Teletech Çağrı ve İş Geliştirme Merkezi

MVRDV'nin yenileme projesi eski bir yapıyı esnek çalışma peyzajları sağlayan bir ofis binasına çeviriyor.

Dönüşüm projelerinin sadece tarihi binaları korumak için yapıldığı bir dönemde MVRDV’nin dönüşüm projesi ayrıksı bir yerde duruyor. 2004 2009 yılları arasında hardal labaratuvar olarak kullanılan yapı, farklı bir işlevle tekrar kullanıma açılıyor. İyi durumda olan yapı, yeni kullanım amacına uygun geniş mekanlara sahip değil. Proje bütçesi ise cepheyi tamamen değiştirmek veya ciddi yapısal değişiklikler yapmak için yeterli değil. Bu durum mimarları binanın akılcı bir şekilde yenilenmesi ile orjinal fikirler arasında bir denge bulmak zorunda bırakmış.

Teletech’in çalışma rutinlerini araştıran tasarımcılar, şirkette özellikle belli saatlerde yoğun olarak çalışıldığını, diğer zamanların ise durgun geçtiğini farketmiş. MVRDV tasarımını binanın bu düzensiz kullanım saatlerine adapte etmiş. 600 telefon operatörünün çalıştığı alanlar, gençlerin genellikle kanepede laptopla çalışmalarından ilham alınarak, operatörlerin istedikleri şekilde çalışabilecekleri esnek çalışma peyzajları olarak düşünülmüş. Operatörler binanın herhangi bir noktasından sisteme bağlanarak çalışabiliyorlar.Bu serbest çalışma peyzejlarının iç mekanları resmiyetten uzak bir dilde tasarlanmış. Çalışanlar boş zamanlarını geçirmek için bina içindeki eğitim merkezini, galeriyi veya proje merkezini kullanabiliyorlar. Yapıda bunun dışında daha mahrem ve farklı karakterde ofisler de bulunuyor.

Geniş bir avlu, büyük bir pencere ve çatı pencerelerinin kullanıldığı 40×70 boyutlarındaki hacim çalışanları bir araya topluyor. Geri kalan bütçeyle tamamen yeni bir cephe inşa etmek yerine,  cephe üzerine üzerine “flashcode” yapıştırılmış. Şirketin hizmetlerinin “flashcode”a çevirilerek uygulandığı cephe bir iletişim yüzeyi olarak görev yapıyor.


MVRDV’nin Avrupa’nın içinde bulunduğu kriz döneminde önemli bir örnek olarak gördüğü proje; iyi durumda olan fakat artık işlevini yerine getiremeyen yapılar için düşük bütçeli bir öneri sunuyor. Bu anlamda var olan bir binanın yıkılmak yerine yeniden kullanıma uygun hale getirilmesi, diğer şartlarda karşılanamayacak bir mali yükü dengeleyerek, dönüşümler için gerekli bütçeyi mümkün hale getiriyor. Yeni tasarımın sıradışı bir kullanım önererek sıradışı bir bina haline dönüştürdüğü yapı, Teletech’in çalışma ritmiyle uyum sağlamış. Bütçe, var olan binanın yeniden kullanımını gerekli hale getirerek sürdürülebilirliği yüksek bir dönüşüm projesi elde edilmiş.

MVRDV’nin kurucu ortaklarından Winy Maas, T Buluşmaları kapsamında 8 Ekim’de İstanbul’da olacak. Kayıt için:

Etiketler

3 yorum

  • cem-yildirim says:

    Bu yazıdaki tanımların, yorumların, ifadelerin tümü, paylaşımı gerçekleştiren Sn. Bilgiç’e mi aittir, yoksa başka bir kaynaktan/tanıtımdan vs. çeviri midir? Ya da çeviri/alıntı içeren karma bir deneme midir? “…eski bir yapıyı esnek çalışma peyzajları sağlayan bir ofis binasına çeviriyor.” ifadesi Sn. Bilgiç’e mi aittir?

  • cem-yildirim says:

    Neyse, bu konuda bir yorum ya da açıklama gelmeyecektir. Ben şöyle bir aktarayım durumu.
    Yazı MVRDV’nin tanıtım yazısından çevirilerin sonuna ‘mış’, ‘miş’ eklenerek oluşturulmuş, araya da yorum serpiştirilmiş. Yani bu mekana ‘esnek çalışma peyzajları’ diyebilecek felsefi birikim ve cesaret MVRDV’nin PR’ında mevcut; fakat çok rahat bir şekilde bu ifadeyi kaynak belirtmeden alıp kullanacak kadar umursamazız. Üzgünüm ama bu emek hırsızlığıdır, fikir hırsızlığıdır. Paylaştığınız yazının başında ya da sonunda ‘firmanın tanıtım yazısının özetidir/çevirisidir’ gibi ifadeler bulundurmak zorundasınız. Fotoğraflar Philippe Ruault’a aittir. Ruault ünlü mimarlık ofisleri ile çalışan profesyonel mimari fotoğrafçıdır ve fotoğrafların kime ait olduklarını altlarında belirtmek zorundasınız. Bunlar hem etik hem de yasal zorunluluklardır.
    Bunları yapmadığınızda sanki mekanı gezmiş, fotoğraflamış ve üzerine bu felsefi içerikli tanıtım yazısını yazmışsınız gibi algılıyoruz. Yani kısacası, amacınızın bu olmadığını biliyorum ve rencide etmek istemiyorum fakat, başkalarının emeği üzerinden prim yapmış oluyorsunuz.
    Türkiye’de mimarlığın en gözde platformu da bunlara dikkat etmiyorsa ciddi sorunlarımız var demektir. Farkında mısınız bilmiyorum ama ülkemizde makalelerimiz, deneme yazılarımız, projelerimiz, görsel tasarımlarımız, akademik çalışmalarımız ve daha birçok şey bu tür ‘kaçak alıntılar’ ile dolu. İnsanların bu konudaki boşvermişliklerini, rahatlıklarını, hele ki bazılarının saygısızlıktan öte pişkinliklerini göz ardı etmemek gerekiyor. Arkitera’dan ricam, ne kadar ciddiye alınır bilemem, bu konuya dikkat edip en azından ulaştığı on binlerce kişiye örnek olmasıdır. Bunu sadece emek verenlerin hakkını savunmak olarak görmemek gerek. Alıntı kültürünün doğru oturması okurları kaynak çeşitliliğine, yazarları ise yaratıcılığa yöneltir.
    İlgilenenler için: http://rktr.co/1iuYXWM

  • burcu-bilgic says:

    Cem Bey, bütün proje haberlerimizde metin olarak mimarlık stüdyolarının bize gönderdiği metinleri kullanıyoruz. Proje alanı, “proje eleştirisi” ve kişisel yorum içermez. Arkitera.com proje alanı; proje tanıtımlarını, görsel ve metin olarak sunmayı hedefler. Dolayısıyla bir emek hırsızlığından çok metinlerinin çevirip derlenmesi, görsellerin boyutlanması yani bizim editörlük dediğimiz işi yaparak okuyucuya sunma işini içerir. Bu proje için özel olarak ise, ofis bize gönderdiği bilgilerde fotoğrafçının ismini belirtmemiş ki belirtildiği zaman proje künyesine ayrıca ekliyoruz. Proje ofisinden gelmeyen bir bilgi künye kısmında kullanılamaz. Yazılarımıza gösterdiğiniz ilgi ve özenden dolayı teşekkür ederiz.

Bir yanıt yazın