‘Seçilen proje Sultanahmet’in fotokopisi’

Yarışma sonuçlandı ama tartışma sürüyor. En büyük eleştiri, seçilen projenin Sultanahmet Camii'ne benzemesi. Mimarlara göre ikincilik ve üçüncülük ödüllerine ikişer proje seçilmesi, 'cesaretsizlik'...

Çamlıca Cami yarışması iki aylık bir gecikmeyle sonuçlandı ama tartışma devam edeceğe benziyor. ‘ İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin düzenlediği Çamlıca Cami yarışmasında 62 proje arasından hiçbiri 300 bin TL’lik birincilik ödülüne layık bulamadı.

Jüri, benzeri görülmemiş bir uygulamayla ikincilik ve üçüncülük ödüllerine ikişer projeyi ‘aday gösterdi.’ İkincilik ödülünü paylaşan projeler arasından uygulanacak olanı ise yarışmayı açan dernek belirledi. Turkuaz Yapı Mimarlık’tan Bahar Mızrak ve Hayriye Gül Totu’nun projesinin “Geleneksel Türk- İslam mimari tarzı ile günümüz çizgilerini bütünleştirerek Anadolu’nun batıya bakan yüzünde şehir siluetine değer katacağı, döneminin sembol eserlerinden biri” olacağı gerekçesiyle seçildiği açıklandı.

‘Sultanahmet’in kopyası

Mimarlar arasındaki yaygın görüş kazanaın 17. yüzyıldan kalma Sultanahmet Camii’nin kötü bir taklidi olduğu. Mimar Doğan Tekeli, projenin “Anafikri itibariyle Sultanahmet Cami’nin yüzde 90 kopyası, hatta boyutları yüzde 25-30 büyütülmüş bir fotokopisi” olduğunu söylüyor: “70 metrelik minare 107 metre olmuş, kubbe de 50’den 72 metreye çıkmış. Ana kubbe, dört yarım kubbe ve 16 şerefeli minaresine kadar aynısı…”

Tekeli, Süleyman Akkaş’ın ikincilik ödülü almasına rağmen seçilmeyen projesinde birçok yaratıcı unsur olduğunu belirterek “Fırsat verilseydi olgunlaştırılarak mükemmel hale getirilebilirdi” diyor.

Seçilmeyen projenin mimarı SN Mimarlık’tan Süleyman Akkaş da jürinin süreci doğru yönetmediği kanaatinde: “Her zaman yarışma sonuçlandıktan sonra jüri üyeleri arayıp sonuçları aktarır. Fakat kimse arayıp ikinci olduğumuzu bile söylemedi. Birkaç jüri üyesi çekildi, başkaları atandı. Projeyi dernek başkanının seçtiği söyleniyor. Sonuçların açıklanmasındaki iki aylık gecikme de şaibe söylentilerine yol açtı.” Tekeli, sonucu ‘jürinin cesaretsizliğine’ veriyor:

“Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın yarışmalar yönetmeliğine göre birincilik ödülü verilmesi şarttır, ikişer ikincilik ve iki üçüncülük ödülü verilmesi şartnameye aykırıdır. Jüri her ödül için bir modern bir de taklit proje seçmiş, demek ki kendisine güvenmiyor. Kararın bu kadar uzun sürmesi de Başbakan görsün diye beklenildiği izlenimini veriyor, seçilen projeyi görmediği açıklamasını inandırıcı bulmuyorum.”

Birinci Mansiyon ödülünü alan Mimar Ahmet Vefik Alp de “Jüride görüş ayrılığı olduğu için her ödüle bir çağdaş bir de klasik proje seçildiğini tahmin ediyorum. Alışılagelmiş bir şey değil, Bir takım jüri üyeleri eskinin kopyasını yapmanın yanlış olduğu görüşünde ısrar etti ve istifa ettiler” dedi. Alp, Mimar Sinan replikalarından vazgeçilmesi gerektiğini belirterek “Mimari gününü yansıtıyorsa değerlidir, geçmiş yıllara referans veren mimari sahte olmaya mahkumdur. Dilerdik ki Tarihi Yarımada’da Osmanlı’nın selatin camileri yükselirken Çamlıca’da da çağdaş Türkiye ‘nin bir yansıması olsun. Jürinin dokuz projeyi tekrar değerlendirmesini diliyorum” dedi.
Mimar Bahar Mızrak ise projesini “Eserimizin bir Mimar Sinan taklidi olduğunu düşünüyorlar ama bu taklit değildir. Bizim için cami denince tarz, klasik cami tarzıdır. Şartnamede Türk-İslam çizgilerini taşıyan bir cami projesi öngörülüyordu, biz de o şekilde tasarladık” diyerek savundu.

Malazgirt zaferini simgeliyor

Seçilen projenin mimarlarından Mızrak, 107.1 metrelik minare uzunluğunun Malazgirt Zaferi’ni simgelediğini, kubbe çapının da ‘İstanbul’u simgelemesi adına’ 34 metre olduğunu anlattı. Yedinci minare sekizgen olacak, üzerinde saat bulunacak. Solda uygulanacak proje, sağda Sultanahmet Cami görülüyor.

Etiketler

1 Yorum

  • vehbi-durust says:

    Merhaba. Cami Mimarımız, tarzın, bizim için, klasik Türk-İslam mimarisi olduğunu söylemiş.Başka bir çizginin olamayacağını ifade etmişler yanlış anlamadı isem. Ne yazık ki bu tespit kusurludur. Neden? Peygamberimizin mescidi kubbeli değildi bildiğim kadarıyla. Belki, çatısı bile yok idi. Yani bu şekilde şu şekilde olacak başka yolu yok yaklaşımı doğru değil. Ancak elbette inkişaf etmeliyiz. Sinan hayatı boyunca çalışmalarında tekrar etmemiş bir Mimardır, ortaya çıkan hep başka’dır. Yerine, konumuna, maliyetine, simgeselliğine, malzemesine göredir. Ve bütün bunların harmanlanması ile ortaya konan ahenge göredir. Haberde yer alan görsel, eğer uygulanacaksa, acaba hangi camiyi kuvvetle çağrıştırıyor dense ne diyeceğiz? Muhtemelen Sultanahmet Camii… Peki 7 minare ne oluyor? Neden 7? Sultanahmet Camii minare sayısı olan 6’dan büyük olduğundan mı? Yani bu cami bitince Sultan Ahmet Han devrini geçmiş mi olacağız!

Bir yanıt yazın