1. Ödül, Egeyapı Group Davetli Mimari Proje Yarışması

PROJE RAPORU

Proje alanında düşünülen konut, ofis, otel, eğitim ve ticaret fonksiyonlu yapılar ve bu yapıların kullanıcıları arasındaki etkileşimden, birliktelikten doğacak çok kültürlü, çok katmanlı yaşantının mimariye yansıması da, bu kozmopolit yapıyı vurgulayacak biçimde ele alınmıştır. Yapılaşma sınırları içerisinde keskin sınırlarla ayrışmayan bu fonksiyonlar, birbirleri içerisine akışkan müdahalelerle katılarak mikro ölçekteki yaşantıyı zenginleştirirken, proje bütününde ikonik bir etki yaratarak hem bulunduğu bölgede, hem İstanbul genelinde makro ölçekli bir işaret noktası oluşturacak niteliktedir.

Hız yoluna komşu güney sınırda, her iki yönde derin bir peyzajla yoldan geriye çekilmiş bazanın üzerinde yükselen ticaret ,ofis ve rezidans blokları dikkat çekicidir. Kuzeye gidildikçe mimari, kendi avlusunu ve iç yaşantısını oluşturan konut bloklarına dönüşür. Konutlar ve alçak katlı ticaret blokları arasındaki sınır, kottan faydalanılarak elde edilen doğal bir sınırdır. Böylece kullanıcılar çevre fonksiyonlarla görsel iletişimleri kesilmeden tüm alan içerisinde kesintisiz bir yaşantı elde ederler.

Kesintisiz bir süreklilik içerisinde alana serilen, zengin yeşil ve su dokusundan oluşan peyzaj, mimarinin topografyaya yansımış izi gibidir. Zemindeki 650 metrelik yeşil doku sürekliliği içerisinde sadece konut kullanıcılarına ait bir peyzaj düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenlemede büyük koru alanları, açık havuzlar, çiçek yatakları, süs ve bitki havuzları ile kot farklılıklarından kaynaklı toprak altı mekanlarda kafeler bulunmaktadır. 5.000 metrekarelik su alanları rekreasyona hükmeder.

Zeminler arası ilişkiler kurgulanırken, elde edilen ara mekanlar sosyal etkinlik alanları ve otoparklar olarak kullanılır. Kotları birbirine bağlayan meydanlar, köprüler, sokaklar, geçitler, merdiven ve rampalar ölçeği insani boyuta getirirken, aynı zamanda insanlar için onları bir araya getiren karşılaşma mekanlarıdır. Bu zengin yeşil, yapıların ara ve üst katlarında hatta yüksek yapılarda devam eder. Kullanıcılara hitap edecek her türlü rekreatif faaliyeti barındırır. Aynı zamanda bir doğal iklimlendirme unsurudur.

İyi tasarlanmış bir yaşam mekanının, kullanıcısına sunduğu konfor ve kalitenin yanı sıra, içinde yeraldığı çevre için de dönüşüm ve değişim dinamiklerini tetikleyecek gücü vardır. Sultangazi’nin gelişim alanları ile plansız oluşmuş mevcut yerleşkesinin arakesitinde yeralan proje alanı, bu anlamda tam bir mekansal eşiktir.

Urban Landinstitute, çevreye eklenen her yapının teslim aldığı arsayı eski durumundan daha iyi durumda devretmesini öngörür. Bu, aslında bir neslin kendi zamanıyla sınırlı olmayan ve gelecek nesillere dek uzanan toplumsal sorumluluğudur.

Bu bağlamda yerleşke, bulunduğu çevre için bir landmark olmanın yanı sıra, kent yaşantısına sosyo-kültürel, ekonomik ve mekansal katkılarıyla İstanbul’da bir örnek oluşturmayı amaçlamaktadır.

Hem farklı fonksiyon, hem de farklı m2‘ler ve plan çözümlerinde tasarlanmış kullanım alanları konut ve ofis kullanıcıları için seçenekler ortaya koymaktadır.

Açık ve kapalı spor alanları, kafeler, çocuk oyun ve etkinlik alanları kullanıcılar için hem kent yaşantısının yoğun temposunda nefes alacakları birer kaçış, hem de bir araya gelecekleri buluşma mekanları olacaktır. En önemlisi bu kurgu, yerleşkenin kullanıcıları için bir aidiyet tanımı yapacaktır.

Etiketler

1 Yorum

  • orhan-ayyuce1 says:

    Hadid’in Kartal planlarının ayak sesleri gelmeye başladı gibi bir durum var. Eşik midir yoksa diğer benzerleri gibi sosyal açıdan bakıldığında bambaşka bir dünya mıdır pek açık değil henüz..Eğer dokudan kopuk TOKI tasarımlarında dinamik bir değişiklik tetiklerse o zaman iyi…

Bir yanıt yazın