3. Ödül, Aurum “Fütüristik Kentler” Mimarlık Öğrenci Fikir Yarışması


Gökyüzü Kenti!
Uzaya çıkamıyorsak eğer, gökyüzüne yükselelim,
Yeryüzü kirlendiyse ve bizi taşımıyorsa artık
Tertemiz kalmış bulutlarda yaşayalım..

MİMARİ RAPOR

Zaman çizelgesinde öyle anlar vardır ki dünyanın kaderi değişir, her şey alt üst olur ve düzen tekrar kurulur. Sadece insanlar değil şehirler de bundan nasibini alır. Sanayi devrimiyle kentlere göç artar hatta öyle bir göçtür ki 1 odada 10-15 kişi yaşamak zorunda kalır. Demiryolu ve araba ağı da gelişince kentlerin dışında yeni alt kentler tasarlanmaya başlar yepyeni şehircilik anlayışları ortaya çıkar. Ebenezer Howard’ın “Garden City”si, Frank Lloyd Wrigh’ın “Broadache City’si, Le Corbusier’ın Radiant City”si… ve bilim geliştikçe şehirlerde değişmeye devam eder…

İşte 2055 yılında her şeyi alt üst edecek yepyeni bir buluşa imza atıldı. Uzayda bulunan yeni bir manyetik maddenin üzerinde çalışan bilim adamları geliştirdikleri teknolojiyle cisimleri yerçekiminden kurtarmanın yolunu buldular.

2067’de mimariye de sıçrayan bu teknoloji şehircilik anlamında da yeni bir çığır açtı. Kentler artık insanoğlunu taşıyamayan yeryüzünde değil “Gökyüzünde” kurulacak!

Neden gökyüzünde kent?

  1. Nüfusun artması ve yeryüzünde yaşamın imkansız hale gelmesi,
  2. Nüfusun %40’ının engelli olması ve yeryüzünün eğimli yapısının onlar için büyük sıkıntılar yaşatması,
  3. Yeryüzüne çöken kirli hava,
  4. Çevre kirliliğinin had safhada olması,
  5. Doğal afetler,
  6. İnsanın gökyüzüne yükselme isteği…

Gökyüzü kenti temiz kalmış gökyüzünde konumlanır. Denizlerin üstü oldukça ideal yerler olarak düşünülmüştür. Kent, geçmişten ders alır ve çevreye asla zarar vermez. Kentte her birim sürdürülebilirdir.

Gökyüzü Kenti, noktasal bir odak ve etrafında şekillenen yapılardan oluşur. Merkezde, “sosyal küreler” altında ise kentin yeşil parkı konumlanır. Bu sayede sosyal alan-yeşil ilişkisi kuvvetlenmiş ayrıca ilginç bir odak noktası yaratılmak istenmiştir. Zirvedeki “Yerçekimsiz Küre” yapısı sadece eğlence alanı olmamakla beraber aynı zamanda şehrin gücünü simgeleyen bir anıt niteliği taşımaktadır.

Ticari alan ise sosyal alanın etrafında yer almakta aralarından geniş bir yaya yolu geçmektedir.

Merkezden çıkan ışınsal akslar ve onları birbirine bağlayan yollar ile insanları merkeze yönlendiren yürüyüş-koşu gibi aktivitelerini karşılayabileceği yaya sirkülasyonu düşünülmüştür.

En dış kısımda ise tarımsal aktivitelerin yapıldığı başlı başına yeni bir ekosisteme sahip “Eko-simit” bulunur ve şehrin yiyecek-içecek ihtiyaçları buradan karşılanır.

“Uçan arabaların” icadı -mimari olarak- yol ağı gerektirmemekte ve yaya yolundan bağımsız istenilen yerlerde konut birimlerinin bulunmasına imkan vermektedir. Evler bu sayede şehrin merkezini x, y, z düzleminde çevreler bu sayede tüm evlerin merkeze yakın olması sağlanır.

1.SOSYAL ALAN

Sosyal alanlar insanları birleştiren ortak buluşma noktaları olarak düşünüldü ve herkesin kolayca ulaşabilmesi için merkeze konumlandı.

Sosyal alanda klasik mekanların yanı sıra;

Yerçekimsiz Seyir Terası:
Kürenin iç mekanında yerçekimsiz ortam yaratılıp tüm yüzeyde yürüyebilme, koşma, uzanma, gökyüzünü ve ya yeryüzünü izleme imkanına sahip eğlenceli, heyecan verici ve sosyal kapalı mekan.

Eko Kafeler:
Bitkilerin iç mekanı sarmaladığı yeme içme mekanı olarak tanımlanabilir. Kafenin artıkları geri dönüşümle bitkilere gübre ve su olarak geri döner.

Yerküreler:
Yerçekimsizlik sayesinde kürenin iç yüzeyinin tümü toprakla kaplıdır. İnsanlara toprakla birebir temas edebilme imkanı sunar.

2.TİCARİ

Gökyüzü kent sakinlerinin ihtiyaçları karşılayabildiği yiyecek-içecek satış birimleri, mağazalar, iş yerleri, ofisler vs. mekanların bulunduğu alandır.

3.EKO-SİMİT

Formunun “simit”e benzemesi ve ekolojik olmasından dolayı “Eko-simit” olarak adlandırılan bu kompleks, birçok işlevi gerçekleştirmektedir:

1- TARIM VE BESİ ALANLARI

“Gökyüzü Kenti”nin tüm erzak ihtiyacını karşılayacak kadar yapay tarım arazilerine sahip bu komplekste sebze ve meyve yetiştiriciliğin yanı sıra hayvan yetiştiriciliğinin de yapılmaktadır.

Kent sakinlerinin gezip gördüğü, hayvan ve bitkilere birebir temas edebildiği büyük bir “Yeryüzü Bahçesi” niteliği taşımaktadır.

Dış cephesine yerleştirilen yüksek teknolojili “şeffaf paneller” sayesinde güneşten maksimum yararlanılarak kentin elektrik ihtiyacı karşılamakta ayrıca Eko-Simit iç mekanını sıcaklığını ayarlanabilirliğini sağlanmaktadır.

Dış çeperine yerleştirilen “vakumlar” bulutları emip su deposunda biriktirir. Biriken su buharı burada yoğuşturularak sıvı suya dönüşür ve tarım arazilerinin sulanmasında kullanılır.

Güçlü dış kabuğu sayesinde rüzgar, kasırga, hortum vs. doğal afetlerde alanı korur.

4.YAŞAM BİRİMLERİ

Yaşam birimleri kendi elektrik, su ihtiyacını karşılayabilecek şekilde tasarlanmıştır. Eko-Simit de kullanılan buhardan su elde etme-şeffaf güneş panelleri sistemleri yaşam birimlerinde de kullanılmaktadır.

Binanın atıkları kürenin alt kısmında depolanmakta, geri dönüşüm sistemi sayesinde gübre ve suya dönüşmektedir. Su, tuvalette kullanılmak üzere sisteme geri dönerken gübre kürenin alt tarafındaki kapakla “Geri dönüşüm Arabaları” tarafından alınıp “Eko-Simit” e gönderilir.

Etiketler

Bir yanıt yazın