3. Ödül, Bornova Belediye Binası ve Çevresi Mimari Proje Yarışması

MİMARİ RAPOR

1- Mevcut imar planı ve Türkiye’de kentleşmesinin genel durumu üzerine…

Bu rapor elbette İzmir’in, iyilik ve güzelliklerinden, ne kadar kendine has eşsiz bir yer olduğundan bahsederek, İzmir’e kısmen Bornova’ya bir güzelleme ile başlamalıydı… Öyle de planladık, ama o bölüm daha sonra gelecek.

Daha önce belki şu en medeni belediyelerimizin dahi planlama işini hakkıyla yapamamasından başlamalı. Planlamanın, politikanın ve belki biz mimarların aklının ermediği birçok konu ile alakalı olduğunu düşünebiliriz, galiba öyle de. Ancak yine de planlama, iyi- yaşanabilir bir kent örgüsü üretme aracıdır.

Her şey bir yana artık iyi mimarlığın, iyi yapıların, zincirin son halkası olduğunu, sırf güzel görünen hatta iyi tasarlanmış yapılarla iyi bir kent kurgusu oluşmadığını geçtiğimiz 10 yıl içinde daha iyi anladık.

Peki, bu hep birlikte ‘katılıyoruz’ diyeceğimiz tespitler öylece duruyorken nasıl oluyor da Bornova da dahi belediye yapısı ve onunla birlikte ele alınacak meydan için bu şekilde bir imar planı yapılabiliyor?

Eminim yarışmacıların yaptıkları tasarımlar incelendiğinde bir kez daha ortaya çıkacak ki söz konusu imar planı kentin en lehine, ideal çözümü-çözümleri içeremeyecek. Mutlaka önemli fırsatları kaçırdık!

Bu imar planının kısıtları, bir yandan belki büyük bir açık alan üretmeye tasarımcıları zorlayacak ancak, en incelikli hassas, iklimsel verileri gözeten etütlerin sonunda eminim hiçbir yarışmacı güneye bu kadar açık bu büyüklükte bir meydan ve 7-8 katlı 4000 m2 sıkıştırılmış bir belediye önermeyecekti.

Bu imar planı olmasaydı; 3 en çok 4 katlı bahçeler ve avlular içinde erimiş, içinden hayat geçen bir belediye yapmak isterdik. Çevre yapıların yüksekliğine aldırmadan Peterson köşkünün bahçesi gibi, kentlilerin her şeyini kullanabileceği büyük bahçeler. Bunu yapamadığımız için elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanmaya odaklandık. Bu koşullar altında İzmirli, Bornovalı bir belediye nasıl olur, jenerik çözümlerin ötesinde yerel bir belediye nasıl olur buna kafa yorduk.

Bornova’ da Olmak

Bornova merkez ve onun yakın çevresindeki kent strüktürü biraz etüt edilmeye başlandığımızda kavranabilir, sorunları tespit edilebilir ve bazılarının kolaylıkla çözümlenebilir olduğunu gördük.

Konuya şu şekilde yaklaştık; ufak müdahalelerle çok daha iyi hale getirebileceğimiz durumlara öncelik verelim. Zaten hiç de fena olmayan bir yeşil alan, açık alan kurgusu var. Bu mevcut durumu nasıl daha iyi hale getiririz sorusunu kendimize sorduk ve alanda biraz vakit geçirdik. Sonuç olarak Bornova merkezden 8-10 dakikalık yürüyüş mesafesindeki muğlak bir çember içerisindeki potansiyelleri daha görünür hale getirmek için bir dizi önerilerde bulunduk.

A- Viyadük altı

Bornova’yı kuzeyden güneye kat eden bu ulaşım canavarı, tabii ki birçok trafik sorununu çözüyor. Peki, geriye kalan kent mekanı ne olacak? Altındaki, yanındaki ve çevresindeki? Önerimiz oldukça basit. Ses bariyerleri yerine çok sıkı bir kavak ağacı dizisi ile viyadüğü üst kotta izole edelim. Viyadüğün altında da kavak ağaçları ile sınırlandırılmış, çeşitli kentsel donatılar için kapalı, yarı açık işlevler kurgulayalım. Spor alanları, sergi ve gençlik merkezleri, peyzaj alanları, açık sinema ve gösteri alanları gibi… Bu işlev dizilerini viyadük boyunca farklı yoğunluklarda ve gerilimlerde kurgulayabiliriz. Bu omurga çizgisi viyadüğün batı-doğu ayrımını birleştirici bir etkiye dönüştürebilir.

B- Cumhuriyet Meydanı

Cumhuriyet meydanı ve yakın çevresi, Mustafa Kemal caddesi düzenlemesi ile viyadük altından başlayan belediye meydanı ile devam eden fikrin en önemli ucu. Alan üzerine biraz düşündük, bir yandan bir trafik düğümü, öte yandan yaya ve peyzaj sürekliliğinin, çevre parkların devamı olabilir bir alan. Problemin zorluğundan da kaynaklı, üstünkörü bir öneride bulunmaktansa bir problem tespiti ile yetinmenin daha doğru olacağı sonucuna vardık. Daha çok yeşil alanlara entegre olmuş, yaya kullanımı öncelikle, Mustafa Kemal caddesi ve çevre parklarla sıkı bağ kuran bir kentsel mekan olabilmeli burada. Belki de bu işaretli bölge için esaslı bir kentsel yarışma açmak en iyisi olurdu?

C- Kavşak

Güneyde yer alan viyadük ve metro istasyonu ile birlikte bir trafik düğümüne dönüşen kavşak sorunlu görünüyor. Kavşağın güneyindeki Üniversite giriş kapısı, doğusunda yer alan metro bağlantısı ve trafik için dönüş imkanı veren göbek bir araya geldiğinde yayalar için çok da konforlu olmayan bir durum ortaya çıkmış. Daha derinlemesine etüt edilmesi gerekiyor ama güneyden aşağı inen Gediz caddesi 5000 m2 büyüklüğündeki bu refüj adanın içinden doğrudan geçse, yayalar bu adanın etrafında sürekli dönmese, viyadük altında peyzaj ve işlevler geçişe uygun organize edilse diye düşünüyoruz.

Ana doğrultular ve Çemberler

Ana doğrultu ve çemberlerin düzenlenme fikri kullanıcıların bu rotaların tamamını kullanmaları üzerine düşünülmedi. Kent hayatının bir bölümünde bu çizgilerden birinden diğerine atlamak, kısa süreli ya da uzun süreli bu rotaları kullanmak mümkün. Bu çemberleri daha çok fikri bir tanım üretmek, kentin birçok yerine değen karakterler üretmek için tasarladık.

Rota1- Gediz Caddesi-Süvari Caddesi ve Aşık Veysel Parkı

Gediz Caddesi, Aşık Veysel parkından başlayarak Ankara caddesi-Metro istasyonu-Viyadük ile sonlanıyor. Sonlandığı noktada Süvari Caddesi başlıyor. Önerilen doğrultu, daha sonra Peterson köşkünün yanından parka tekrar bağlanıyor ve iki noktada Mustafa Kemal caddesini kesiyor.

Rota 1 daha çok rekreatif bir doğrultu, kısmen ticari güzergahlardan da geçiyor. Ama kentin içinden geçip giden bir koşu yapmak için ilginç bir güzergah. Bu öneri ile Gediz Caddesinin belediye meydanının doğusundan geçen bölümünü yaya ile ortak kullanılan, yavaşlatılmış bir trafik ile organize etmeyi öneriyoruz. Yine Mustafa Kemal Caddesi’nin güneyinde kalan parçada yer alan yeşil alanları daha organize kullanarak kente entegre cep parklarına dönüştürebiliriz!

Rota 2- Mustafa Kemal Caddesi- Viyadük-Fevzi Çakmak caddesi-Cumhuriyet Meydanı

Bu güzergah, Viyadük altında yer alan atıl bölgenin düzenlenmesi ve kente kazandırılması adımı ile başlıyor. Ardından Mustafa Kemal Caddesi boyunca sokak profilinin değiştirilmesini öneriyoruz. Orta refüjün kaldırılması ve güney cephesindeki kaldırımın genişletilerek, güneşten korunan bisiklet, yaya ulaşım olanaklarının arttığı asimetrik bir profil bu. Söz konusu yaya doğrultusu daha çok ticari birimler ile besleniyor.

Alana nasıl Yaklaşmalı? Nasıl bir meydan ve Yapı fikri?

Alanı parçalara bölüp, fragman tasarlamak elbette mümkün değil. Ama parçalara hala bütün gibi bakmayı başarabilirsek parçalanmanın bize sunabileceği çeşitli imkan ve zengin olasılıklar oluşabilir.

Bu tasarım, bir bütünü kuracak farklı karakterdeki açık alan öbekleri ile benzer şekilde kurgulanmış bir belediye yapısının ilişkisi fikri üzerinedir.

Meydanı bildiğimiz bir meydan değil, çok ölçekli, çok işlevli, kentin birçok ihtiyacına cevap verebilecek nitelikte çoğulcu ve aynı zamanda İzmir’in alternatif dış mekan kullanımlarının da bir devamı.

Belediye yapısı da meydan gibi, resmi değil. Parçalardan ve onların açık alan ilişkilerinden oluşan alternatif bir sistem öneriyor.

1- Viyadük

Viyadük için yapılan düzenlemeden bahsetmiştik. Viyadük altıdaki atıl alanları kullanılır hale getirerek bu alanları kente entegre etmek istiyoruz. Tüm viyadük boyunca, çok yoğun değil ara ara oluşacak işlev kümeleri burada bir hayatın oluşmasını sağlayacaktır. Burada oluşacak mekânsal potansiyeller kent için birleştirici yenileyici bir güç oluşturabilir.

2- Dönüşüm

Alanın batısında kalan bu bölge muhtemelen öncelikle dönüşerek çevre yapı yoğunluğuna gelecek. Bu dönüşüm gerçekleşirken viyadük altı düzenlemelerin ve cep parklarının tasarlanması kentin bu parçasının daha sağlıklı gelişmesini sağlayacaktır.

3- Aşık Veysel Parkından Gediz Caddesine akan yeşil aks

Aşık Veysel parkı yapılacak yardımcı düzenlemelerle daha çekici hale gelebilir. Bu parktan devam ettirilen güçlü yeşil yoğun doku Gediz Caddesi belediye kesişimi ne kadar sürdürülebilir. Parktan kentin içine doğru akan bir peyzaj deresi?

4- Kavak Avlusu

İzmir’in kavakları… Türküden dolayı değil tabi ki… Yapı adasının etrafında mevcut ağaçların arasına 20-25 m yüksekliğe varacak bir kavak dizisi yapmayı öneriyoruz. Bu yüksek dizi adanın etrafını peyzaj ile tanımlayıp kuşatacak. Kavaklardan polenlerinden ötürü korkmayın. Doğru cins seçimi ile harika bir kentsel peyzaj elemanı olabilir.

5- Rota 2

Mustafa Kemal Caddesi- Viyadük-Fevzi Çakmak caddesi-Cumhuriyet Meydanı bağlantılı kent içi bu rota, Belediye meydanının hemen güneyinden geçiyor. Meydan ve ardışık mekanları bu aksa eklenen önemli kentsel nişlerden birisi olmaya aday!

6- Rota 1

Gediz Caddesi-Süvari Caddesi ve Aşık Veysel parkından da geçer. Daha çok bu rekreasyon hattı güneye doğru inerken cep parklarına ve daha gevşek bir kent dokusu eşliğinde ilerliyor. Aşık Veysel parkına bağlanan hat belediye yapısı ve meydan için uzun bir doğu cephesi girişi oluşturuyor.

7- Viyadük-Park-Otopark ve Meydan İlişkisi

196. sokağın viyadüğe bağlandığı bu sokak ağzında bir cep parkı öneriyoruz. Bu park viyadük doğrultusundan beslenecek doğrultunun cami ön avlusu üzerinden meydana bağlanabileceği bir aralık.

8- Cami avlusu ve Meydan ilişkisi

Ne caminin kendisinin ne de avlusunun çok iyi tasarlandığı söylenemez. Otopark yeşil çatısını devam ettirip bir arkada dönüştürdüğümüz bu parça ile hem kendi içine dönebilecek hem de meydan ile sürekli entegre olabilecek yeni bir durum öneriyoruz.

9- Yarı Açık Otopark ve Yeşil Çatı

İmar planında aslında sadece 2 farklı parçada otopark olarak görünüyor alan. Ancak biz üzerinde endemik türlerin yetişebileceği yarı açık bir basit strüktür ile örtülü bir otopark öneriyoruz. Otoparkı 1,5 metre kadar gömüyor yeşil çatıyı da yayaların algılayabileceği seviyeye getiriyoruz. Yer yer çatılara delikler açıp, üst yüzeyi kısmen yürünebilecek hale getiriyoruz.

Cami yarışma alanı içinde değil, farkındayız. Ancak bu düzeni camiye kadar sürdürsek, çok basit eklentilerle belki camini görünüşünü ve işleyişini de olumlu anlamda değiştirebiliriz diye düşündük.

10- Paylaşımlı Sokak

Gediz caddesinin yapı adamıza değdiği doğu cephesinde kaldırım kot, ve malzeme ayrımını ortadan kaldırıyoruz. Meydanın malzeme dilini hemzemin olarak doğu cephesindeki 9 katlı yapılara kadar uzatıyoruz. Böylece daha yavaşlatılmış bir trafik ve başlangıçta algısal olarak meydan ile bütünleşmiş bir sokak ve karşıda ticari birimler elde edebiliriz.

Bu senaryo belki özel günlerde veya haftada 1 gün bu bölümün trafiğe kapatılması ile güçlendirilebilir.

Kim bilir belki kullanım alışkanlıkları bir gün bu sokağı Aşık Veysel parkına kadar yayalaştırılmasını sağlayabilir?

11 -Köşe Meydan

Mustafa Kemal Caddesi ve Gediz Sokak kesişimin de daha resmi sirkülasyon tarafından katedilen bir meydan kurguladık. Bu alan tören meydanı, geçiş alanı ve kafelerle daha hızlı kullanımlar için hem uygun pozisyonda hem de büyüklükte.

12- Avlular ve Alt Meydanlar

Meydan ve açık alan kurgularında ölçeği ve çok fonksiyonlu bir kurgu üretmeyi önemsedik. Bir hamlede tek ve büyük bir boşluk yerine 2 farklı kotta farklı büyüklüklerde ve farklı kamusal değerlikleri olan özelden kamusala bir dizi mekan tasarladık.

13- Saçaklar

Güneye bakan bu meydan ve avlular için güneşten belki bazen yağmurdan korunma çok önemli. Bunun için farklı parçalardan oluşan bir grup çelik hafif saçak tasarladık. Bu saçakları altlarındaki programlarla ilişkili farklı yüksekliklerde tasarladık. Saçakların altında yer yer tırmanıcı bitkiler kullanarak sıcak havalarda altında oturulabilir kahveler, mekanlar oluşturduk.

14- Belediyenin Parçalanması

Belediyeyi birbirine köprülerle bağlanan 6 ayrı parça olarak tasarladık. Parçalanmayı biraz yapı daha iyi ölçeklesin, biraz kıyısı köşesi oryantasyonu olsun diye tercih ettik. Ama hepsinden öte daha gayrı- resmi, Bornovalıların hissiyat olarak kendilerini daha yakın hissedebilecekleri bir aralık oluşturmaya çalıştık. Aralarında da bir avlu oluştu. Üstünü falan kapatmayı hiç düşünmedik. Yoğun olarak kuzeyden esecek rüzgarın yapının içinden esmesini, içeriye doğru bakan bahçelerin ve koridorlarının olmasını bu iklimin parçası olarak gördük. Bu serin mekanın daha da serin olması ve yapıyı bu klima özelliği ile tasarlamak içinde biraz uğraştık.

15- Yeşil çatılar ve PV paneller

Çatıda PV panel kullandık. 1200 m2 alana sahip paneller yapının tüm aydınlatma ihtiyacını karşılıyor, hatta artan güç ile kısmen soğutma sistemini destekleme şansımız olabilir. Yeşil çatılar ile bakmalık değil, personelin, ziyaretçilerin çıkması için, belki bazı davetler ve organizasyonlar çatıda ufakta olsa ağaçların gölgesinde yapılabilir.

16- Meclis

Bu gayri-resmi durumu oluştururken meclis gibi çok önemli bir parçayı da üst kotlarda çözmek yerine avlu ile ilişkili çözümledik. Böylece halkın da bahçesinde olup gözlemleyebileceği ama yine de kısmen kendine özgü bir mahremiyeti de olan bir durum oluşturabildik.

17- Belediye Meydan ilişkisi geçişler

Gediz Caddesi boyunca alt meydana inebileceğimiz satıhlar tasarladık. Bu geçişler tamamen sınırsız değiller. Aralarda kısmen setler ve bariyerler de mevcut. Ancak yapının altının boşaltılması ile oluşan kademeler kısmen yarı kapalı organizasyonların yapılmasına da imkan sağlayabilir.

18- Havuz

Köşedeki havuz çocukların uğrak yeri olabilir. Yüzülüp suyun içinde atlayıp zıplanabilir. Tören alanı olarak ta kullanılacaksa alternatif bir heykel-heykeller kompozisyonu alanı şekillendirebilir. Heykelleri de iyi sanatçılar gelip tasarlasın mesela?

19- Personel Avlusu

Binanın hemen arkasında sadece personelin kullanımı için tasarlanmış ayrı bir avlu mevcut. Gölgede, öğle aralarında ya da farklı saatlerde işten kaytarmak için kullanılabilir.

Yapılaşma Fikirleri ve Sürdürülebilirlik

-Temel fikirler

Parçalardan bir bütün kurmaya çalıştık demiştik. Bu parçalanmanın programın bir sonucu olduğunu iddia etmek saçma olurdu tabi. Bize göre programın değil ama, baştan beri aktarmaya çalıştığımız İzmir’deki rahat kendine özgü kent hayatının bir belediye versiyonu nasıl olurdu sorusunun cevabını aradık. İç mekanı dış mekanı çok sıkı sıkıya tarif edilmemiş, bir yerden bir yere giderken biraz dışarı çıkabileceğin, aralıkları ufak sokakları olan bir Belediye?

Tabi Parçaların büyüklüklerini de programın irili ufaklı durumuna göre kurguladık. Genelde bir program parçasını istisnalar dışında 2 ayrı yapıya bölmemeye gayret ettik. Koridorları, yer yer genişlettik ve iç mekana bakan kat bahçeleri ile birleştirdik.

Bize göre sonunda her birisi ayrı yapılar gibi davranan, birleştiklerinde bir bütünü oluşturan, sunduğumuz alternatif kurguyu elde ettik.

-Yapı dilleri

Yapı dilleri için, daha sadeleştirilmiş beyaz ve açık renklerle temsil edilen bir tanım ürettik. Çelik saçaklardan, zemin kaplamalarına kadar bu sakinliği sürdürmeyi amaçladık. Parçalanan yapı ve onun değişken algısının bu beyaz, çok da malzeme ipucu vermeyen dilin nötrlüğünün gücünü kullansın istedik.

-Programın Yerleşimi

Programı yerleştirirken belli başlı kriterler belirledik bunlar;

Programın büyüklüğü, Zemin ile ilişkili olma zorunluluğu, Üst katlarda ya da çatı ile ilişkili olabilmek, Servis ihtiyaçları, şevlerin ilişkileri.
Bu parametreleri kullanarak ürettiğimiz farklı yerleşim alternatiflerinden eleyerek yarışmada size sunduğumuz sonuca ulaştık.

-Meclis

Demokrasinin bize değmeye en yakın olduğu yer diye mi meclisi bu kadar önemsiyoruz? Bir temsil değeri olduğu için mi? Seçtiklerimizin bir araya gelip hakkımızda kararlar aldığı yer olduğu için mi?

Tam cevabını veremedik ama meclis önemli! Sakin bir avluda, halk meclisi ile birlikte, bir bütünün iki parçası gibi çözdük meclisi. Meclis çalışırken siz de onun diğer yarısında takılıp aradan izlemeye çalışabilirsiniz… Ya da protesto edebilirsiniz…

-Cepheler ve yapı sistemi

Cepheyi ilk andan itibaren kesinlikle 2. Bir kabuk gibi düşünmedik! Yatay ve düşey beyaz prekast yapısal elemanları desteklediğimiz çelik karkası aynı zamanda doğramaların üzerine oturacağı, bağlanacağı kör kasalar olarak tasarladık.

Ezbere bir yapı imgesi üretmektense yatay ve düşey panellerin farklı girişimlerle güneşin yön ve hareketine göre şekillendirdiği yapıyla bir bütün olarak çalışan bir cephe kurmaya çalıştık. Güneyde daha yoğun yatayların olduğu, batı ve doğuda düşeylerin sıklaştığı kuzeyde daha açık bir cephe olarak tasarlanan bir sistem.

-İç mekanlar ve ofis kurgusu

İç mekanlarda da bu sakin malzeme skalasını devam ettirmeyi hedefliyoruz. Yarışma kapsamında birçok açıdan kısmen detaylı bilgiler verdiysek de birçok malzemeye de karar veremedik. Ofis zeminlerinde açık renk doğal taş ve beyaz rengin hakim olduğu daha sakin atmosferler yaratmayı hayal ediyoruz. Yeşil ve beyaz ile şekillenmiş çalışmaktan keyif alınabilecek aydınlık mekanlar üretebiliriz.

Mimari rapora ve projenin gelişim sürecine buradan ulaşabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın