Katılımcı, Cami Tasarımı Fikir Yarışması

Katılımcı, Cami Tasarımı Fikir Yarışması

PROJE RAPORU

Camiler, insanların toplu ibadet ettikleri mekân olmalarının yanı sıra insanların bir araya geldiği ve sosyalleştiği, topluma ve toplumsal ilişkilere katkısı olan kamusal mekânlardır.

“Allah gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümden sonra diriltti.” Nahl Suresi, 65. Ayet

Bilinen bütün hayat formlarının vazgeçilmez öğesi olan su yerkürenin yapısı ve canlıların yaşaması için hayatî öneme sahiptir. İslam dininde suyun, yeryüzündeki varlıkların hayatı açısından elzem olduğu ve gökten inen suyun asli amacının temizlik olduğu vurgulanır.

Gökten düşen su damlası dalgalanarak çevresine yayılır. Merkezinden yükselen su damlası kubbeyi oluşturur, tek kubbe göğü kaplar. Etrafa yayılan dalgalar toprağa uzanır ve yeşil alan oluşur.

KUBBE

Zamanla üzeri bir kubbe ile örtülerek mihrap önü bölümüne yerleşmiş olan maksure, İslam cami mimarisinin önemli unsurlardan birisi olmuştur. Selçuklular mihrap önü kubbesini çeşitli denemelerle ele almış, kubbeyi mekâna hâkim kılma düşüncesi olan toplu mekân anlayışına yönelmişlerdir. Osmanlı dönemi cami mimarisinde ise mihrap önü kubbesi, mekân tasarımının temel elemanı olmuştur. Ancak kubbenin mekânsal kazanımlarının yanı sıra, geleneksel cami mimarisinde geniş açıklığı kapatmak için de kubbe örtüsünün kullanımı yapımsal kolaylık sağlamaktaydı. Bu strüktürel farkındalığı, kubbenin mekânsal değerinin önüne geçirmeyerek ve kubbenin mekâna hâkim olma durumunu vurgulayarak, caminin kendisini, kubbe, yani tasarımının temel elamanı olarak, tasarlamaya karar verildi. Tek bir kubbe altında çözülen mimari programla yapısal ve simgesel bütünlük oluşturulmakta, tek bir örtünün altında ibadet eden ve manevi huzuru deneyimleyen kullanıcıların duygusal bütünlüğüne de katkı sağlanmaktadır.

Bismillahirrahmanirahim “Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı.” Lokman Suresi, 10.Ayet

Sonsuzluğa giden ve yeryüzünü kubbe misali örten gökyüzü, mekânı bölen ve kesintiye uğratan hiçbir taşıyıcıya sahip olmaksızın taşınır ve böylece yeryüzü doğrudan deneyimlenebilir. Cami tasarımında, kubbe dışarıdan çelik konstrüksiyona asılarak, iç mekânda taşıyıcı eleman bulundurmaksızın taşınmaktadır. Bu sayede, ibadetin ve duanın yapıldığı mekân, kullanıcı tarafından yapısal engellerin yokluğunda sürekli olarak deneyimlenir.

“O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır.” Bakara Suresi 22.Ayet

İbadet eden kula seccade olan döşeme sudan yükselir ve tek kubbe göğü kaplar. Sudan yükselen ve zemin kotunu oluşturan döşeme üzerinde sadece ibadet alanları yer alır. İbadet alanları suya yani temizliğe ve berekete yakındır.

“…Yeryüzü benim için bir temizlik vasıtası ve mescit kılındı…” Müslim 523/5, Ebu Avene 1/395, Tirmizi 1553, İbni Mace 567, Begavi 3617, Ahmed 2/411

İbadet alanına girilmeden, kubbeyi saran suyun üzerinden geçilir. Böylece ibadetten önce, İslam’da vurgulanan temizlik ve arınma, fiziksel ve gerçek anlamının yanı sıra, tinsel olarak mekânın kurgusuyla sağlanır.

Yeryüzü kul için ibadet alanıdır. Tasarlanan ibadet alanının, mevcut olan ibadet alanıyla, yani yeryüzüyle, ilişkili olması istenmiştir. Bu karara bağlı olarak tasarımda kapı elemanına yer verilmemiştir. Kapı, mimaride geçirgenliği ve mekânlar arası etkileşimi sağlayan esnek bir unsurdur. Kapıyı açık bırakırsanız mekânlar birbirinin içine akar, kapatırsanız içe dönük kapalı bir mekâna dönüşür. Camide iç mekânı dış mekândan ayıran mimari elemanlar bulunmamakta, dış mekânla iç mekânın arasında kalan su, eşik görevi görmektedir.

“Mescidler yeryüzünde Allah’ın evleridir. Gökteki yıldızların yer ehlini aydınlattıkları gibi, onlarda gök ehlini aydınlatırlar.” Heysemi, Mecmeuz-Zevaid 117

Kubbenin üst tepesinden başlayıp çevresine dağılarak açılan noktasal deliklerden, gökyüzündeki yıldızlar misali, gün ışığını içeri alınır. Dağınık bir şekilde kubbenin merkezini çevreleyen delikler, dairesel bir alanda tekrarlanarak, farklı saatlerde farklı açılarda kırılarak gelen gün ışığını mümkün kılar.

MİHRAP

Mihrap camii, mescit ve namazgâhlardaki kıble yönünü belirten, namaz sırasında imamın durduğu yer anlamına gelmektedir. Tarihi sürecine bakıldığında Selçuklu ve Osmanlı dönemi mihrap ve minberlerinde süslemeler olduğu görülür. Mihrap gösterişli ve dikkat çekicidir. Bunun sebebi mihrabın yönlendirici olmasıdır.

Bismillahirrahmanirrahim “Rabbinin adını an ve bütün benliğinle O’na yönel.” Müzzemmil Suresi, 8.Ayet

Camide mihrap, tasarımın temel elemanı olan kubbede, açılan gösterişten uzak sade bir yırtık şeklinde tasarlanmıştır. Bu sayede mihrap cami yapısının bir parçası haline gelmiş, mekân kurgusunda mihrabın algısı sadece düzlemsel olmaktan çıkmıştır.

MİNARE

İslam cami mimarisinde bir diğer önemli eleman minaredir. Ezanı daha uzaklara duyurabilmek için yüksek kulelere ihtiyaç duyulmuş ve sonuçta caminin ayrılmaz bir parçası olarak “minare” adı verilen mimarî birim ortaya çıkmıştır.

Cami de minare, asansör boşluğunu takiben yükselmiş, yapıyla bütünlük sağlamıştır. Minarenin geleneksel tasarımının aksine, minare erişilebilirliği olmayan, tümüyle anıtsallık özelliği gösteren tasarımın elemanı olarak davranmaktadır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Cami tasarımında ekolojik ve sürdürülebilir tasarım disiplinleri düşünülmüştür. Çift cidarlı kubbe sayesinde ısı kaybı azalır, doğal havalandırmayla kendini serinletir ve yağmur suyunu depolayıp tekrar kullanılmasını sağlar.

Yağmur Suyu Kullanımı

Çift cidarlı kubbenin üst cidardaki boşluğundan alt cidarın yüzeyine ulaşan yağmur suyu kubbe boyunca ilerleyerek havuza dökülür. Aynı şekilde eğimli duvar üzerinden akan yağmur suyu havuza ulaşır. Toplanan yağmur suyu depolanır ve tekrar kullanılması sağlanır.

Doğal Havalandırma

Çift cidarlı kubbenin boşluklarından ve kapı elemanı bulunmayan zemin kotundan gelen havanın kubbe altında oluşturduğu hava sirkülasyonu ve havuz suyunun buharlaştırılması sayesinde doğal havalandırma sağlanır.

Isı Korunumu

Isı çift cidar sayesinde iç mekânda tutulur. İç mekân ve dış mekân hava koşullarına göre otomatik ısı perdesi sayesinde ayrılabilir.

ERİŞİLEBİLİRLİK

Caminin yaşlı ve engelli tüm kullanıcıları için erişilebilir olması yatay ve düşey sirkülasyon elemanlarının kurgusuyla sağlanmıştır. Otoparktan ibadet alanına çıkan asansör ve asansör çıkışını ibadet alanının bulunduğu platforma bağlayan rampa yaşlı ve engelleri kullanıcılar için kurgulanmıştır. Aynı asansör peyzajın üst katlarında da devam etmektedir.

ESNEKLİK

Caminin mekânsal organizasyonunda, zaman içinde değişen koşullara, fonksiyonlara ve eylemlere uyum sağlayabilen, dönüştürülebilir, esnek iç mekân kurgusu işlenmiştir. Kadınlar mahfilini ve ayakkabılıkları ibadet alanından ayıran ayırıcı duvarlar hareketli panellerdir. Bu sayede farklı ihtiyaç ve durumlara cevap verilebilir, mekân dönüştürülebilir.

ÜST ÖLÇEKTE ALINAN KARARLAR

Caminin yer aldığı arsanın yakın çevresinde konut yoğunluğu fazla olmakla birlikte, ticari, eğitim, sağlık yapıları, park ve yeşil alanlar bulunmaktadır.

Arazinin merkezinden çevresine yayılan yeşil alan tasarlanmış, cami yapısı bu yeşilin içinden yükselmiştir.

İki ana caddeyi birbirine bağlayan yaya yolu cami meydanından geçmektedir.

Cami, çevresindeki farklı fonksiyonlu kamu yapılarından yaya sirkülasyonu çekmektedir. Yeşilin merkezden dağılımı, bu yeşil alanın dört bir yönünden geçirgen olmasını sağlamaktadır.

MAHALLERİN BAĞLANTI ŞEMASI

Zemin kat tamamen ibadet alanına ayrılmış, ibadet eylemi farklı mekânsal deneyimlerin kesintisine uğramadan mahremiyeti sağlanmıştır. Kadınlar mahfili ve ayakkabılıklar hareketli panellerle ayrılmışlardır. Yine aynı katta bulunan lojman ve kuran kursu ibadet alanından bağımsız girişi ile izole edilmiştir.

Bölgenin iklimsel koşulları düşünülerek, sıcak havaya karşı tenteli otopark kullanımı gerekmektedir. Bu sebeple bodrum katta otopark düşünülmüştür. Bodrum katta otopark, teknik hacim, depo alanları ve ıslak hacimler yer almaktadır.

MALZEME

Malzeme seçimlerinde olabildiğince gösterişten uzak, malzemenin ham rengi ve dokusunda olmasına özen gösterildi. Bu bağlamda tasarımda önemli yeri olan kubbenin malzemesinin seçiminde, beton vb. masif yapı elemanları yerine çelik konstrüksiyon üzerinde boşluklu ve parçalı bir yapım sistemi olan GRC düşünüldü. Böylece hafif bir kubbe kabuğu ve onu taşıyan zarif bir taşıyıcı sistem sağlanabildi.

Peyzajda tercih edilen malzemelerin doğal ve çevreyle uyumlu olmasına özen gösterildi. Malzeme seçiminde doğal taş, beton ve yeşil örtü düşünüldü.

 

Etiketler

2 yorum

Bir yanıt yazın