Katılımcı, Evka 3 Sosyal Merkez ve Aktarma İstasyonu Yarışması

MİMARİ RAPOR

Bölgesel Ölçekte Yaklaşım

Genel yaklaşım

İzmir’in kuzey kapısı olan Bornova ilçesi, Ege’nin ılıman iklimi, insan ölçeğinde konut alanları, üniversite kenti kimliği ve bu çerçevede gelişen sosyal profili ile ön plana çıkmaktadır. Yerleşme bütününde, Akdeniz ikliminin bir gereği olan açık mekanların, bütüncül bir yeşil ve kamusal alan sistematiği içerisinde sosyal ve kültürel aktiviteler anlamında etkin bir role sahip olması beklenmektedir.

Ne var ki bünyelerinde yoğun trafik barındıran İstanbul ve Ankara caddeleri ilçeyi bölerek üç ayrı karakterde kentsel alt bölgenin gelişmesine sebep olmuştur. Bu durum bölgeler arası iletişim zayıflığını yaratırken, her bölgenin kendi içerisinde bir yaşama sahip olmasına neden olmuştur.

Proje konusu olan sosyal merkez ve aktarma istasyon alanının görece bu üç bölgenin kesişiminde yer alması, kentsel bir toplama ve dağıtma odağı olarak bölgeler arasında hareketliliğin ve iletişimin sağlanması açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle konu alan, yüklenen yeni fonksiyonlar ve karakteri ile salt transit geçilen bir alan olmaktan öte yakın çevresi ile güçlü sosyal ilişkileri düzenleyen bir odak alanı haline gelmektedir.

Yeşil Sistem
Bornova ilçesinin bütününde var olan yeşil doku, proje gelişim sürecinde oldukça önemli bir girdiyi oluşturmaktadır. Bu çerçevede yeşil dokunun kuzey güney hattında rekreatif, kültürel ve ulaşım potansiyellerini gözeterek güçlü bir şekilde sürekliliğinin sağlanması hedeflenmiştir. Doğu batı hattında ise İstanbul Caddesi’nin fiziki koşullarının izin verdiği ölçüde kısıtlı bağlantılarla sürekliliğini devam ettirmesi ön görülmüştür. Her iki yönde de gelişmesi ön görülen bu yeşil koridor hem sosyokültürel aktiviteleri üzerinde taşıyan bir omurga hem de karayolu ile konut alanları arasında tampon bölge oluşturan bir fiziki ortamın belirleyicisi ve sınırlayıcısı olmuştur. Kent bütününe entegre olması beklenen yeşil koridorun merkez alanlarda yoğun aktiviteleri yüklenirken ilçenin çeperine doğru geniş yeşil alanlarla buluşması ve ıssızla sonlanması amaçlanmıştır. Böylece kentlinin şehir aktivitelerinin yanı sıra doğa ile buluşmasına da fırsat tanınmıştır.

Sürdürülebilir Hareket (Bisiklet-Yaya)
İzmir Türkiye’nin diğer illerine göre toplu taşımanın, yaya hareketlerinin ve bisiklet kullanımının daha yoğun olduğu bir kenttir. Ancak Bornova ilçe bütününde, ilçe merkezinden doğuya doğru gidildikçe karayolunun mekansal süreklilik açısından fiziksel bir kırılma yarattığı görülmektedir. Proje alanı sınırlarına geldiğimizde ise mevcut durumda yer alan otobüs platformlarının ve açık otoparkların konut alanları için bir fiziksel engel oluşturduğu görülmüştür. Bu durumun sonucu olarak hem ilçenin doğusu ve batısı arasında, hem de proje alanının kuzeyi ve güneyi arasında yürünebilirlik açısından yetersiz bir çevre ile karşılaşılmaktadır. Oysa Bornova’nın mevcut yeşil dokusu ve kamusal alan yapısı, sürdürülebilir hareketin temelini oluşturan bisiklet ve yaya hareketliliğini destekleyebilecek potansiyele sahiptir. Bu bağlamda proje alanı yakın çevresinde gelişmesi beklenen bütüncül yeşil sistemin aynı zamanda yaya ve bisiklet yolları kurgusu bağlamında bir omurga niteliğinde olması hedeflenmiştir.

Bölgesel ölçekteki analiz ve yaklaşımlar dikkate alındığında, 3 önemli faktör öne çıkmaktadır:

Alanın transit geçilen bir alan olmaktan öte sosyokültürel bir odak haline getirmek için gerekli ölçütlerin sağlanması,

Üzerinde çeşitli aktivitelerini barındıran bütüncül bir yeşil omurga ile kentsel sürekliliğin sağlanması,

Mekan kurgusunun, tasarım konusunun da temeli olan hareketlilik kavramı üzerinden oluşturulması (sürdürülebilir hareketlilik ve toplu taşıma imkanlarının yaşayan mekanlar ile konforlu bir şekilde organizasyonunun sağlanması).

Mekansal Kurgu ve Mimari Yaklaşımlar
Transfer merkezleri; raylı, karayolu, denizyolu gibi farklı ulaşım türleri arasında bir sistemden diğer sisteme geçişte, yolcuların farklı ulaşım türlerine hızlı ve konforlu bir şekilde entegre olmalarını sağlayan ulaşım odaklarıdır. Dolayısıyla yaya akışının oldukça hızlı ve yoğun olduğu alanlardır. Proje bağlamında amaç, aktarma istasyonu kavramına yeni bir soluk getirmek ve transfer merkezlerinin sahip olduğu hareketlilik potansiyelini değerlendirerek kentin/kentlinin günlük hayatına yeni bir renk katmaktır.

Bölgesel ölçekte verilen tüm kararlar ve aktarma merkezinin sahip olduğu hareketlilik projenin temel kuramını kentsel sürdürülebilir hareketlilik kavramı üzerinden geliştirmiştir. Bu nedenle mekan kurgusu ve fonksiyonların dağılımı bahsedilen bu etkenler çerçevesinde oluşmuştur.

Kuzey güney hattında hedeflenen yeşil koridor omurgasında gelişen güçlü bağlantı mekansal olarak araçlı ulaşım ve sosyal merkez ilişkileri tanımlamak adına önemli bir veri olmuştur. Böylece mekansal tercihlerde yaya hareketliliğinin araçlı ulaşımla kesintiye uğramaması hedef alınmıştır. Bu bağlamda alanın doğu sınırını tanımlayan Cengizhan Caddesi’nden düzenlenen araç girişi ile en etkin ve kestirme bir şekilde araçlı trafik (dolmuş, taksi, otobüs ve otopark) sirkülasyonu düzenlenmiştir.

Sosyal merkezin, ulaşım sistemleri ile oldukça entegre bir biçimde gelişmesi hedeflenmiştir. Öyle ki yaya sürekliliği, mekansal sürekliliğin ve mimari yaklaşımların da tanımlayıcısı ve tamamlayıcısı olmuştur. Bu doğrultuda kurgulanan meydanlar sistematiği ulaşım sistemleri ile iki farklı kotta buluşurken, kullanıcılara günlük güzergahlarının üzerinde farklı sosyal-kültürel-ticari aktiviteler ile karşılaşma imkanı sağlamaktadır.

Sosyal merkezin tasarımındaki fiziksel-görsel şeffaflık ve geçirgenlik ile farklı kotlarda buluşan ve birbirleri ile iç içe geçen sergi salonları, atölyeler, stüdyolar, çok amaçlı salonlar kulüp odaları, tiyatro/konser salonu, fuayeler ve medyatek aktiviteleri yapının gece-gündüz yaşamasını sağlamaktadır. Sosyal merkez özelinde tasarlanan ana rampa da bu fonksiyonlar arası geçişi sağlayan bir mimari eleman olarak ön plana çıkmaktadır.

Malzeme seçimlerinde mekan kurgusu, iklim ve yerel malzeme kullanımları önemsenmiştir. Sosyal merkezin şeffaf yapısı cam cepheler ile sağlanırken, iklimsel konforu sağlayabilmek adına ahşap cephe elemanları kullanılarak ışık ve ısı kontrolü sağlanmıştır. Bunun yanı sıra kapalılığın hakim olması gereken fonksiyonlarda ise yerel ve sürdürülebilir bir malzeme olarak tuğla önerilmiştir.

“Park Et – Devam Et”

Günümüzde trafikte harcanan vakit, hava ve gürültü kirliliği göz önünde bulundurulduğunda aktarma merkezlerinin kentsel sürdürülebilirlik ve ekoloji kavramlarını destekleyici uygulamalara yönelmesi gerekmektedir. Bu bağlamda park et-devam et sistemi, özel araç kullanıcılarını belirli bir seviyede toplu taşıma kullanımına teşvik etmesi ile önem kazanmaktadır. Bu açıdan proje bağlamında kurgulanan otopark sisteminin, toplu taşıma imkanlarına ve mekansal fonksiyonlara kolayca entegre olabilmesi hedeflenmiştir. Böylece özel araç kullanıcıları, transfer merkezine araçlarını park ederek toplu ulaşım vasıtalarına, sosyal merkeze, yakın çevre aktivitelerine ve ilçe merkezine kolaylıkla ulaşabileceklerdir.

Otobüs Platformları

Mevcut otobüs hatları iyi bir şekilde düzenlenmiş olmasına rağmen, kullanıcı deneyimi açısından oldukça konforsuz olduğu görülmüştür. Öncelikli olarak yolcuların otobüsleri beklerken kullanabilecekleri alanlarda yeterli altyapının olmadığı gözlemlenmiştir. Özellikle kullanıcı konforunun sağlanması açısından üstü kapalı bekleme alanları, bilgilendirme ve geçici bekleme alanlarına ihtiyaç duyulmaktadır.

Otobüs platformlarının tasarımında, durakların sıklık ve varış noktalarına göre dağılımının devamlılığının sağlanması, metro ve otobüs sistemleri arasında kullanıcıların transit yapabileceği ve yolcuların gideceği yere uygun otobüs durağı hakkında bilgi alabileceği bir alan oluşturulması oldukça önemlidir. Bu nedenle otobüsler ve sosyal merkez arasında gelişen danışma yapısı, araçlı ve yaya geçişin bir sınırlayıcısı olarak gelişirken, yarı şeffaf yapısı ile mekanda görsel sürekliliği sağlamaktadır. İklim verileri gözetildiğinde güneşli gün sayısı göz önüne alınarak tasarlanan çatı strüktürü güneş panelleri ile kaplanmıştır.

Peyzaj Tasarım Yaklaşımı

Bornova Evka 3 Sosyal Merkez ve Aktarma İstasyonu Mimari Proje Yarışması kapsamında, üst ölçekli tasarım ve peyzaj kararlarında üzerinde en çok durulan konu ”Kentsel Süreklilik ve Ekoloji” kavramlarıdır. Bu bağlamda Bornova’nın mevcut yeşil dokusunun sürekliliğinin sağlanması ve iklim verileri gözetilerek gerçekleştirilen mekan kurgusu projenin temel karakterini oluşturmaktadır.

Proje kapsamında peyzaj tasarımı anlamında öne çıkan konulardan ilki, alanın kuzey-güney ve doğu-batı akslarında oluşturulması hedeflenen yeşil omurga sistemidir.

Bu yeşil omurganın sürdürülebilir hareketlilik kavramı ile desteklenerek, bisiklet kullanımı ve yaya sirkülasyonu üzerine yoğunlaşan bir ulaşım sisteminin güçlendirilmesi ise projenin öncelikli hedeflerinden biridir.

Bir diğer önemli konu ise; nitelikli mekan kullanımı açısından yetersiz bulunan mevcut metro üstü sirkülasyon alanının potansiyelinin değerlendirilerek önerilen sosyal merkez ve aktarma alanı ile etkin bir seviyede ilişkilendirilmesidir.

Çevre düzeni ve yakın ilişkiler gözetildiğinde, peyzaj yaklaşımı açısından öne çıkan unsurlardan en önemlisi yeşil sistem kurgusudur. Bu yeşil aks, güneyde Ege Üniversitesi kuzeyde düzenlenmiş peyzaj alanları ve sonrasında Ege doğal peyzajının en karakteristik öğelerinden zeytinlikler ile sonlanmaktadır. Proje alanının doğusundaki Ege Üniversitesi Ormanları gelecek vizyonda yeşil omurga ile bağlanması hedeflenen ve kamusal kullanım potansiyeli açısından değerli bulunan bir diğer önemli peyzaj aksıdır. Aktarma alanının bu yeşil koridor sistemi içerisindeki rolü ise, merkez alandaki yoğun rekreatif aktiviteleri yüklenmesi, ulaşım aktarma işlevlerinin yanı sıra yeşil sistem içerisindeki yaya ve bisiklet hareketinin odak noktası olarak işlevlenmesidir. Böylece peyzaj alanlarında, bilinçli bir kademelenme ile kentlinin deneyimleyeceği kamusal alanlar, fonksiyon ve sert-bitkisel peyzaj dengesi ile çeşitlendirilmiş, doğal peyzaj alanları ile rekreatif aktivitelerin ağırlıkta olduğu alanlar arasında akıcı geçişler sağlanmıştır.

Bu yaklaşım ile ulaşılması hedeflenen, kent merkezinde yaya hareketi ile ulaşılabilir sürekli bir aksta orman peyzajından, kent meydanlarına, kent parklarına ve kırsal peyzaja kadar uzanan bir yeşil koridor sistemidir.

Sosyal Merkez ve Aktarma İstasyonu

Proje alanında tasarlanan farklı kotlardaki meydanlar sistematiği ve bu meydanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen yatay ve düşey sirkülasyon kurgusu ise, ulaşım sistemleri ile doğrudan ilişkilidir. Metro ağının alt kotundan sağlanan bağlantı ile, sosyal merkez ile doğrudan ilişkilenen bir meydan oluşturulmuş, üst kotta ise metro üstü meydan, sosyal merkez ve açık otopark alanı arasında yaya köprüleri ile yatay sirkülasyon sağlanmıştır. Hem ulaşım ilişkileri hem de açık alan aktivitelerinin gerçekleştiği bu meydan ve sirkülasyon alanlarında, farklı kotlarda ilişkiler kuran bir sert peyzaj tasarımı kurgulanmıştır. Düşey sirkülasyonda oturma elemanları ve yeşil ile bölünmüş merdivenler, üst ve alt meydan arası sürekliliği sağlamaktadır.

Farklı kotlardaki meydanlar arasında kalan geçiş alanlarında bulunan eğitim merkezi ve çarşı alanları ise, topoğrafik sürekliliği sağlayacak biçimde tasarlanmıştır. Üst kottan gelen yeşil dokunun sürekliliği yeşil çatı sistemleri ile devam ettirilirken, alt meydanda şeffaf cepheler ile görsel ve mekansal sürekliliği sağlayacak bir kurgu oluşturulmuştur. Böylece alt meydanda şeffaf yapılarla çevrelenen ve ilişki kuran, düşey sirkülasyon elemanları ile kotlar arası geçişi sağlayan, kentsel mobilyalar ile zenginleştirilmiş, duraklamaya ve zaman geçirmeye imkan veren, sert zemin ağırlıklı bir avlu sistemi oluşturulmuştur.

Metro üstü meydanın mevcut durumu bölünmüş ve plansız bir alan oluşumu gösterirken, proje kapsamında teknik hacimler düşeyde ahşap elemanlar ile perdelenmiş, sert peyzaj müdahaleleri ile sosyal merkez ve meydanlar arasında görsel bütünlüğün sağlandığı, kent mobilyaları ve ağaçlandırma ile desteklenmiş duraklama alanları olarak değerlendirilmiştir.

Tüm bu yaklaşımda bölgenin ılıman iklim verileri gözetilerek açık-yarı açık ve kapalı alan ilişkileri düzenlenmiştir. Malzeme seçiminde yerel malzemelerin kullanımına önem verilmiş, sert peyzaj tasarımında Söke yöresine özgü tuğla ve yerel taş kullanımları tercih edilmiştir.

Otobüs terminalinin tasarımında ise, sert zemin malzemeleri yaya kullanımı açısından sürekliliğini devam ettirmektedir. Araç ve yaya geçişleri kullanımda bariyerler ve rampalar ile farklılaşmakta, araç trafiği yaya hareketi ile kesiştiği alanlarda kontrollü bir biçimde yavaşlatılmaktadır. Böylece bu alan tasarım bütününde yaya hakim bir mekan olarak öne çıkmaktadır. Bunu yanı sıra, bekleyen yolcu konforu ve iklim koşulları gözetilerek, otobüs terminali üzerinde güneş panelleri ile desteklenmiş bir çatı örtüsü önerilmiştir.

Bitkisel Peyzaj Yaklaşımı

Aktarma merkezi, yoğun aktiviteler ve sert peyzaj ile desteklenirken, bitkisel peyzaj yoğunluğu proje alanı çevresinde değişken yoğunluklarda devam etmektedir.

Proje alanının kuzeyinde açık otoparkların görsel perdelemesini sağlayan sıralı ağaçlandırma dokusu önerilmiş, bu alanlarda geniş çaplı orta boylu tür kullanımları tercih edilmiştir. Bu ağaçlandırmanın konut alanlarında devam ettirilmesi hedeflenmiştir.

Cengizhan Cadde’si ile sınırlanan metro üstü meydan alanlarında bitkisel peyzaj elemanlarına yer verilmiş, yer örtücü grubunu yanı sıra duraklama alanlarında kent mobilyaları ile ilişkili, orta boylu ve gölgelendirme amaçlı ağaçlandırma sistemi getirilmiştir. Bunun yanı sıra otobüs girişlerinde araç ve yaya trafiğinde ayırıcı amaçlı sıralı ağaç grupları önerilmiştir.

Kuzey güney aksında bisiklet ve yaya yollarının kurgulandığı alanda ise tampon bir yeşil sistem hattı önerisi getirilmiş, bu alanda mevsimsel sürekliliğin sağlanması adına her dem yeşil ve yaprak döken ağaç gruplarının birlikte kullanımı önerilmiş, seyrek çalı grupları kullanımı ile de bitkisel peyzaj ve insan ölçeği arasındaki geçişin çeşitlendirilmesi amaçlanmıştır.

Bünyesinde yoğun trafik barındıran ve strüktürel karakteriyle baskın bir imaj olarak beliren viyadükler ve atıl durumda olan viyadük altı geçiş alanları, yer örtücü ve çalı gruplarının kullanımı ile canlandırılmıştır. Viyadük alanlarının yaya geçişi işlevi gördüğü alanlarda bu müdahaleler ile daha nitelikli ve güvenli sirkülasyon alanları oluşturulması öngörülmüştür.

Bitkisel peyzaj tasarımında tercihe dilen türler tablodaki gibidir.

Ağaç Grupları

Yer Örtücü ve Çalı Grupları

Pinus pinea – Fıstık çamı

Ligustrum vulgare – Adi kurtbağrı

Quercus ilex – Pırnal meşe

Pittosporum tobira – Pittosporum

Cedrus Libani – Lübnan sediri

Pyracantha coccinea – Ateş dikeni

Magnolia grandiflora – Büyük çiçekli manolya

Rosmarinus officinalis – Biberiye

Tilia tomentosa – Gümüşi ıhlamur

Lavandula angustifolia – Lavanta

Fraxinus excelscior – Adi dişbudak

Sedum album – Beyaz dam koruğu

Cercus siliquastrum – Erguvan

Carex glauca – Ayakotu

Laurus nobilis – Akdeniz defnesi

Cynodon dactylon – Bermuda çimi

Sophora japonica – Japon sophorası

 

Olea europaea – Zeytin

 

Etiketler

2 yorum

Bir yanıt yazın