The Tent

a21studio tasarımı "the Tent", en basit haliyle bir çatı gereksiniminden ortaya çıkıyor ve bu gereksinim etrafında şekilleniyor.

Stüdyo projeyi anlatıyor:

Sıcak su ve mineral kaynağının içine yerleşen “the Tent”, nehre bakan kayalık tepenin yarıyoluna ilişmiş bir kaplıca. Yapı, tepenin diğer tarafında kalan çamur banyosu, masaj gibi diğer aktivitelerden kendini ayırıp gizlenmek için iyi bir yer. Öte yandan tepenin bu yüzünün yıl boyunca yoğun güneş ışığı altında kalması uzun zamandır boş bırakılmasına neden olmuş.

İlk olarak, dik ve sazdan yapılmış bir çatının, güneşten koruma sağlamak ve peyzajla uyum sağlamak için uygun olabileceği düşünüldü. Batı yönünde yerleştirilen çatı sayesinde oldukça yüksek miktarda bir ısı yapının dışında tutuldu. Dahası çatının zemine basması, binanın temel yapı elemanı haline gelmesini sağladı.

Detayda bakıldığında 100x250mm’lik kirişler yapının 11m’lik açıklığı geçmesini sağladı. Açıklığın ortasında çatı yerden 2,3m yükselerek ziyaretçilerin manzarayı seyretmesine olanak verdi. Bu ahşap iskeletin üzerinde üç katman yerleştirildi; bunların ilki 20mm kalınlığındaki ahşap paneller, ikincisi su yalıtım malzemesi, son kat ise hindistan cevizi yaprakları oldu. Bütün bu katmanlar yerel tekniklerle birbirine sabitlendi.

Yapıda yerel taşlar ve yapraklardan yararlanıldığı gibi kaya, çelik ve farklı seramikler de kullanılarak ziyaretçiler için uyumlu bir atmosfer yaratılmaya çalışıldı. Mekan iki seviyeye bölündü. Üst kat yıllanmış ahşap çerçevelerden ve renkli camlardan tasarlandı. Mekanın tam ortasına havada asılı kalmayı sevenler için file yerleştirildi. Alt katta mineral havuzu ve eski ahşap mobilyalarla rahat bir atmosfer yaratıldı ve manzarayı seyretme olanağı sağlandı.

“The Tent” tasarımı ve uygun malzeme seçimiyle, güneş ve rüzgar nedeniyle tercih edilmeyen bir alanı canlandırdı. Yerel ustaların yapım tekniklerinin uygulandığı yapı bölgede yapılacak diğer yapılar için de iyi bir örnek oluşturdu.

Etiketler

2 yorum

Bir yanıt yazın