Katılımcı, Sürdürülebilir Geleceği Tasarla Mimari Fikir Yarışması

Proje Raporu

Konsept olarak, yapının enerji ihtiyacını minimum seviyeye düşürüp, dışa bağımlılığı azaltmak hedeflendi. Yapının ihtiyacı olan enerji kaynaklarının temini, teknolojik çözümler ile sağlanması planlandı. Yapı ihtiyacı olan elektrik enerjisinin bir kısmını debisi elektrik üretimine imkan veren ve verimi arttırmak açısından setlenmesi önerilen nehirden su değirmenleri ile karşılanmaktadır. Nehir tasarım konseptini büyük ölçüde etkileyen bir çevresel faktör olarak görüldü. Nehir suyu yapı içerisinde sulama ve rezervuar suyu olarak kullanılması için; gres ve yağ saptanan suyun yoğunluk olarak daha ağır olan kısmından yapı içerisine su depolanması fikri önerildi. Nehir suyunun depolandığı alana aynı zamanda yağmurlu günlerde suyun araziden tahliyesi için eğimli düşünülen çukurlaştırılmış meydan kenarlarındaki süzgeçler yardımıyla yağmur suyunun da depolanması hedeflendi. Böylece yapı içerisinde ihtiyaç olan şebeke suyu minimum seviyeye düşürüldü.

Yapı içerisindeki kafeterya, restoran gibi yemek birimlerinin ihtiyacı olan besin yine işlevlerden biri olan çevre koruma atölyesi ile eşzamanlı olarak çalışan hobi bahçelerinden karşılanması hedeflendi. Enerji ihtiyacının bir kısmı buradan doğal olarak karşılanan kafeterya ve restoran organik atıklarının, basit öğütücü makinalar ile tekrar parsel içerisindeki peyzaj alanlarına gübre olarak dönmesi planlandı.

Elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamaya yeterli olmayan su değirmenlerine ek, yapının gezinemeyen teras çatılarında güneşin yönüne göre konumlandırılmış güneş panelleri yerleştirildi. Güneş panellerinin ayaklı olan modelleri meydanlarda kullanıldı ve kullanıcılara gölgelik alanlar sağladı. Peyzaj alanları içerisinde kullanılan rüzgar türbinleri gündüz depoladığı enerjiyi, gençlik merkezi meydanını gece aydınlatmak için kullanması fikri düşünüldü.

Yapının yalıtımı sürdürülebilirlik açısından önemli bir yere sahip olduğundan tasarımın bir kısmı toprak altına gömüldü. Kuzeye bakan cephelerde ise tuğla cepheler yüzey alanları arttırılarak kullanıldı. Böylece kışın soğuk havanın yazın ise sıcak havanın mekana kolay girmesi engellendi. Yalıtım amaçlı özellikle güney cephesi için yaz güneşini kıran, kış güneşini doğru açı ile alan saçak tasarımları planlandı.

Tasarım yol kotundan alt kısma konumlanarak kullanıcıya araba gürültüsü, egzoz dumanlarından koruyan sağlıklı bir çevre oluşturmayı amaçlamaktadır. Oluşturulan meydanda; yakın çevrenin güzelliklerini ses kirliliğine maruz kalmadan görmek hedeflenmiştir. Orta avluda toplanan gün ışığı, atölyelere yansıyarak elektrik ihtiyacından tasarruf sağlanıyor. Gün ışığını tamamen mekan içerisine almak yerine saçak altında koridorlar oluşturularak ışığın kırılarak mekana girmesi planlandı. Cephede kullanılan barbakanlar ile mekan içerisindeki ışık süzmeleri zengin hale getirildi. Barbakanlara güneş kırıcı özelliğinin yanında doğal havalandırmayı sağlayacak bir sistem düşünüldü.

Çökertilmiş avlu meydan kotundan 100 cm alt kota indirildi. Bu tanımlı mekanı tamamen sert zemin olarak düşünmek yerine kullanıcıların toprak ile doğrudan temas edebilecekleri, günlük aktivitelerini yapabilecekleri rahat bir ortam oluşturuldu. Çökertilmiş avlu ile aynı kotta olan ahşap boyama, vitray ve heykel atölyesinin oluşturdukları ürünler uygun mevsimlerde bu çökertilmiş avluda sergilenme fikri avluda sert zemin ihtiyacını ortaya çıkardı.

Yol kotuna sırtı yaslanan yapının terası gezilebilir teras çatı yapılarak bir üst meydan oluşturuldu. Kullanıcı bu sert zeminden doğal toprak alanına keskin bir şekilde geçmemesi için konferans salonu biriminin üzeri yeşil çatı ve amfi olarak tasarlanarak yumuşak bir geçiş sağlandı.

Konferans salonunun üst kısmı; 2 birimli kütüphane avlusuna hizmet eden bir amfi haline getirildi. Bu kısım meydan kalabalıklığından biraz uzak ve biraz yüksek kotta düşünüldü.

Sağır duvarlarda ve tuğla yüzeylerde parseldeki yeşil oranını arttırmak hedeflendiğinden vejital cephe uygulaması planlandı. Böylece kullanıcıların nefes alabilecekleri şehir içinde yeşil alan planlaması yapıldı.

Gençlik merkezinin önemli birimlerinden olan spor birimleri sıralı olarak peyzaj alanı daha fazla olan ve meydan kısmına göre daha sakin olan güney-batı yönüne konumlandırıldı. Bu kısımda açık ve kapalı spor birimleri oluşturuldu. Kapalı spor salonu içerisinde kafeterya, soyunma ve duş mekanları basketbol türbininin alt kısmında çözüldü.

Genel olarak mekanlar birbirinden ayrı, bir meydan üzerinden ulaşılabilen modüler parçalardan oluşmaktadır. Modüler planlama sayesinde yapı eklenebilir veya çıkartılabilir, belli bir zaman sonra farklı işlev verilebilir bir tasarım amaçlandı. Sürdürülebilirlik açısından önemli olan bu ilke tasarımda yeniden kullanılabilir malzeme kullanmayı gerektirdi.

Malzeme seçimleri sürdürülebilirlik açısından doğal ve hafif malzemeler tercih edildi. Geleneksel malzemelerden olan ahşap ve tuğla, çağdaş malzemelerden beton ve çelik ile harmanlanarak zıtlık oluşturmak amaçlandı. Genel olarak meydan yeşil alanlar haricinde kesme taşlar ve düz zeminler olarak düşünüldü. Engelli kullanıcılar için çözümler tasarımın her aşamasında arandı ve mekanlara ulaşım rampalar ile sağlandı. Engelli kullanıcılar düşünülerek zemin için pürüzsüz tasarımlar ön plana çıktı. Sert zeminler yeşil alanları bastırılmayacak şekilde parselden ayrıldı.

Paftada kullanılan görsel Daryush Sheyegan Yaralı Bilinç kitap kapağından Mimar Erol Akyavaş’a ait olup, konseptimize ilham kaynağı olduğu için kullandığımız bir simgedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın