“Bizce Mimarinin En İlginç Yanı Kullanıcılar İçin Mekanı Nasıl Somutlaştırdığı”

Takip Ettiklerimiz serisinin yeni konuğu, dünyanın farklı yerlerindeki çağdaş mimari yapıları, hazırladıkları videolar aracılığıyla eğlenceli bir dille anlatan iki mimarın video bloğu "donotsettle".

donotsettle videoları, insanları izlemeye çeken müziklere, video ile üst üste gelen imajlara, hareketli çekim tekniklerine, hızlı ve dinamik bir anlatıma sahip. Vlogger ikilinin aynı youtube hesaplarında, mimari videoların yanı sıra seyahat videoları da var. Mimari videoları da seyahat videolarıyla aynı üslupta çektikleri söylenebilir. Bu yöntemle, gezdikleri binaları mimarlık disiplininden olmayan gezginlere de akıcı bir dille anlatıyorlar. Şimdiye kadar hazırladıkları videolar arasında, Delft Tren İstasyonu, Sky Soho, OMA’nın Shanghai Lujiazui Sergi Merkezi (en son videoları) var. Donotsettle’a videolarında hangi binalarda çekim yaptıklarını, neleri anlatmayı tercih ettiklerini, şimdiye kadar en sevdikleri yapıları sorduk.

Ekin Bozkurt: Mimari videolar hazırlamaya karşı olan ilginiz nasıl oluştu?

donotsettle: İyi mimari, birer mimar olarak bizi her zaman etkiliyor. Seyahatlerimiz boyunca bir çok yapıyı ziyaret etmeye çalışıyoruz. Ancak çoğu zaman, geleneksel mimari medya (bloglar, dergiler, kitaplar gibi) binanın kendisini ziyaret etmenin nasıl olduğu konusunda birbirine oldukça zıt düşebiliyor. Sıklıkla yayınlanan fotoğraflar kusursuz yönleri göstermek üzerine çabalıyor. Biri size bir yemek yaptığında, tek isteğiniz nasıl yapıldığını görmek olamaz, değil mi? Nasıl bir tadı olduğunu da denemek istemez misiniz?

Bizce mimarinin en ilginç yanı yapıyı kullanan ve deneyimleyen kişiler için mimarinin mekanı ve yeri nasıl somutlaştırdığı. Durgun bir fotoğraftan bunu anlamak pek de yeterli değil. Bu yüzden kullanımlar ve deneyimleri anlatan 5-6 dakikalık videolarla hareketli görsellere odaklanmayı tercih ettik. Ayrıca, birer mimar olarak, mimari dilin açıklamalarını izleyicilerimize açarak “eleştiri” kavramına artı değer katıyoruz.

Hangi binalarda çekim yapacağınızı nasıl belirliyorsunuz? Belirli seçim kriterleriniz var mı?

Her zaman yeni tamamlanmış binaları ziyaret etmeye çalışıyoruz. Bu her daim özel bir an: uzun yıllar süren tasarım ve inşaat sürecinin ardından bina en nihayetinde tamamlanmış oluyor. Tam da o anda bina içindeki herkesin binayı ilk kez ziyaret ediyor oluşunu izliyorsunuz. Bu süreç ziyaretçilerin içten yorumları ile sonuçlanıyor.

Bir diğer yandan, özel olarak gitmek istediğimiz yapıların bir “listesi” var. Genellikle tercih ettiklerimiz ise, toplumun sınırsızca nasıl bu mekanları kullandığının görülebildiği kamusal yapılar. Tabii ki elimize mimari “klasikleri” ziyaret edebilme şansı geçtiğinde de mutlu oluyoruz. Geçtiğimiz sene Centre Pompidou’yu ziyaret etmiştik. Onlarca yıl önce yapımı bitmiş bir bina, ama hala fikirler ve uygulama açısından oldukça taze. Bazen sırf görmek istediğimiz bina için seyahat planladığımız bile oluyor: mesela Hamburg’da Herzog & de Meuron tarafından tasarlanan Elbphilharmonie. Bu ustalık eserinin açılışını kutlamak için Almanya’ya kadar gitmiştik.

Vlog’unuz için binalara dair hangi temel öğeleri çekiyorsunuz?

Videolarımız deneyimlere, yapıların kullanıcıları nasıl etkilediğine ve insanların bu yapıları nasıl kullandığına odaklı. Videolarımızda fotoğraflar aracılığıyla görünmeyenleri vurguluyoruz: malzemenin verdiği his, ses, orantı, çevresel etkileşim ve yapının manzarası gibi. Çekimler asla sadece yapının güzel kısımlarını göstermeye çalışmıyor, çünkü bu tarafları muhtemelen daha önceden de paylaşılmış oluyor. Biz dürüstlük ve berraklığı hedefliyoruz.

Çekim yaparken keyif aldığınız, en iyi beş bina sıralamanız nasıl?

Elbphilharmonie (Almanya): Yapının açılışı için YILLARCA bekledik!
MVRDV Office (Hollanda) : Bizim ilk ofis ziyaretimizdi. Çok eğlenceliydi!
Delft Station (Hollanda) : Daha açılışının ilk günü ziyaret etmiştik. Bir de bizim ilk eleştirimiz idi.
Islamic Art Museum (Katar): Yeni bir bina değil, ancak oldukça etkileyici bir müzeydi, özellikle de kent dokusunda konumlanışı ve sembolizmi…
Centre Pompidou (Fransa) : Çünkü tek kelime ile inanılmaz. Şehirdeki konumu, maddeselliği, iç organizasyonu. Sadece muhteşem.

Hangi şehir sizi kendine hayran bıraktı?

İkimiz de Hong Kong’a hayranız! Her seviyesi nefes kesici bir şehir: yüksek olsun, alçak olsun, kent merkezi olsun, kenar mahalleleri olsun… Kent ve doğa arasındaki o denge, Hong Kong’a dünyadaki en eşsiz mega kent unvanını veren şey. Alan yönetim teknikleri ise yoğunluk hususunda bütün şehirler için iyi bir referans olabilir. Son olarak – ama bir o kadar da önemli olan faktör – tabii ki yemekler!

Bir binaya çekim için girdiğiniz zaman ilk baktığınız şey nedir?

Bina girişi her zaman önemlidir. Binanın bütün imajının oluştuğu yer burası. Binaları kentlere benzetebiliriz. Bir şehirde havalimanı, istasyon gibi insanları karşılayan altyapı öğeleri, izlenim yaratma konusunda şehir için hayati öğeler: çünkü ilk izlenim her şeydir. Mimaride de bu böyle: binaya ilk giriş süreci, insanlarda ilk algıyı şekillendiren bir ritüel. Bu zaman çerçevesinde, binanın insanları nasıl etkilediği ve binaların çevresi ile iletişimini de sorgulayabiliyoruz.

Mimari imgelerin hızlı tüketimini destekliyor musunuz?

Soruyu doğru anlayıp anlamadığımızdan emin değiliz. Mimarlar, görseller ve eskizlerle konuşurlar. Ayrıca ilhamları da buradan gelir. Dilediğimizce bireysel tüketim olarak bunları ele almak suç değil. Ama imgelerin kullanımı telif hakları yasasını çiğneyemez. İnternetteki fotoğrafların aslında başkalarına ait olduğunu da bazen unutuyoruz.

Binaları çizmek sizin için binayı daha mı anlaşılabilir kılıyor?

Evet, iyi bir anlatım yalnızca seyircilerinizi eğlendirmekle kalmaz, aynı zamanda hatırlamanın önemli olduğu şeyleri anlayıp anlamadıklarını da yansıtır. Çizimler aracılığıyla, bu süreçlerin daha hızlı ilerleyebileceğine inanıyoruz. Ancak bu çok da karmaşık olmamalı. Hafif ve basit olması gerek. Videolarımızı incelerseniz, çoğunda algılanması zor içerikleri daha anlaşılabilir hale getiren çizimler bulunuyor. Bu çizimler tercihen elle yapılı. Nedeninden tam olarak emin olamasak da, bu kabataslak eskizler, güzelce çalışılmış dijital çizimlere kıyasla daha çok izleyici çekiyor. El çizimi eskizler ayrıca binanın konsepti ve mimarının fikirleri hakkında daha derine inebilmemize yardımcı oluyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın