2. Ödül, Konyaaltı Sahili Mimari ve Kıyı Düzenlemesi Fikir Projesi Yarışması (50682 Rumuzlu Proje)

PROJE AÇIKLAMA METNİ

Bir Coğrafi Temsil: Konyaaltı Beydağlarıyla Konuşuyor

Konyaaltı’nı diğerlerinden ayıran en önemli özellik coğrafyanın kendisine bahşettiği olağanüstü doğal güzelliktir. Bu olağanüstü durum kendisini bazen morfolojik boyutta hissettirirken bazen de doğal peyzaj karakteriyle izleyenlere unutulmaz manzaralar sunar. Bu bağlamda Beydağları’yla Konyaaltı birlikte varolmaya adanmış bir bütünü temsil ederler. Birisi varolmadan diğeri kendisini ifade edemez, yalnız kalır. 

Bağlam 
Konyaaltı ile Beydağları bir bütündür. Birlikte varolmaya dayalı bir ilişkileri vardır. Beydağları aslında Konyaaltı’nın hayat damarıdır. Konyaaltı Beydağlarından aldıklarını tüm baskılara rağmen doğal hayat olarak geri verir ve bir paspartu gibi Beydağlarının estetiğini oluşturur. O kadar bütünleşmişlerdir ki, günün sonunda Beydağları görkemli gölgesini Konyaaltının üstüne şal gibi örter ve uykuya dalar. Beydağları’nın gölgesi tasarımın çıkış noktası olarak vücut bulur. Bu coğrafi temsil Konyaaltı’nı heryerde olabilecek ve görülebilecek sahil konseptinden hızla uzaklaştırarak coğrafyaya ve mekana sıkı sıkıya tutunan bir bağlama kavuşturmaktadır. Konyaaltı adeta Beydağları’yla konuşmaktadır. 

Planlama ve Tasarım Kararları 
Tüm bu olumsuzluklar dikkate alındığında; Konyaaltı için kıyının düzenlenmesinden ve kentsel gelişme stratejilerinden çok, doğadan ve ekolojik yaşamdan yana tavır takınan, kentsel yaşam standardı ve yaşanabilir kentleşme vurgusunu ortaya koyan stratejik yaklaşımlara ihtiyaç vardır. 

“Konyaaltı Kumsalı” dramatik coğrafyanın film şeridi gibi izlendiği bir sahnedir. Bu sahne günümüze kadar yanlış planlama kararlarıyla sürekliliğini ve silüetini kaybetmiştir. Proje ile Antalya’da yaşayanlar ve ziyaretçiler için kent algısını ortaya koyacak aynı dili konuşan meydanlar, kent balkonları, kumsal etkinlikleri, sosyal donatı alanları ve bu alanlarla bütünleşmiş kentsel mekanlar tasarlanmıştır. 

“Proje”  planlama ve tasarım kararlarıyla, Konyaaltı’nn kıyısına nefes aldırmak, ulaşım sorunlarına çözüm aramak (alternatif ulaşım çözümleri önermek), Kıyıyı ve Beachpark’ı arkasında yer alan açık ve yeşil alanların yan sıra kentle barıştırmak, kent ile doğanın birlikte var olabileceğini (co-existence) göstermek üzerine sözü olan bir projedir. 

Konyaaltı’nın “bağlamı” çok güçlüdür. Bu bağlam kentin gelecek senaryolarında temel çıkış noktası olarak ele alınmalıdır. Diğer bir konu kenti doğu-batı ekseninde ikiye ayıran “Boğaçay havzası” koruma yaklaşımıdır. Birinci sınıf verimli topraklarıyla bölgenin önemli tarımsal üretim merkezi olma potansiyeline sahip bu havzanın gelecekte kentin ekolojik tarım merkezi olarak işlevlendirilmesi düşünülmüştür. Bu havza mevcuttaki betonlaşmadan arındırılarak doğal dere yatağı konseptine taşınacak, çevresindeki bitki varlığı, sazlık ve bataklık ekosistemiyle kentin adeta “ekolojik süzgeç” görevini üstlenecektir. Ancak bugün için Boğaçay ve diğer dereler tamamen çarpık kentsel yaşamın barınma alanını oluşturmaktadır. Mevcut kentsel doku yüksek emsal değerleriyle doğaya zarar vermesinin yanısıra Beydağları silüetinin algısını da olumsuz etkilemektedir. 

Maalesef dere yataklarının kentle buluştuğu sazlık-bataklık ekosistemler (sulak alanlar) uzun yıllar özellikle yerel yönetimler tarafından sivrisinek yuvası, bir an önce kurutulması gereken bataklıklar olarak algılanmıştır. Hâlbuki doğru plan kararlarıyla insan ve doğanın birlikte yaşamasının en akılcı çözüm olduğu bir türlü kabullenilmemiştir. 

Kentin doğayla birlikte var olma sürecinin tanımlanması projenin çıkış yolunu oluşturmaktadır. Uzlaşma olmadan kenti biçimlendirmek zordur. Önemli olan kentin tüm aktörlerinin birlikte var olmak konusundaki kararlılıklarını ortaya koymasıdır. “Ekolojik sürdürülebilirlik” olarak da adlandırabileceğimiz bu birliktelik zincirin halkaları gibidir. Birisinin kırılması tüm sistemin zarar görmesine neden olabilir. 

Proje kapsamında bugün için kentin sırtını döndüğü Boğaçay deltası ve diğer dereler bir bağlaç görevi görerek, canlının oluşmasında ona can veren kordon gibi kentin ekolojik kordonu olarak planlanmıştır. Diğer önemli konu, Konyaaltı’nı gerdanlık gibi saran mevcut tarım toprakları (sulu tarım ve meyva bahçeleri) dır. Tarım topraklarının kentin çarpık gelişmesinden zarar görmesini engellemek ve büyüterek geliştirmek amacıyla tarım alanları genişletilmiş, kent büzüştürülmüş, emsal değerleri azaltılmış, mevcut kent dokusu ile arasına yeşil kuşak önerisi getirilmiştir. Bu kuşak aynı zamanda Konyaaltı’nın yeni yeşil ağı olarak tüm rekreasyon alanlarını ve kıyıyı birbirlerine bağlamaktadır. 

Tarım, Antalya kentinin gelecek senaryolarında önemli bir yere sahip olmalıdır. Salt turizm odaklı olarak gelişmesini sürdürmesi Antalya’nın sahip olduğu potansiyeli yeterince kullanamaması anlamına gelir. Bu nedenle mevcutta kentin içlerine kadar uzanan tarım alanları proje kapsamında korunmuş, geliştirilmiş ve kent tarımı konsepti ile kent doğayla barıştırılmıştır. 

Konyaaltı plajı ile birlikte Beachpark olarak adlandırılan falezlerin bugünkü parçalı kullanım konsepti bütünüyle değiştirilerek sürekli ve kamusal özellikli bir karaktere kavuşturulmuştur. 

Beachpark alanındaki eklektik kullanımlar bütünüyle ortadan kaldırılıp belirli bir bölgede konumlandırılmıştır. Bu kapsamda mevcut otopark alanlarının ve döşeli alanların bulunduğu kuzeydeki boşluklar belirli bir düzende dükkan ve kafelere ayrılmıştır. Falezlere yakın bölgedeki yapıların çatıları yeşil çatı konseptinde ele alınmış ve yeşil sürekliliği sağlanmıştır. Bugünkü koruluğun bulunduğu bölgede ise iki kademeli kare/restoran yapıları tasarlanmıştır. Kafeler ahşap bir platform ile birbirlerine bağlanmakta, manzara, gölge, bütünlük gibi ihtiyaçların hepsi karşılanmaktadır. Platformlar aynı zamanda koruluk içinde yüksek kotta giden, ve belirli noktalarda falezlere ulaşan ahşap yaya yollarıyla bütünleşmektedir.  Kafelerin çatılarında güneş panelleri kullanılarak ihtiyaç duydukları enerjiyi üretmeleri sağlanmıştır. 

Kafe ve dükkanların önlerindeki boşluklar çim olarak tasarlanmış ve çim alanlar kumsalla bütünleştirilmiştir. Çim alan üzerinde güneşlenme, spor, çocuk oyun alanı, şenlik ve konserlerin organize edilmesi öngörülmüştür. 

Beachpark alanında doğu ve batı ekseninde iki noktada yer altı otoparkı planlanmıştır. Bu alanlarda yaklaşık 1.250 araçlık otopark imkanı sağlanmıştır. Yer altı otoparkları sayesinde Beachpark bütünündeki araç çirkinliğinin ortadan kaldırılmasının, çevresel konfor sağlanmasının yanı sıra, Beachpark bütününde kuzey güney ekseninde deniz-falez görsel bütünlüğü de sağlanmıştır. Kumsal boyunca bazen zeminde bazen ise duvar ve terasların altında gömük tarzda soyunma/giyinme, duş, wc ve depolara yer verilmiştir. 

Ulaşım Kararları 
Konyaaltı’nın kumsalla olan iletişimsizliğinin temel sorunu hız yolu haline getirilen taşıt ulaşımıdır. Konyaaltı ile birlikte Antalya’nın gelecek planlamasında temiz enerji kullanan trafik çözümlerine (tramvay, bisiklet ve yaya) kullanımlarının özendirilmesine ihtiyaç vardır. Proje bütününde kıyı boyunca kenti kumsaldan soyutlayan, taşıt ulaşımının yoğunluğunu ve hızını azaltacak, karbonmonoksit salınımını sınırlayacak çözümler önerilmiş, ulaşımda toplu taşım olanaklarını arttıran tasarım ve planlama kararları alınmıştır. Mevcutta çoğunlukla üç şerit gidiş-dönüş olarak devam etmekte olan hızlı trafik tek şerit gidiş-dönüş olarak planlanmış ve yol boyu iki taraflı otoparklar tasarlanmıştır. 

Akdeniz Caddesi büyük oranda yaya öncelikli kullanımlarla desteklenmiş, Bulvar yayalar başta olmak üzere tramvay ve bisiklet kullanımına tahsis edilmiştir. 

Dumlupınar Bulvarı’nda araç trafiği disipline edilmiş, araç yolu üç şeritten iki şeride düşürülerek tramvay hattı ile desteklenmiştir. Bulvar boyunca geniş yaya kaldırımları ile birlikte bisiklet yollarına yer verilmiştir. Bulvarın altında yaklaşık 850 araçlık otopark tasarlanmıştır. 

Doğu-Batı ekseninde planlanan tramvay hattı kumsalı kullanmak isteyenlerin trafik yükünün büyük kısmını karşılama potansiyeline sahip olacaktır. Serbest Bölge yerine uzun erimde önerilen eğlence, sanat ve kültür odağından başlayarak, Konyaaltı yerleşim alanları, Akdeniz Üniversitesi, Beachpark, Dumlupınar Bulvarı, Kepez arasında ulaşım ilişkisini sağlayacak olan tramvay önerisi dışarıdan Antalya’ya gelecek olan ziyaretçilerin de toplu taşın sistemini kullanmalarını özendirmiş olacaktır. 

Bisiklet kullanımı, Antalya’nın geleceğinde önemli bir alternatif ulaşım aracı olarak yerini almak zorundadır. Kentin iklimi ve morfolojik yapısı bunu doğal olarak zorunlu kılmaktadır. Proje kapsamında proje alanı ve yakın çevresini birbirleriyle bütünleştiren bisiklet yolları ağı planlanmıştır. Bisiklet park ve depolama alanlarıyla desteklenen bu ağın mutlaka kentsel ölçekte ele alınması ve merkez trafiğinin yoğunluğunun azaltılmasında önemli bir argüman haline getirilmesi önerilmektedir. 

Etiketler

Bir yanıt yazın