Katılımcı, Çanakkale Belediyesi Sosyal Konutlar Mevkii Kentsel Yenileme Ulusal Mimari Proje Yarışması

Proje Raporu

Ülkemizde özellikle 2000’li yıllarla birlikte, neoliberal kentleşmenin etkin bir biçimde devreye girdiği ve bu sürecin kentleşme pratiklerine önemli yansımalarının olduğu görülmektedir. Bu noktada kentler yeniden yapılandırılmakta ve neoliberal projenin kentler üzerindeki en temel araçlarından birisi kentsel dönüşüm olarak öne çıkmaktadır. Ülkemizde gündeme gelen dönüşüm projelerindeki ana eğilim ise ağırlıkla yerinden etme biçiminde geliştirilmektedir. Bu yaklaşımla, doğayı ve insanı odağa alan yaşam çevreleri yerine bir taraftan dönüşüme konu olan alanda rant kaygısını odağa alarak kentten ayrışmış yaşam adacıkları, diğer taraftan ise yerinden edilenler için tektipleştirilmiş yaşam çevrelerinin oluşturulmaktadır. Çanakkale Sosyal Konutlar Mevkii için geliştrilmesi istenen projeye bu çerçeveden bakıldığında öne çıkan kavram, ülkemizdeki genel pratiğin dışında bir kavram olarak öne çıkan ”yerinde dönüşüm” olmaktadır. Bu yaklaşım, kentsel rantı maksimize eden projeler  yerine yaşanabilir yaşam çevrelerinin yaratılmasını odağa almaktadır.

Yerinde dönüşümün doğa ve insanı odağa alan yaşanabilirlik perspektifi içinde, Çanakkale Sosyal Konutlar Mevkii için geliştirilen projenin oluşturulmasında temel alınan ana kavramlar: SÜRDÜRÜLEBILIRLIK, ÜRETIM, KENTLE BÜTÜNLEŞME ve ÖZGÜNLÜKtür. Bu projenin temel kurgusu, projenin odağa aldığı bu temel değerler ile alanın sunduğu özgün potansiyellerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuştur.

MAKRO KONSEPT

• SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Proje kapsamında sürdürülebilirlik; doğal kaynaklar, sosyo-kültürel değerler ve üretimin sürdürülebilirliği başlıkları temelinde ele alınmıştır. Bu noktada, doğanın sunduğu temel değerleri, insanın yarattığı üretim değerleri ile bütünleştirmek temel ilke olarak benimsenmiştir. Böylece hem doğal değerler korunacak hem de bu paralelde geliştirilen üretim ile gelişme sağlanacaktır. Doğal kaynakların sürdürülebilirliği temelinde ilk olarak, kentsel yeşilin geliştirlimesi ve sürekliliği temel alınmış ve proje kapsamında yatayda kentsel tarım alanları ve hobi bahçeleri, dikeyse ise yeşil çatı bahçeleri kurgulanmıştır. Böylece hem alanın çevresi ile bir yeşil alan sürekliliği sağlanmış hem de proje alanı kentin akciğeri haline getirilmiştir. İkinci olarak ise, kentteki en önemli su kaynağı olan Sarıçay’ın proje alanına etkin bir biçimde dahil edilmesi ile doğal su kaynaklarının sürekliliği sağlanmıştır. Sarıçay proje kapsamında hem tarımsal alanların sulamasında hem de rekreatif amaçlı kullanılacaktır. Üçüncü olarak ise, Çanakkale’nin coğrafi olarak sunduğu rüzgar, projede yine önemli bir doğal kaynak olarak kullanılarak projede konut bloklarının üstüne rüzgar türbinleri yerleştirilmiştir.

Sosyo-kültürel değerlerin sürdürülebilirliği temelindeki ana çıkış noktasını aidiyet kavramı  oluşturmaktadır. Aidiyetin güçlendiren temel parametre proje alanındaki vatandaşların ağırlıklı bölümünün bu alanda ortalama 30 yıldır  yaşıyor olmaları ve buna bağlı olarak yine aynı yerde ve konut kullanımı ile yaşama istekleri olarak öne çıkmaktadır. Kuşaklar arası aktarım da aidiytin güçlenmesine neden olmaktadır. Alanda gözlemlenen bu güçlü aidiyet hissi, proje kapsamında Çanakkale’de tarihsel olarak süregelen geleneksel üretim biçimlerinin desteklenmesi ile güçlendirilmiştir.

Proje kapsamında üretimin sürdürülebilirliği temelindeki ana çıkış noktasını ise geleneksel üretime bağlı yerel kalkınma oluşturmaktadır. Alanda geleneksel üretim biçimlerine yer verilmesi ile vatandaşların alanı yaşayarak kullanması, geliştirmesi ve alanla daha güçlü aidiyiet bağlantıları kurmaları hedeflenmektedir. Bu kapamda, Çanakkale’nin genel coğrafyasına ve zenaaat tipi üretim eğilimlerine bakıldığında, tarımsal üretim ve el sanatları üretiminin öne çıktığı görülmüştür. Projede, tarımsal üretim ve el sanatları üretimini ekonomik bir döngü içinde olanaklı kılacak temel düzenlemelere gidilmiştir.

• ÜRETİM
Kentin geçmişten bugüne tarım alanında sunduğu bereketli olanakların, Sarıçay’ın sunduğu tarıma elverişli alüvyal topraklarda yaşam bulması amaçlanmıştır. Bu kapsamda projede, alanda yaşayan vatandaşların tarımsal faaliyette bulunmalarına yönelik olarak sebze ve meyve üretimine olanak sağlayacak kentsel tarım alanları ve hobi bahçeleri kurgulanmıştır. Alanda yapılan incelemelerde halkın, mevcut kontlarının ön ve yan bahçelerinde küçük çaplı sebze üretimi yapması, bu alanda mevcut bir eğilim ve isteğin olduğunu ortaya koymaktadır. Öte yandan alanda yaşayanların ağırlıkla emeklilerden oluşması da bu üretim biçimine aktif olarak katılabilmelerini kolaylaştıracaktır. Tarımsal üretimle, alanda yaşayan halk hem kendi günlük tarımsal ürün ihtiyacını karşılayabilecek hem de elde etiği ürün fazlasını pazar alanında satarak aile bütçesine katkı koyabilecektir. Öte yandan projede ahşap işçiliği, dokumacılık, yorgancılık, sepetçilik, çanak-çömlekçilik, aynacılık, iğne oyası, kök boyama gibi Çanakkale’nin geleneksel el sanatları üretimine olanak verecek atölyeler ve buradan çıkacak ürünlerin satışına olanak verecek pazar/satış birimleri kurgulanmıştır.

• KENTLE BÜTÜNLEŞME
Projedeki bir diğer temel parametre ise kentle bütnleşmedir. Ülkemizde geliştirilen dönüşüm/yenileme projelerindeki temel eksiklerden birisi, yaratılan yeni yaşam çevresinin kentle bütünleşememesi olarak öne çıkmaktadır. Bu durumun önüne geçmek adına, proje alanı ile kent arasındaki ulaşım bağlantılarını güçlendirmek yönünde düzenlemlere gidilmiştir. Halkın yapılan anketlerde toplu taşımayı aktif bir biçimde kullanıyor olması gerçeği de göz önünde bulundurularak toplu taşıma olanakları teşvik edilmiştir. Ayrıca yaya ulaşımını güçlendirici düzenlemelere de yer verilmiştir. Kentle bütünleşme temelinde, rekreasyon alanı olarak aktif bir biçimde kullanıldığı gözlenen Sarıçay kıyısı ve önemli bir sosyalleşme alanı olarak öne çıkan pazar yeri ile bağlantılar geliştrilmiştir. Öte yandan alan içinde kurgulanan yolların alan çevresindeki yol akslarını karşılayacak şekilde yerleştirilmesi ve alan içinde sürekliliğinin kurulmasyla geçirgen bir doku elde edilmiş ve projenin kentle bütünleşme algısı güçlendirilmiştir.

• ÖZGÜNLÜK
Projedeki bir diğer parametre ise, özgünlük olarak belirlenmiştir. Ülkemizde, dönüşüm/yenileme alanlarındaki mevcut kullanıcılar için üretilen yeni yaşam çevreleri ağırlıkla topoğrafya, iklim, sosyal ve ekonomik yapı farklılıkları gözetilmeksizin tektipleşmiş, apartman blokları şeklinde üretilmekte ve ülke genelinde nitelikli olmayan yaşam çevreleri ağırlık kazanmaktadır. Öte yandan, yine neolibral kentleşme sürecinde,  kendi içinde kapalı ve yüksek güvenlik önlemleri ile kentten izole edilmiş ve kentteki sosyal ayrışmayı güçlendiren projeler göze çarpmaktadır. Bu çerçevede, proje kapsamında, sözkonusu eğilimlerin aksine bölgenin ve alanın sunduğu tüm ekonomik, toplumsal ve mekansal bağlamdaki özgün nitelikleri odağa alan kimlikli bir yaşam çevresi yaratmak hedeflenmiştir. Kendi içinde çeşitlilikler sunan, monotonluktan uzak, alandaki herkesi kucaklayan, eşitlikçi bir yaklaşım benimsenmiştir. Böylece, kendi iç dinamiklerini kullanan, üretimi döngüsel olarak hayata geçiren, doğaya ve insana duyarlı ve dışarıyla bağ kuran yaşanabilirlik bağlamında özgün  bir yaşam çevresi oluşmaktadır.

ÇEVRESEL VERİLERİN ELE ALINIŞ BİÇİMİ ve PROJENİN ANA KURGUSU

Kentsel yenileme alanı, doğusunda sanayi alanları, güneyinde Sarıçay kıyısı rekreatif alan düzenlemesi, kuzeyinde askeri bölge, batısında ise konut yerleşimleri çevrilidir. Alanın, kentin neredeyse bittiği en doğu nokta niteliğinde olması doğrultusunda güçlü sosyo-kültürel ve ticari tesisler önerilmiş, temelde güneydeki Sarıçay kıyısındaki rekreatif yeşil alanlarla ve suyla güçlü bir ilişki kurmak hedeflenmiştir. Ancak buna rağmen, kent merkezine yaya erişebilirliğinin mümkün olduğu alanın kente dönük yüzü, toplu taşıma ana durakları ve ürün satışı için pazar birimleri ile kurgulanmıştır. Güneydeki karayolunu geçen bir üst köprü ile sağlanan bağlantı, öte yandan güneybatıda yer alan büyük Pazar Yeri ile de ilişkilenmektedir. Buna ek olarak projenin, alanın doğusunda yer alan konut ve sanayi bölgesine verdiği yüz de önemsenmiş ve hem burdan gelen kentli projenin içine dahil edilmiş hem de buraya bakan yüksek cephe yeşil bahçelerle kurgulanmıştır.

Proje alanına taşıt yaklaşımı doğuda yer alan 30 Ağustos Caddesi’nden alınmıştır. Bu cadde üzerinde alanın sınırı boyunca bulunan misafir otoparklarının yanı sıra konut kullanıcılarına ayrılmış bodrum kattaki otoparklara giriş ve çıkışlar sağlanmaktadır. Acil ve de servis girişi ise kuzeyden alınmış, bunun dışında alan tamamen yaya ve bisikletli kullanımına terk edilmiştir.

Projenin ana kurgusu güneyde yer alan Sarıçay’ın tarımsal sulama ve rekreatif amaçlı olarak kuzey-güney doğrultusu boyunca alanın içine alınması üzerinden gelişmektedir. Doğu yönünde tarlaları beslemek üzere kanallarla içeriye uzanan su, aynı zamanda ona eşlik eden yaya yolları ile konut kullanıcılarına sakin ve huzurlu bir yaşam çevresi sunmaktadır. Alanın batısında, +5 kotunda kurgulanan yeşil üst örtü, ona takılan sosyo-kültürel ve ticari birimleri örgütlemektedir. Sosyo-kültürel birimler olarak kütüphane, halk eğitim merkezi, spor tesisleri, sağlık birimi, toplum danışma merkezi, el sanatları atölyeleri ve sosyal toplanma merkezi; ticari birimler olarak satış/pazar birimleri, market, sinemalar, oyun-eğlence merkezi önerilmiştir. Doğu yönüne gidildikçe yükselen ve kente doğru bir vista sağlayan konut blokları, modüler bir mantıkla tasarlanmış prefabrike konut birimlerinin üst üste yığılmasıyla organize edilmiştir. Modüller, arkalarındaki sirkülasyon hollerini kavrayan strüktürel çerçeveye takılarak taşınmaktadır.  6×6 ve 6×10 ‘luk modüllerin tek katlı ya da dubleks olarak organize edilmesiyle farklılaşan tipler, hem çeşitlilik hem de yeşil çatı bahçeleri sunmaktadır. En doğudaki yüksek bloklar, doğu yönüne bakan, cam bir cepheden patlayan yeşil teraslarl karakterize olmuş bir sirkülasyon holüne takılırken; alanın içinde kalan daha az katlı bloklar, orta bir boşluk ve ona bakan sirkülasyon holleri/köprüler etrafında, aynı mantık çerçevesinde örgütlenmiştir.

Sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde proje bütününde,  korbonmonoksit salınımını sınırlayacak ve enerji korunumu ilkesine önem veren çözümler önerilmiştir. Bunlardan ilki motorlu taşıt trafiğinin azaltılmasıdır. İkincisi, kenti yıl boyunca etkisi altına alan güçlü rüzgarları elektrik enerjisine dönüştüren rüzgar tribünleridir. Üçüncü kentsel ısı adası etkisini düşüren yeşil çatı kullanımı önemsenmiştir. Konutların bahçeleri, blokların çatıları ve üst örtüde yaygın olarak kullanılan yeşil çatılar ayrıca alanın enerji korunumuna da katkı koymaktadır. Metropolitan kentlerde giderek azalan doğal peyzaj, taş ve beton yüzeylerle yer değiştirmekte, bu da atmosferdeki ısı ve su döngüsünü etkileyerek iklim değişikliğinin en iyi bilinen formlarından olan kentsel ısı adası etkisini meydana getirmektedir.  Gün boyunca güneşten gelen ısının beton, taş ve asfalt yüzeyler tarafından tutulup gece serbest bırakılmasıyla oluşan bu durum için YEŞİL ÇATIlar en uygun çözüm önerilerinden biridir. Kentsel alanlarda zarar gören bitki örtüsünün yerini alarak, evapotranspirasyon (buharlaşma), gölgeleme ve ısı depolama özellikleriyle hava ve yüzey sıcaklığının artmasını engellerler. Ayrıca geleneksel bir çatı yüzeyinden farklı olarak güneş ışınlarını emip aşağıya geçirmek yerine, taşıyıcı katmanda depoladıklarından, yazın iç ortam ısısının artmasına, kışın ise azalmasına engel olurlar. Bu doğrultuda bina enerji tüketimine de pozitif yönde katkı sağlarlar.

Etiketler

Bir yanıt yazın