“Kusursuz Olandansa Çelişkiler Barındıran Daha İlgi Çekici”

Berlin merkezli peyzaj mimarlığı ofisi TOPOTEK 1’in kurucusu Martin Rein-Cano, dün akşam MONO/POLI Mimarlık Buluşmaları Serisi’nin konuğu olarak İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde projelerini anlattı.

Buenos Aires’te doğan, peyzaj mimarlığı eğitimini ise Frankfurt’ta alan Martin Rein-Cano’nun ofisi TOPOTEK 1, 2016’da Ağa Han Mimarlık Ödülü kazanan kentsel tasarım projesi Superkilen’in tasarım ekibinde yer alıyor. Etnik köken, din ve kültürün ötesinde kaynaşmayı hedefleyen kentsel tasarım projesi, göçmenlerin çoğunlukta olduğu ve yoğun vandalizmin yaşandığı bir mahalleyi, yaşayanlarıyla el ele dönüştürmeyi amaçlıyor.

Superkilen, Danimarka:

Nitekim, Martin Rein-Cano sunumuna Avrupa’nın şu an içinde olduğu, göçmenlerle ilgili durumu tarif ederek başladı. Avrupa’nın, kıta içinde hareketlilik yaşansa dahi, Amerika gibi bir göçmen ülkesi olmadığının altını çizen Cano, kıtanın yeni gelen göç dalgasına hoşgeldin demekte zorlandığını belirtti.

Göç edenler açısından bakıldığında ise, içinde yaşadığımız iletişim ve mobilite çağında, göçmenlerin kendi kültürlerinin pek çok unsuru ile iletişimlerini sürdürebildikleri saptamasını yaptı. Yine de göçmenlerin arzularının ve kültürlerinin çoğu zaman devletler tarafından göz ardı edildiğini söyleyen Cano, Superkilen projesinde amacın, göçmenlerin arzularını ve hafızalarını mekana yerleştirmek olduğunu belirtti. 

Bir yerden göç edildiğinde o yere dair hafızanın geride bırakıldığını, Superkilen projesinde ise göçmenlerin hafızalarındaki mekanlara dair unsurların yeni şehirlerinin gerçekliğine katıldığını anlatan Cano, parka eklenen objelerin göçmenlerin önerilerinden doğduğundan söz etti. 

Farklı ülkelerin hafızasından gelen nesnelerin bir araya gelerek yeni bir şey ürettiğini söyleyen Cano, Kuzey Avrupa’da kusursuz ve akılcı olarak tanımlananın karşısına konulan “çelişkiler barındıran”ı daha ilgi çekici bulduğunu belirtti. Bu bağlamda parka ekledikleri, farklı ülkeleri temsil eden ve farklı kullanım olasılıkları doğuran öğelerin ve sembollerin kimlik üretmekteki öneminden söz etti.

Lorsch Manastırı, Almanya:

Martin Cano sunumuna, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil olan Almanya’nın Lorsch kentindeki eski manastır alanı için yaptıkları tasarımla devam etti.

Erken Ortaçağ Alman kültürünün en önemli el yazmalarının üretildiği yer olan Lorsch Manastır’ı yapılarının çoğu günümüze kalmamış olsa dahi, eskiden manastırın yer aldığı alan hala korunmakta. Alana dair sordukları sorunun: “Hiçbir şeyin olmadığı bir yerde, bir mekanın anısının nasıl üretileceği” olduğunu belirten Cano, topoğrafyadaki katmanlarla izler ürettiklerini, bütün parkı bir çeşit arazi sanatı olarak ele aldıklarını açıkladı. 

Tasarladıkları parkı, artık yerinde olmayan manastırın şiirsel ve heykelsi bir anısı olarak yorumlayan mimar, manastır topoğrafyasını, farklı dönemlerden farklı katmanların üst üste bindiği bir çeşit palimpsest olarak gördüklerini söyledi.

Heerenschürli Spor Kompleksi:

Cano’nun sunduğu bir diğer proje Zürih’te yaptıkları Heerenschürli Spor Kompleksi oldu. Kentin bu bölgesinde pek çok konut olduğuna fakat bunları etrafında toplayacak bir merkez olmadığına değinen Cano, yaptıkları açık spor alanlarının ve yeşillik alanların bu bölgede bir çekirdek oluşturduğundan bahsetti.

Spor alanlarının, spor yapmanın yanında, seyir açısından da büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen mimar, açık alanları ve spor sahalarını tasarlarken kullandıkları renk stratejisinden bahsetti. 

The Big Dig, Çin:

Sunumuna Çin’in Xi’an şehrinde tasarladıkları “The Big Dig” ile devam eden Cano, çocukluğundaki bir anıdan gelen proje temasının “çok derin kazılan ve dünyanın diğer tarafına açılan bir çukur” olduğunu söyledi.


Cano, Çin’de kazdıkları çukurun dibine Arjantin’den alınmış bir müzik kaydını yerleştirdiklerini, böylece çukura yaklaşanların dünya küresinin diğer tarafının sesini duyduğunu anlattı. 

Günümüzde, mükemmel çalıştığı savlanan projelerdense hikayesi olan projelerin tercih edildiğini ve kendisinin de bunu tercih ettiğini söyleyerek sunumunu bitiren Martin Rein-Cano’yla yapılan soru-cevap bölümünün ardından etkinlik sona erdi.

Etiketler

Bir yanıt yazın