“Türkiye’de, bu denli kapsamlı bir tartışma ortamı hiçbir zaman yakalanmadı”

Atatürk Enstitüsü tarafından düzenlenen Cuma Semineri, 21 Ekim Cuma günü Murat Güvenç'in "Toplumsal-mekansal farklılaşma ve kentsel izleri" başlıklı sunumu ile gerçekleşti.

Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi olan Prof. Murat Güvenç, aynı zamanda yine Şehir Üniversitesi’nde Şehir Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin başında yer alıyor.

Güvenç, konuşmasında, temel olarak kent çalışmaları (urban studies) konusuna ve geçmişten bugüne kent çalışmalarının evrimine ve mekanı çözümleme çabalarına odaklandı. Kent çalışmalarını, coğrafya, sosyal bilimler, psikoloji gibi çeşitli disiplinleri bir araya getiren bir şemsiye olarak nitelendiren Güvenç, bugün her şey kentselleşirken kentlerin de dönüşüm geçirdiğini ifade etti. Konuşmasında, kent çalışmalarının geçirdiği evrimi, 3 bölüme ayırarak aktaran Güvenç, kentlerin önem kazanmasının başlangıcını Engels’e dayandırdı ve Engels’in, Manchester kenti üzerindeki gözlemlerini kent çalışmalarının başlangıcı olduğunu söyledi. 19. yüzyılda kent çalışmalarının sayısal verilere dayandığına değinen Güvenç, dünyadaki ilk istatistik derneğinin Manchester’da kurulduğunu da vurguladı.

Güvenç, kent çalışmalarındaki ikinci kırılma noktasının ise Şikago Okulu’nun kurulması olduğunu söyledi. Sanayi devrimi sonrası kentler üzerine iki ana görüş ortaya çıktığını dile getiren Güvenç, ilkini kentlerin kötü ve pis olmasından dolayı yaşanılabilecek mekanlar olmadığı görüşü olarak, ikincisini ise kentlerde yaşamın öğrenilmesi ve kentleri algılamanın gerekliliği üzerine gelişen görüş olarak tanımladı. Şikago Okulu’nun ikinci görüşe paralel olarak ortaya çıktığın söyleyen Güvenç, bu ekolün, her ne kadar eleştirilmiş olsa da, kentsel çalışmaların önünün açılması yönünden önemli bir gelişme olduğunu ifade etti. 1968’e gelindiğinde ise, kent çalışmalarında mekanın kullanım biçimlerinin tanımlanmasının yeterli olmadığının fark edildiğini söyledi ve cinsiyet meselesi, hakkaniyet gibi konuların da çalışmalara dahil edilmesi konusunun ortaya çıktığını belirtti.

1980’lerde ise kent çalışmalarının üçüncü evriminin gerçekleştiğini söyleyen Güvenç, bu yeni dönemde “relational space” olarak adlandırılan etkileşim mekanlarının ortaya çıktığını söyledi. Yeni dönemde insanların, içinde bulundukları ilişkiler sisteminde yeni anlamlar, özellikler kazandığının kabul edilerek sosyal ağ analizlerine dayalı kent çalışmalarının önem kazandığını ifade etti.

Güvenç, konuşmasını bitirirken, Türkiye’de, bu denli kapsamlı bir tartışma ortamının hiçbir zaman yakalanmadığını dile getirdi ve sunumunu, Şehir Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde Türkiye ve kent üzerine gerçekleştirdikleri haritalama çalışmalarını aktararak sonlandırdı.

Etiketler

Bir yanıt yazın