2. Mansiyon, Şehitkamil Belediyesi Sanat Merkezi Yarışması

MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU

Bugünlerde kent merkezlerinin ihtiyacı olan şey ne yeni binalar yapılması ne de eskilerinin dönüşüm adı altında yenilenmesidir. Kent merkezlerinin “yeni binalara” değil, kamusallığı yeniden üretecek “yıkımlara” ihtiyacı olduğu aşikardır.

Yıkım mimari bir eylem olarak “yeniden kuruluşa hazırlık”, “yeniye ulaşmanın yolu” ya da “kenti ve mimari mekânı yeniden kuracak değerlerin üretilmesi” olarak kavramsallaştırılabilir. Müdahaleci bir eylem biçimi olarak yıkım “yok etmek”, “eskiyle bağları kesmek”, “bağlamı önemsizleştirmek” değildir. Aksine yaratıcı, dönüştürücü, değişimi başlatacak müdahaleye yönelik arayışlardır. Süregelen kentsel düzenden/genel gidişattan, mimarlığın genel kabul görmüş değerlerinden kopmaya yönelik tasarımsal bir eksiltme eylemidir. Böylece, yoğun, düzensiz ve rant üzerine kurulu veya süsleme ile kimliksizleşmiş şehir merkezlerinin kamusal kullanımlara, güncel/çağdaş hayatın kentsel ve mimari gereksinmelere, kentin gündelik yaşantısına nitelik katacak imkanlar doğrultusunda dönüşümü sağlanabilir; rant yerine doğa; süsleme yerine gerçek, tarihsel olan yerine anlamlı olan, kişiye özel yerine kamusal olan koyulabilir. Yıkım kentin kentliye iadesidir.

Bu bağlamda, Şehitkamil Belediyesi Sanat Merkezi Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması proje önerisi bu binada “yıkım” fikrine ait temel mimari tasarımsal prensipleri şunlardır:

  1. Kente/bağlama müdahale: Bağlamın yeniden ele alınması; Tasarım alana ekti eden 3 adet binanın kamulaştırılması, Kent içi koruluk, su zeminleri, konstrüksiyon.
  2. Bina-program-biçim ilişkileri: Programın, biçimin taşıyıcısı ve süslemenin karşıtı olarak program (binayı oluşturan program parçalarının bir birbirinden ayrı bütünler olarak düzenlenmesi)
  3. Boşluğun biçimlendirilmesi: Bina içi ve kütleler arasındaki boşlukların programın parçası haline getirilmesi (galeriler, teraslar, ara alanlar)
  4. Ekolojik nitelikler: Yeşil alanlar, doğal ışık ve hava, enerji verimliliği gibi unsurların program parçaları olarak tanımlanabilmesi

Bu prensipler plan ve kesit düzleminde tasarlanan önerinin kentsel, mekânsal, programatik ve konstrüksiyonuna yönelik niteliklerinin aşağıdaki gibi biçimlenmesini sağlamıştır.

1. Kente/bağlama müdahale

Kentsel peyzaja yönelik öneriler zemin süreklilikleri (su yüzeyleri, ağaç öbekleri, kaldırımlar ve bisiklet yolları) ve eylemleri kaynağı olarak konstrüksiyon fikri bu tasarım için bağlamın yeni kentsel ilişkiler üretecek biçimde ele alınmasının ve binayı yapılandırıcı unsurlar olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda tasarımın yapılandıran temel tasarımsal kararlar ve bunların mekânsal karşılıkları şöyledir.

  • Kentin doğu-batı doğrultusunda uzanan kent ormanına erişimin sağlanması ve bunun devamında kuzey- güney yönüne doğru zaman içinde ilerleyecek tasarlananyeşil doku.
  • Kuzey- güney doğrultusunda oluşturulan ve sonu kent ormanıile biten bir zemin/podyum(470*70 m)tasarımı. Bu zemin geniş su yüzeylerini, bunun içindeki ağaçları ve okuma, oturma, uzanma, dinlenme, bekleme, izleme, buluşma gibi basit/temel eylemlere olanak tanıyan 475m uzunlukta bir kent omurgasını/konstrüksiyonuve tüm alanı dolduran bir su zemininibarındırır.
  • Bu zeminin bir süreklilik barındırması için var olan üç adet binanın (Bayar ve Kaza İş merkezleri, bunların arkasında yer alan isimsiz bina)kamulaştırılarak yıkılması. Bu yıkım kentin odağının tanımlanmasında, bir kamusal merkezin üretilmesinde ve kentsel bir imgenin oluşturulmasında tasarımın önerdiği kuzey-güney zemininin/ podyumun oluşturulmasında olmazsa olmazdır.

Tasarım alanından var olan doğu-batı aksındaki kent ormanıyla bağlantı; bu bağlantıyı oluşturan zemin/podyum önerisi ve kamulaştırıp yıkma eylemi sayesinde kentte büyük bir boşluk önerilmiştir. Bu sayede hemkente kimlik kazandıracak bir kamusal alan/hacim üretilmiş hem de sanat merkezi binasının varlığına etki edecek bir bağlayıcı unsur elde edilmiştir.

Kente/bağlama yönelik müdahale aşağıda grafik olarak ifade edilmiştir.

Grafik anlatım1: Kente/bağlama müdahale ve tasarlanan/önerilen kentsel yapılar.

2. Bina-program-biçim ilişkileri: Dışarıda oluşturulan zemin/podyum ve buna eklenen konstrüksiyonçizgisel bir süreklilikte binaiçine bir “aralık/programatik omurga” olarak aktarılmıştır. Bu aralık binayı çapraz olarak kuzey-batı ve güney-doğu yönünde kesen bir eksen olarak bina için tüm program akışını ve eylemleri üzerinde barındıran asal bir sirkülasyon alanıdır; tüm mekânsal ilişkiler, eylemler, karşılaşmalar, süreklilikler bu aralık sayesinde organize olur. Örneğin zemin katta bu aralık girişleri, sergi mekânlarını ve fuayeyi birbirine bağlarken üst katlarda kafeterya, idare veya atölyelerin önünde bir etkinlik alanını içerir. Bu aralık binanın tüm programlarını üzerinde toplar, genleştirir ve dağıtır. Böylece tüm program parçaları bu aralığa açılır ve içeriklerine ait her tür özelliği bu alana genleştirerek içeriklerini binaya yayarlar (atölyelerin sergi mekanı olarak, ana sergi mekanı olarak). Buna ek olarak programların bina sürekliliğinde yerleşmesinde bir sınır veya bir ayırıcı olarak bu aralık işlev kazanır. Tüm atölyeler, idare, kafeterya, eğitim birimleri bu aralığın güney-doğusuna konumlandırılmış ve kente birbiriyle ilişkili ayrık parçalar olarak sunulmuştur. Dolayısıyla bahsi geçen önerilen aralık bir omurga gibi binanın ana tepki mekanizması iken aynı zamanda programların yerleşmesinde bir ayırıcı unsur olarak tüm tasarımın odağıdır.

Bu aralık sayesinde kent bina içine nüfuz eder. Ayrıca bu omurgaya bağlanan ve kentsel sürekliliğin devamı olarak tanımlanan üç adet kılcal kentbağlantısısayesinde zemin katın kentin bir parçası olma fikri güçlendirilmeye çalışılmıştır. Önerilen aralığa, kılcal bağlantılara ve program-biçim ilişkilerinin mekânsal olarak grafik ifadesi aşağıdaki gibidir.

Grafik anlatım 2: Bina-program-biçim ilişkileri

Yukarıda yer grafik anlatımda görülebileceği üzere bina içi omurga/aralık keskin bir biçimde programları ayırmaktadır. Bu aralığın zemin kat ve 1. Katında kuzey- batı yönünde çok amaçlı salon konumlandırılmış ve aralık ile salon arasında ve kentsel ara kılcallara temas eden bir katlı zemin bu bölüme eklenmiştir. Aralığın diğer yönünde, güney-doğu, atölyeler, kafeler, meydanlar, idari bürolar konumlandırılmıştır. Ayrıca aralık merdiven, asansör ve wc’lerle de doğrudan ilişkili hale getirilmiştir.

3. Boşluğun biçimlendirilmesi: Bu tasarımda “aralık/programatik omurga” olarak tanımlanan mekanadolu kütleler olarak ihtiyaç programında belirtilen büyüklükler eklenmiştir. Bunlar farklı boyut ve malzeme dilleri ile 3d görsellerde görülebileceği üzere bir biçim kombinasyonu aracılığıyla tasarımın bütünlüğünü oluştururlar. Fakat bu tasarım içlerinde sadece program parçaları olan kütlelerle değerlendirilmemelidir. Bunlar kadar bu kütleler arasında kalan boşluklar da bina bütünlüğünün bir parçası olarak düşünülmüş ve dolu kütlelerin hacimsel, maddesel yapıları kadar boşlukların da maddesiz hacimler olarak kente mimari nitelik kazandırmaları hedeflenmiştir. Bu, kütleler arasındaki her bir aralığın, dolu kütlenin kendini kente açması gibi, kendini kente açmasıdır. Boşlukların kentsel yapıyı binaya binayı kentsel yapıya katan aralıklar olarak işlemesi hedeflenmiştir. Dolayısıyla, Bu boşluklarda teras, meydan, balkon gibi ara mekanlar konumlandırılmıştır.

4. Ekolojik nitelikler: Gaziantep’te gerçekleştirilecek olantasarım, yerin özgün, sosyal, ekolojik ve ekonomik imkanlarına bağlı olarak düşünülmüş ve proje sadece bir bina bloğu olarak değil kentsel sürekliliği var olan bir sistemin parçası olarak kabul edilerek tasarım sürecine bütünsel yaklaşımı sağlamıştır. Bu yaklaşım aslında binaların tekil olarak/bulundukları bağlamdan; kentin sosyo-teknik sisteminden bağımsız olarak yeşil veya çevreci olarak nitelenen kriterlerin sağlanmasına odaklanmanın ve sadece bina kabuğu performansının iyileştirilmesi olarak algılanmanın ötesindedir.

Binanın sadece fiziksel olarak “ne olduğu” değil, kentin sosyokültürel özellikleri kapsamında “ne yaptığına” ve programatik bağlantıların, kentte yeşil alan sürekliliğini sağlamak üzerine kapasitesi deneyimlenerek kentliye kamusal ve devamlı bir alan vaat edilmiştir.

SONUÇ:

Bu tasarım:

  • Kent zeminini rantın ve özel mülkün tutsağı olmaktan, kentlinin kullanımına açarak zemini kente mimari ve kentsel bir imge olarak geri kazandırmayı,
  • Mimari programının arasına ve çeperlerine yerleştirilmiş boşlukları ve aralıkları biçimsel/kütlesel dilin parçası haline getirmeyi,
  • Biçim arayışlarından, bezemelerden, görsel teknolojinin programdan bağımsız sunduğu etkileyici imge çıkmazlarından uzak eylemler üzerine kurulu, mimari program bağımlı, tasarım düşüncesinin mekânsal karşılığını oluşturmayı,
  • Kamusallığı ve buna olanak tanıyacak mimari denemeleri
  • Konstrüksiyonun kentsel niteliklerini bulmayı dener.
Etiketler

Bir yanıt yazın