Katılımcı (2. Kategori), Cami Tasarımı Fikir Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

Proje alanı şartnamede “Güneydoğu Anadolu Bölgesi” olarak belirlenmiş, yarışmacılardan bu bölgede bir il seçmeleri istenmiştir. Söz konusu bölgenin tarihi, kültürel, sosyal, coğrafik vb. pek çok parametrede kendine özgü bir karaktere sahip olduğu, zengin bir çeşitlilik ortaya koyduğu açıktır. Cami önerisinin geliştirildiği “Şanlıurfa” da bu illerden birisidir.

Cami alanı, şartnamede de açıklandığı üzere şehrin yeni gelişim alanı içerisinde yer almaktadır ve çevresi konut ve ticaret alanlarıyla kuşatılmıştır. Etrafı yaya yolları ile çevrili, kuzeydoğu-güneybatı istikametinde uzanan cami parselinin kuzey çeperinde, parselin orta aksı üzerinde bir “meydan” ile güney çeperinde imar planına “park” olarak işlenen yeşil alanlar bulunmaktadır. Parsel topografik olarak gittikçe yükselen bir bölgenin en üst kotunda, düz sayılabilecek bir alandadır.

Yerleşim kararları:

 Yerleşim kararlarını belirleyen en önemli unsur parselin kıble hattıyla kurduğu ilişkidir. “Kıble hattı”, kuzeydoğu-güneybatı ekseninde uzanan parselin uzun kenarına 79 derecelik bir açıyla oturmaktadır. Bu, “saf hattı”nın kabaca parselin köşegeni boyunca uzandığı anlamına gelmektedir.

 İmar planında parselin güney çeperine komşu park alanlarının cami parseli ile kurduğu potansiyel ilişki dikkat çekicidir. Yerleşim kararlarında bu ilişkinin cami parselinde de sürekliliğinin sağlanması fikri önemsenmiş, öneri yerleşkenin mevcut park alanlarını tüketmek yerine bölgenin yeşil dokusuna, yaratacağı yeni yeşil alanlarla katkı vermesi hedeflenmiştir.

Bu nedenle parsel üzerinde diyagonal olarak uzanan saf hattı dikkate alınarak parsel kabaca ikiye bölünmüş, park alanlarına bakan güney parçası yeşil alana ayrılmıştır. Bu üçgen parçanın parka bakan komşu kenarı sabit tutulmak koşulu ile diğer uzun kenarı zeminden bir miktar yükseltilerek, bu yüzey, altında muhtelif birimlerin yer aldığı “yeşil çatı”ya dönüştürülmüştür.

 Yeşil çatının eğimini, çatının kuzeye bakan sırt hattı üzerine yerleştirilen rampanın ulaştığı + 5.00m.lik üst kot belirlemiştir. Parselin doğu kenarına yakın bir noktasında, yeşil çatı yarılarak içerisine ana ibadet mekânı yerleştirilmiş, zemin kat; ıslak mekânlara, çok amaçlı salona, cenaze alanına, kapalı otoparka ve diğer destek birimlerine ayrılmıştır.

 Parselin kuzey kenarında, imar planında “meydan” olarak tanımlanan alan yerleşim kararlarında dikkate alınan bir diğer önemli çevresel etken olmuştur. Diyagonal olarak ikiye ayrılan parselin kuzeydoğu bölümü rekreasyon alanlarına terk edilerek söz konusu meydanın kamusal alan hacmi genişletilmiş, sirkülasyon sürekliliği sağlanmıştır. Ayrıca yeşil çatı yırtılarak, parselin güney kanadı boyunca uzanan park alanları ile parsel sınırları içerisinde kalan rekreasyon alanı ve devamındaki kent meydanı arasındaki süreklilik olanaklı hale getirilmiştir.

 Konsept şehir olarak belirlenen Şanlıurfa; tarihi, kültürü, toplumsal yapısı, mimari geleneği ile bölgenin en önemli yerleşim alanlarındandır. Bazı kentsel odak noktaları, bu birikiminin en çarpıcı mekânları olmanın yanı sıra, şehrin sakinleri ve ziyaretçileri için toplumsal hafızanın en güçlü unsurları haline de gelmiştir. “Balıklı Göl” bu mekânların başında gelmektedir. Göl ile birlikte kıyısındaki Rızvaniye Camii ve her ikisinin çevresini kuşatan yoğun ağaç dokusu bu bağlamda önemlidir ve karakteristik “anıt-su-yeşil örtü” ilişkisi öneri projede yerleşim kararları arasında önemli bir yer tutmuştur. Rekreasyon alanları içerisinde planlanan yansıma havuzunun, kıyısı boyunca uzanan yoğun ağaçlıklı yeşil bantın bitişiğindeki cami ile benzer bir ilişki kurması, dolayısıyla toplumsal belleğin önemli bir mekânının şehir sakinlerine sunduğu “fonksiyonel alışkanlık”ın öneri projede de sürdürülmesi hedeflenmiştir.

 Bölgenin cami geleneği içerisinde önemli bir yer tutan Selçuklu Dönemi “ulucami”leri belirgin mekânsal özellikleri, mimari nitelikleriyle karakteristiktir. Çok ayaklı lineer mekân kurgusu, düz damlı örtü, mihrap önü maksure kubbesi bu karakteristiğin başlıca unsurlarıdır. Bu tür camiler tipik mimari kurguları yanında, külliye nitelikleriyle de şehir yaşamının en önemli odak noktalarıdır. Urfa Ulucamii de bu şemaya uyan bölge camilerindendir.

Öneri projede cami mekân ve kitle kurgusu, lineer karakterli bu cami şemasının yeniden yorumlandığı bir yaklaşımın ürünüdür ve çevresini saran diğer birimler ve rekreasyon alanlarıyla sosyal odak yaratma iddiasındadır.

 Çok ayaklı geleneksel camilerin en önemli birimini mihrap önündeki “maksure kubbesi” oluşturur. Bu kubbe, tüm mekâna yayılan düz damlı örtünün aksine küresel görüntüsü ile ve bulunduğu yerle kurduğu ilişki nedeniyle mihraba vurgu yapar. Öneri cami kitlesinde maksure kubbesi yeniden yorumlanmıştır. Kubbenin “konstrüktif kurgusu”, bölgenin en önemli yerleşim alanlarından olan “Harran”ın konik örtülü konutlarından ilham alınarak tasarlanmıştır. Tuğlaların yatay plakalar halinde yan yana ve üstü üste yerleştirilmesiyle oluşturulan konik örtünün iç mekânda bıraktığı “dizimsel kaba doku” etkisi, öneri caminin kubbe ve cephe kurgusunda güneş kırıcılarla yeniden yorumlanmıştır.

 Öneri cami kitlesinin mihrap duvarı üzerine yerleştirilen minareler, simgesel etkileri yanında cami ana mekânının iklimlendirmesini de sağlamaktadır. İran””””ın Zeyd şehrindeki “rüzgar yakalama kuleleri” (Badgir) ile “evaporatif soğutma sistemi”nin bir araya getirilmesiyle kurulan sistem, temelde, farklı yönlerden esen sıcak rüzgarın minareler aracılığıyla yakalanıp iç mekana alınması, doğal yollarla soğutularak iç mekanda dolaştırılması ve uygun noktalardan tahliye edilmesi prensibine dayandırılmıştır.

Etiketler

1 Yorum

Bir yanıt yazın