1. Ödül, “Yeni Erbaa” Çamlık Sosyal Habitatı Ulusal Mimari Proje Yarışması

Tasarım Açıklama Raporu

Habitat Görüşü;
Çamlık ve sosyal habitat 1954’teki büyük depremden sonra planlanan gridal kent soyutlamasının değil Kelkit Vadisi’nin Yeşilırmak’la birlikteliğinin uzantısı olarak görülmelidir. Bu kavrayış ekseninde insan eliyle yapılacak olanın mevcut ve olası yaşantılara eşlik etmesi bu önerinin dikkat alanıdır. Bu doğrultuda alandaki hiçbir doğal unsurun yaşantısına müdahale edilmemiştir.

İlk Müdahale;
Daha önce yapılan sosyal tesisin izlerine bakıldığında alanın koruluktan kopuk yabancı bir parça olarak davrandığı görülmektedir. Bu anlamda öncelikle koruluk ve sosyal habitat alanı içerisindeki tüm yapay zeminler sökülerek inşaa faaliyeti öncesinde bir süre kendi akışlarına bırakılmalıdır.

Kente karşı bir tavır olarak duvarlar(seçici geçirgen çeper); Bölge genelinde topoğrafya eğiminin olumsuz etkilerine karşı üretilen istinat duvarları dikkat ekmektedir. Bu duvarları sadece bir set olarak görmeden alandaki sızmaları ve karşılaşmaları artıracak, kentin yapay baskını ise azaltacak bir duvar örgütlenmesi bu önerinin temel yaklaşımlarından biridir. Kentin gündelik akışları ile koruluk arasında seçici geçirgen bir çeper önerilmektedir. Bu tavır insan eliyle yapılanın tabiatla arakesitinin ne olabileceği ve bunun zaman aracılığıyla oradaki tüm yaşamlara nasıl eşlik edebileceği arayışı olarak görülmelidir.

Topoğrafya ve Zemin;
Korulukla zaman içinde bütünleşebilecek ve tek bir bünye haline gelecek olan yapılaşma önerisinde bütün ilişkiler topoğrafyanın doğal kotunda çözümlenmiş ve herhangi bir kat oluşumu tercih edilmemiştir.

Saçak üzerinden bağ doku okuması;
Yarı geçirgen çeperin yoğunlaşarak sosyal habitatı örgütleme girişiminin bağlayıcısı ahşap saçaklardır. Üç ahşap direğin düşeyde açı da kazanarak birbirleriyle bağlanmaları ve toprağa ekilmeleri koruluğa inşai bir eşlik etme arzusu barındırmaktadır. Bu birlikteliğin diğer türdeşleri ile mevcut ağaçlara dokunup çekilmeleri bir tür açık alan örgütlenmesi olarak görülmelidir. Devamında bu ahşap saçaklar sosyal habitat içerisinde oluşan nişlerin örtüleri olarak örgütlenmektedirler.

ORTAMLARA İLİŞKİN

Ortam 1; Çeper/duvar/bünye ilişkisiüzerinden “iz parkuru” okuması
Kentin gündelik akışları ile koruluk arasında seçici geçirgen bir çeper önerilmektedir. Bu çeper; ahşap, tel, ip, halat, taş gibi doğal inşai malzemelerin bir araya gelişleri ve daha sonra onlara eşlik edecek, kozalak, kuş yuvası, ince çam yaprağı ve yağmur suyunun getirdikleri ile koruluğun bünyesi haline gelmesi öngörülen bir örgütlenmedir. Bu tavır insan eliyle yapılanın tabiatla arakesitinin ne olabileceği ve bunun zaman aracılığıyla oradaki tüm yaşamlara nasıl eşlik edebileceği arayışı olarak görülmelidir.

Yarı geçirgen çeper aslında iki yüzeyli bir duvar değil, dışarıdan gelen yapay baskıyı engelleyen doğal olanın ise içe ve dışa sızmasını arzu ederken kendi bünyesinde de yaşam formlarını destekleyen bir yapılanmadır.

Ortam 2; Giriş, Lobi ve Fuaye
Alanın sosyal yoğunluklu sızma noktası olan sosyal habitat girişi bir açık alan örgütlenmesidir. Yani belediye otelinin lobisi alan içerisindeki ağaçlar ile önerilen ahşap saçağın arasında asılı olan ‘hamaklar’dır.

Ortam 3; Lokanta büyük bir mangaldır…
Lokanta Erbaa’ya ait lezzetlerin başında gelen Tokat Kebabı’nın ortamıdır. Sosyal habitat içerinde açılan bir niş olarak görülmesi gereken bu hacmin mutfağı “ocaktır”. Sarfi malzeme ve temizlik gibi ihtiyaçlar ise çeper duvarlardaki nişlerin içinde bulunmaktadır. Mevsimsel lezzet geçişleri ve kişisel tercihler de düşünüldüğünde ocak üzerinde diğer yeme türlerinin sürekliliği de sağlanmaktadır. Bu ortamda yeme kültürü açısından bir “kendin yap-kendin ye” işletme modeli önerilmektedir.

Ocağın kendisi lokantanın sobasıdır..

Ortam 4; Kış kahvesi semaverhanedir.
Kış kahvesi bölgenin önemli keyif haznelerinden biri olan semaverin örgütlediği bir ortamdır. Bu nişin ortasında bulunan köz sobası hem ortamı ısıtabilmekte hem de çayın bir bileşeni olarak ortama katılmaktadır.

Ortam 5; An’lık yoğunlaşan bağ doku bir yaşam nişi haline gelir…
Otel odaları taş duvar ve bağ dokunun reaksiyonu ile yaşam nişleri haline gelir. Topoğrafyaya oturan duvarlara takılan bu nişler doğal eğime dokundukları noktada yerlerini bulmuş olurlar.

Asgari ölçülerde çözülmüş olan bu programlar konforun değil ortamdaki yaşamın bir parçası olarak görülmelidir. Bu anlamda ortamın örgütleyicisi bağ doku ve duvarlar aracılığıyla oluşacak olan komşuluklar sosyal dokuyu destekler, birliktelikler ve tesadüfi karşılaşmalar yaşam komüniteleri kurar.

Taş duvar içerinde bulunan şömineler(işletme açısından çift yönlü) ise mevsimler geçişlerin doğal örgütlenmesidirler.

Ortam 6; Etkinlik odağı, doğal amfi…
Bağ dokunun koruluğa sızarak oluşturduğu bir etkinlik odağıdır. Duvarlar zeminle iç içe geçerek bir amfi olarak ortama eşlik ederler.

Ortam 7; Mevcut durumdaki spor alanı, çeper duvarı ve ahşap saçağın tariflediği bir boşluk olarak olası etkilere maruz kalmak üzere ortamının akışlarına bırakılmıştır.

Ortam 8; Programatik ilişkileri ve teknik gereksinimleri göz önüne alındığında aslında kendisi de yapay olan kapalı havuz alanın en yapaylaştırılmış bölgesi olan mevcut çocuk parkının olduğu bölgeye konumlandırılmıştır. Buradaki mevcut istinat duvarı havuzun sınırını belirlemektedir. Havuzun üst örtüsü topoğrafyayla birleşerek bir seyir ve açık dinlenme alanı olarak yaşantıya eşlik etmektedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın