Barselona’da Bir Sosyal Konut Projesi

Espinet / Ubach mimarlık stüdyosunun Barselona'daki eski tekstil fabrikası Can Batlló'nun mahallesinde tasarladığı sosyal konutun merkezinde baca işlevi gören bir avlu yer alıyor.

Fotoğraflar: Pedro Pegenaute

Espinet / Ubach mimarlık stüdyosu, Barselona’daki eski tekstil fabrikası Can Batlló’nun yanında yer alan ve 26 daireden oluşan sosyal konut projesini tamamladı. Projenin gelişimine yön veren unsur, merkezi bir avlu oldu. Bu avlu, binadaki ısı dağılımını düzenliyor ve apartman sakinlerinin karşılaşmalarında bir merkez üssü haline geliyor.

Konut, üç cephesinin her birinde değişken kentsel manzaralara bakıyor. Carrer Parcerisa sokağının sonunda yer alan yapı, dar bir geçit ile Can Batlló fabrikasının ana cephesinin baktığı parka bağlanıyor.

Belediyenin “açılan yollar” başlığı altında düzenlediği yarışmayı kazanan Espinet / Ubach, yerel yönetmeliklere uygun olarak farklı yükseklikteki binalarla “çevrelenmiş yapı” konseptini geliştirdi. Bu yaklaşımla birlikte avlu sadece aydınlatma ve havalandırma için değil, aynı zamanda apartman birimleri arasında bir bağlantı aracı olarak değerlendiriliyor. Yapılan biyoklima araştırmalarından gelen olumlu değerlere göre avlu, bir iklimlendirme cihazı gibi çalışarak yapıdaki konforu sağlıyor.

Yapının zemin katı, yönlendirici bir görev üstleniyor. Bir sundurma, garaja girişi tanımlarken, Can Batlló parkının yaya erişimi için kaldırım genişletiliyor. Dairelerin olduğu katlarda parlak beyaz dikey açıklıklar bulunurken, zemin kat cephesine koyu gri oluklu levhalar yerleştirilerek işlev farklılığı cephelerin tasarımına yansıtılıyor. Renklerdeki bu karşıtlık sayesinde, yapı yerden yükseltilmiş görünüyor.

Sundurmanın yönlendirdiği giriş salonunda bağlantı odaları, karşılaşma alanları, asansörler ve merdivenler bulunuyor.

Birimlerin avluya bakan kısımlarında servis alanları yer alırken, dış cepheye bakan odalar esnek yaşam alanları olarak düzenlenmiş. Dairelerin ana erişim merkezi olan avlunun etrafında her katta altışar daire yer alıyor. Çamaşırhane haricinde tüm mekânlar güneş ışığı alıyor.

Yapının kabuğu, görsel birliği sağlayacak şekilde her cephede değişiyor. Pencerelerin biçimi ve boyutlandırması, havada asılı durma etkisini güçlendiriyor. Cephe üzerindeki tüm açıklılar iç mekanın işlevine göre bir, iki veya üç modül halinde dikey olarak konumlanıyor. Pencelerde katlanır alüminyum panjur sistemi yer alıyor.

Cephedeki kot farklılıkları, ilgi çekici ışık girişini ve mahallenin geri kalanından ayrılmasını sağlıyor.

Avlu, yapının temel bir bileşeni olarak, termal ‘baca’ işlevini üstleniyor. Bu mekânsallaşmış baca, sıcak hava akımını yükselterek uzaklaştırırken yerine serin hava sağlayarak bir iklimlendirme cihazı gibi çalışıyor. Baca, çevre unsurlarının enerjisi ile doğal olarak çalışıyor.

Yapı formunun biçimlenmesinde yön veren merkezi avlu, dairelere geçiş yolu olmaktan öte gökyüzüne açılan, gündüz ve gece, yaz ve kış ışıklarını içeri alan bir pencereye dönüşüyor. Hem dış ortam şartlarını içerilere taşıyan hem de ürettiği hava akımı sayesinde binanın iç kısımlarındaki havayı temizleyen bir araca dönüşüyor.

Avlu, yağmur suyuyla beslenen bitki örtüsü sayesinde toprakla bağlantı kuruyor.

Korkuluklar, ışık ve görüş filtresi gibi çalışıyor. El hizasına kadar yere paralel olan galvanize metal plakalar, el hizasının üstünde dikey olarak yerleştirilmiş.

Her birimde iki veya üç yatak odası bulunan dairelerdeki açık mutfaklar, mekânsal olarak küçük bir servis masasıyla salondan ayrılıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın