3. Mansiyon, Ahlat Gençlik Kampı Mimari Proje Yarışması

Mimari Proje Raporu

Gençlik Merkezi

Gençlik dönemi, algılama mekanizmasının en bağımsız çalıştığı dönemidir insan hayatının.
Bu kabulle düşünecek olursak; hayat eğer bir bina ise karşımıza çıkan, içine girmemiz istenen; genç bir insan neresinden başlardı bu yapıyı anlamaya.

Karşısına çıkacak ilk kapıdan girip orasını yaşam alanı olarak belirlemezdi şüphesiz. Çatısının en ucuna çıkar çevreye bakar, bodrum katın en ücra dehlizlerine girip, gidilemeyecek yer kalana kadar kurcalardı. Diğer dönemlerini yaşayan insanların sadece ulaşım için kullanacağı merdivenleri genç insan belki de oturmak, uyumak için bile kullanabilir. Binanın temellerinin ne kadar güçlü olduğunu, çatısının sağlamlığını kontrol etmez belki de.

Bu mecazi anlatım, genç insanın hayatının bu döneminde kendine nasıl bir “hayat alanı” kurguladığını “yapısal” bir elemanla çözümleme, “Genç insan hayatı kendine sunulduğu gibi kabul etmez, önce onu kendince algılar ve çokça kendine göre değiştirmeye çalışır”ın mimari filtre yardımıyla aktarma çabasıdır.

Bu çözümleme proje sürecinin belirli bir aşamasına gelindiğinde, yapılması düşünülen gençlik merkezi projesinin neredeyse şablonu haline dönüşmüştür.

Gençlik merkezi tanımı, proje verilerinden bağımsız olarak ele alındığında ilk akla gelen, gençlik dönemlerinde olan bir grup insanın bir yandan eğitim görürken diğer yandan yapmayı en çok sevdiği şeyleri yapmaları için tasarlanması gereken bir yer imgesi oluyor. Proje verilerine bakıldığında bu tabir bir anlamda doğrulanmış oluyor.

Yer

Proje alanını birden fazla anlamda ele almak gerekmektedir. Bulunduğu tarihi çevre anlamında bakıldığında, sahip olduğu bir mimari geçmişinden ve bu geçmişin içinden geçen farklı kültürleri akla getirmemek imkansız gözükmektedir.

Konumsal durumuna bakıldığında, olumlu ve olumsuz taraflarından bahsetmek çok mümkün. Bulunduğu coğrafyada suya yakın olması, suya dokunabiliyor olması oldukça olumlu bir durum olarak ortaya çıkmaktadır.

Gençlik merkezi alanının kritik bir yerinde otoyolla kesilmesi de bir o kadar olumsuz bir durum teşkil etmektedir. Arsa içinde altyapısal gerekliliklerden otaya çıkan su gider kanalları ise arsanın parçalanmış özelliğini neredeyse tuz-buz olmuş bir hale çevirmektedir. Yere dair bu çözümlemeyi yapmak, olumlu – olumsuz durumları ortaya koymak her projede olduğundan farklı olarak bu projede kritik bir önem taşımaktadır.

Alana Yerleşme Çabası

Yere ve gençliğe dair yapılmaya çalışılan çıkarımları arsaya sunduğumuzda, ortaya çıkan bu projenin eskiziyle bir geri dönüş almış olduk.

Alana yerleşebilmek anlamında bize çok yardımcı oldu bu eskiz. Neredeyse tuz-buz olmuş yapı adalarını bağlamak, “biraradalık” sağlamak endişesiyle, merkezi kullanacak insanların her bir alana kesintisiz gitmesini önemsedik.

Farklı fonksiyonların arsaya dağılmış olmasını olumlu algılanmış, bu alanları keşfedilecek alanlar olarak vurgulamaya çalışılmıştır.

Çevre halkın, bu kampın neredeyse içinden geçmesi önemsenmiştir. “Kamp” sözcüğünün barındığı gizli – saklı durumu ortadan kaldırmak istenmiştir. Çevrenin gençliğin enerjisinden faydalanması, kamptaki genç insanların da çevre halkla bütünleşmesi vurgulanmıştır. Bu anlamda yapı adalarının içerisinden kamusal ulaşım tasarlanmıştır. Bu yolun bir tarafında yerel halkla gençliğin bir arada çalışacağı hobi bahçeleri yer alırken, diğer tarafında kontrollü giriş sağlanan festival alanı yer almaktadır.

Farklı yapı adalarını fiziksel anlamda bağlamaya çalışırken, görsel anlamda da bağlantısını sağlamlaştırmak, bir anlamda “yeri deneyimlemek” adına farklı kotlarda su ve etraftaki tepelerle ilişkinin kesilmemesi önemsenmiştir.

Projeyi yapısal anlamda arsaya yerleştirirken, gençlik kavramının barındırdığı potansiyeller akılda tutulmuş, genç kullanıcının keşfedebileceği, kendine ait farklı alanlar bulabileceği, sadece kendine ait istediği gibi kullanabileceği yapısal, doğal alanlar bırakılmış ve tasarlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın