişte inşa edilmiş yapılı çevre de kentsel hafızanın bir parçasıdır. Projede Bakırköy’ün günümüzdeki mevcut dokusunu tamamen reddeden bir yaklaşım benimsemek yerine zamana yayılmış tekil müdahalelerin yıllar içinde bütünlüklü bir doku oluşturacağı bir gelecek kurgusu oluşturulmuştur. Bu anlayışla tümdengelimsel toplu yıkıma ve bütünlüksüz kentsel dönüşüm modeline bir alternatif oluşturulmuştur.

Mevcut yapı adası izleri, doluluk boşluk oranları, tescilli yapıların kütlesel etkilerinin önemsendiği yeni kentsel tipolojiler üretilmiştir. Bu tipolojiler ile altı yapı adasının tamamına tekil bir yapı tipini önermek yerine çeşitlilik ve farklılıklarıyla bir arada var olan bir yapılı çevre üretme çabası güdülmüştür. Bu tipolojik çeşitlenmeler, avlu ölçeğinde “Yeşil Koridor”, “Kültürel Kesişim” ve “Geçirgen Avlu” gibi farklı avlu tiplerini de yaratmıştır. Bakırköy’ün çoğunlukla içe kapalı avlulardan oluşan kentsel dokusu, bu avlu tipleri sayesinde sadece bu altı yapı adasında değil şehir ızgarasının diğer noktalarında da kırılabilir.

Toplu bir inşaat yerine çeşitli etaplarla yapı adalarına entegre edilecek bu tipolojiler bir süre sonra avluluların kamusallığını büyük ölçüde arttıracaktır. Kamusal alana açılan işlevler, perakende ticarete ek olarak, ortak atölye ve sanat / zanaat atölyesi gibi işlevleri de barındıracaktır. Zaman içinde yeni tip önerileriyle çeşitlenen bu kentsel dokuda oluşan ortak teras, kat bahçesi gibi mekanlar komşuluk ilişkilerini güçlendirecektir.

Etiketler

Bir yanıt yazın