1. Mansiyon, Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması

1. Mansiyon, Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ve Yakın Çevresi Mimari Proje Yarışması

Mimari Açıklama Raporu

MİMARLIK VE MİMARLIK EĞİTİMİ

Mimarlık, doğası itibariyle bir çok disiplin ile iç içe, yakın ilişki halindedir. Çevresi ile birebir ilişkilidir. Çevresinden ilham alır, çevresini etkiler. Mimarlık eğitimi de, bu temel üzerine kurulu olmalıdır. Tüm disiplinlerle etkileşim halinde, çevresine duyarlı, yerin ruhunu anlayan, hisseden bir mesleğin mensubu olunacağının farkındalığını yaratmak, mimarlık eğitiminin önceliklerinden olmalıdır.
Toplumsal bir niteliğe sahip olan mimarlık, etkileşim ile kendini geliştirir. Bu anlamda mimarlık eğitim esasları ve eylemleri öğrenciye ve diğer katılımcılara/izleyicilere açık olacak şekilde kurgulanmalıdır. Bu açık olma durumu, disipliner ve söylemsel olduğu kadar içinde mekansallığı da barındırır. Bu anlamda mimari disiplin hakkında oluşturulan söylemler mekana yansıdığı/ eyleme dönüştüğü müddetçe varlığını sürdürerek yayılabilir.

Mimarlığın kendi içinde oluşturduğu söylem bütünleşik bir çalışma ve eğitim ortamını gerektirmektedir; ancak kimi zaman fakültelerin ve hatta bölümlerin yalıtılarak kendine dönük bireyler yetiştirme modelleri ile üniversite eğitiminin amacına ve ruhuna uymayan, hatta toplumsal düzeyde bencil, içe dönük bireyler olması ihtimali göz ardı edilmiştir.

Eğitim yapısının, etkileşime açık, bütünleşik bir anlayışla ele alınarak, öğrenci odaklı eğitim modelleri ile disiplinlerin iç içe geçmesine olanak sağlayacak şekilde modellendirilmesi gerekmektedir. Disiplinlerarası olma durumunun yanı sıra, fakülte özelinde bir mimarlık öğrencisi öncelikle içinde bulunduğu mekan itibariyle mimariyi kavramaya başlar. Tekdüze ve öngörülen eğitimle örtüşmeyen mekanlarda öğrenci aradığını bulamaz ve yansıtamaz.

Mekanın, mimarlık eğitimindeki önemi yadsınamaz. Bu anlamda değerlendirilen Pamukkale Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ve Yakın Çevresi Ulusal Mimari Proje Yarışması kapsamında sosyal odaklı, bütünleşik bir tasarım ve eğitim anlayışı ile insan ölçeğine vurgu yapan mekansal kurgular geliştirilmiştir.

Atölye temelli eğitim modeli kapsamında; atölye çalışmalarını ve yaşantısını odağına alan, atölyeler üzerinden yaşantıyı kurgulayan bir yaklaşım temeli üzerinde durulmuştur. Oluşturulan ortak atölyelerle, bölümlere bütünleşik eğitimin verildiği, kişiselleştirilebilen çalışma mekanları ile aidiyet hissi veren, ders saati dışında da eğitimin devam ettiği, akademisyenlerin öğrencilerle ders saati dışında da yalıtılmadan/ etkileşim içinde olabildiği bir eğitim modeli öngörülmüştür. Önerilen yapılaşma, yalnızca stüdyolarda değil, binanın içinin, dışının, ara mekanlarının tamamının kullanılabilmesine, binanın her çeperinin yaşanmasına imkan tanır. Sirkulasyon alanı yalnızca bir sirkulasyon alanı değil, jürilerin toplanacağı sergilerin yapılacağı; tasarlanan yarı açık stüdyo galeri ile birlikte, bina cephesinin kullanılır hale getirilmesi gibi değerlerle, binanın yaşayan ve yaşanılan bir mekansal örgütlenme sağlaması hedeflenmiştir.

YERLE İLİŞKİ KURMAK…

Yarışma alanı, Denizli ili, Pamukkale Üniversitesi Kınıklı Kampüsü sınırları içerisinde konumlanmaktadır. Yer yer eğimli bir topoğrafyaya sahip olan kampüsün güneyinde Eğerkaya Tepe, batısında ise kampüsü kuzeybatıdan güneydoğuya kat eden Hamamderesi yer almaktadır.

Yarışma alanı için potansiyel yerleşim alanları değerlendirmesi yapılmış ve kampüs alanının kuzey batısındaki G3 girişinin bitişiğinde olan ve halihazırda atıl durumdaki spor alanının ve çatı strüktürünün yer aldığı arazi, yerleşime uygun görülmüştür. Kampüs alanı, sağlık bölgesi, eğitim bölgesi, spor-teknoloji bölgesi ve potansiyel gelişim bölgesi olarak  zonlanmış ve yorumlanmıştır. Bu kampüs dokusu içerisinde; yerleşilen alan, potansiyeli itibari ile mevcut dokuyla bütünleşmeyi ve bu dokunun potansiyellerini açığa çıkarmayı hedefler. Bu doğrultuda, gelecekte tüm fakülte ve sosyal tesislerin bir araya toplanacağı bir alan olarak öngörülen Kınıklı Kampüsü’ndeki dönüşüme olumlu katkı sağlanması ve yön verilmesi hedeflenmiştir.

Mimarlık eğitimi ve mekanın bütünleşik ilişkisi ile birlikte mekanın kendisine aidiyet veren bağlamı ise tasarımın en önemli ölçütlerinden birini oluşturmaktadır. Bu anlamda oluşturulan tasarım, yerle ilişki kurmayı dert edinen, mevcut kampüs yaşamına katılan ve çevresini iyileştirmeyi amaçlayan bir yol izlemektedir.

Cengiz Bektaş tarafından tasarlanan ve yapılar arası bağlantıları sağlayan yaya yolunun sürekliliği sağlanarak güçlü bir arter oluşturulmuş ve yaya yolu aksı, Mimarlık fakültesi yakın çevresi ile bütünleşik bir anlayışta kurgulanmıştır.

Yarışma alanı bütüncül değerlendirilerek, tasarım alanı seçiminde çevresel bağ ve bağlantılara önem verilmiş; kampüsün doğu yönünde yoğunlaşan eğitim alanı, yürüyüş yolu ve kampüs ringi, güney yönünde gölet ve rekreasyon alanı, batı yönünde mevcut kent dokusu içerisindeki özel yurtlar ve konutlar ile karşılıklı mekan etkileşimleri dikkate alınmıştır.

Gelecekte kampüsün güney bölgesinde yer alan ve dağ yamacının bitişiğinde kalan bölgenin potansiyel gelişim bölgesi olduğu öngörülerek, bu alanının gelecekte kurgulanacak olan birimler ile bütüncül ele alınması ve tasarlanması öngörülmüştür.

Binanın, bulunduğu konumunun, çevresinin, hem fiziksel hem çevresel psikoloji bağlamında yerin ruhundan gelişen, yerle bütün olmaya çalışan bir tavrı vardır. Bina zemin kotundan yukarılara doğru gittikçe kendini ifade etmeye başlar. Ama temelinde yerin, programın ve öngörülen yaşam kurgusunun gerekliliklerine ve ruhuna odaklanmıştır. Ezici olmaktan ziyade kapsayıcı, insan ölçeğinde bir yapılaşma da projenin temel hedeflerindendir.

Etiketler

Bir yanıt yazın