“Mustafa Tuna, Ulus’ta Gökçek’in İzinde”

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı Projesi kapsamında, bölgede bulunan Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ile Gümrük Müsteşarlığı binaları ve Anafartalar Çarşısı yıkım kararına tepki gösterdi.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin almış olduğu yıkım kararlarını, Ulus’u Ulus yapan bütün tarihsel ve simgesel değerlere karşı bir saldırı olarak niteledi. 

Ulus Tarihi Kent Merkezi’ne yönelik açılan davamız devam etmektedir. Bu davalar devam ederken bir yıkım kararının çıkması Belediye Başkanı değişse de Gökçek dönemi projelerinin ve yıkım anlayışının devam ettiğinin göstergesidir.

Ulus, Milli Mücadele Dönemi’ne ve Cumhuriyet’in kuruluşuna tanık olmuş bir mekandır. Ulus’un yıkım ve yeniden yapımı, rejimle hesaplaşmanın mekansal değişiminin bu kez de Mustafa Tuna tarafından yürütülmesinden başka bir şey değildir. Büyükşehir Belediyesi’ndeki “ben yaptım oldu” anlayışı devam etmektedir. “Ortak akıl çağrısı” sanal bir söylemden başka bir şey değildir. Ulus’un yok edilmesine karşı çıkan meslek örgütlerinin, esnafın ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine kulak tıkanmaktadır. 

Anafartalar Çarşısı için verilen yıkım kararının “bir kültür kıyımı” olduğunu söyleyen Candan, Anafartalar Çarşısı’nın Ankara’nın tarihsel, mimari ve sanatsal değerlerine sahip olduğunu hatırlattı ve Çarşı’da Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi ile birlikte tespitlerde bulunduklarını ifade etti.

Sanat Anafartalar Çarşısı’nda toplumla buluşmuştur, toplumsallaşmıştır: eserlerin tescillenmesi için Koruma Kurulu’na başvuracağız. Sanat dünyasının sessizliğini de anlamakta zorlanıyoruz. Türkiye’de ender rastlanan bir özellikte toplumla sanatı buluşturan bu yapının yıkılmasına ve bu sanat eserlerinin yok edilmesine karşı sanat dünyasını bu eserlere sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Anafartalar Çarşısı, sanatın mekanla hem hal olduğu örnek yapılardan bir tanesidir. Mekanın estetik değerle bütünleştiği ve mekanı güzelleştiren toplumun duyumunu belli bir noktaya çekmesi açısından binalarda ünlü sanatçılar tarafından eserler üretilmesi Cumhuriyet’in sanatın yaygınlaşması bakışının mekana yansımasıdır. Anafartalar Çarşısı’nın yıkılması, sanatla hemhal olmuş bir bellek mekanın yıkımı, orada iş hayatına başlamış esnafların geçmişlerinin ve geleceklerinin silinmesidir.

Yaygara Güncel Sanat İnisiyatifi’nden heykeltraş Erdal Duman, Anafartalar Çarşısı’nın barındırdığı sanatsal değerleri şu cümleler ile özetledi:

Çarşının iç duvarları, kolonları ve merdiven boşlukları artık yaşamayan sanatçılarının seramik panoları, rölyefleri ve resimleriyle doludur. Her biri bir zamanlar icra ettikleri sanatın duayenleri olan Füreya Koral, Seniye Fenmen, Attila Galatalı, Arif Kaptan, Cevdet Altuğ ve Nuri İyem’in bu eserleri bulunuyor. Anafartalar Çarşısı 1964’ten bu yana sanatın toplumla buluştuğu önemli bir çarşıdır. Bir yanıyla 1964’ten beri de panoların korunuyor olması da çok özel bir durumu içeriyor. Birçoğu hala görülebilir durumda.

Sokaktan geçen bir vatandaşın da görebileceği sanat eseri yaklaşımına çok rastlamıyoruz. Türkiye’de sanat eserinin yer aldığı bir yapı neredeyse yok gibi. O dönemde bu anlayışın sergilendiği bir yapının yıkılıyor olması çok vahim bir durum. Bu eserlere tescil verilmemiş olması çok ilginç.

Etiketler

Bir yanıt yazın