Londra’da Buzdağının Görünmeyen Yüzü

Londra'da kent merkezinden uzaklaşmak istemeyen sakinler, daha konforlu bir yaşam için çareyi yer altında bodrum katlar inşa etmekte buldu.

İstanbul’da kentsel dönüşüm dolayısıyla süren inşaatlar kentlileri uzun süredir canından bezdiriyor. Az katlı konutların yıkılarak yerlerine yüksek, çok katlı yapıların inşa edilmesiyle kentin mimari dokusu da bir anda değişiyor. Londra da uzun zamandır benzer bir süreçle karşı karşıya fakat bir farkla: Yükselmek yerine yer altına iniyorlar.

Londra Belediyesi, kent merkezindeki tarihi karakteri korumak adına sokak dokusundan mimariye, kent mobilyasından bitkilendirmeye kadar farklı ölçeklerde sıkı bir düzenleme uyguluyor. Kent merkezi 1971’de çeşitli koruma bölgelerine ayrılmış, ilerleyen yıllarda bu bölgelere yenileri dahil olmuş. Her bölgede karakterin korunması adına farklı planlama kuralları uygulanıyor, dolayısıyla alışık olduğumuz kentsel dönüşüm uygulamalarındaki yıkıp yeniden inşa etme süreci Londra’da geçerli değil. Hal böyle olunca, merkezden uzaklaşmak istemeyen kent sakinleri, zaman içinde ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalan konutlarını genişletmek veya yaşam alanlarını daha konforlu hale getirmek için bodrumlarında yeni bir yaşam alanı üretmeye başlamış.

Kentte son 10 yılda 2000 yeni bodrum kat inşa edilmiş. Öyle ki, “basement” inşaatları dolayısıyla Londra’da başlı başına bir sektör gelişmiş durumda. Yer altında inşa edilen katlar, ışıklandırmadan havalandırmaya kadar her detayıyla yer üstünde inşa edilenlerden hiçbir farkı olmayacak şekilde tasarlanıyor. Milyonerlerin yeni tutkusu olarak ifade edilen “mega-basementlar”da yüzme havuzundan otoparka, sinemalardan squash kortlarına kadar çeşitli tesisler inşa ediliyor. Londra Belediyesi, bodrum kat inşa edilmesi için her geçen gün daha fazla taleple karşı karşıya kaldıklarını ifade ediyor. Mahalle sakinleri ise sokaklarda dolaşan kamyonlardan, sokakların pisliğinden ve gürültüden oldukça şikayetçi. Diğer yandan, yerel idareler, mülkiyet kuralları gereğince pek çok sıkıntı doğuran bu durumla baş etmekte yetersiz kalıyor.

Geçtiğimiz yıl BBC’nin Londra kent merkezindeki bu çelişkiyi aktardığı belgeseli aşağıda izleyebilirsiniz.

Etiketler

1 Yorum

  • ahmet-turan-koksal says:

    Bu yazıyı ve tabii belgeseli seyretmenizi tavsiye ederim. İlk seyrettiğimde olayın pek basit olmadığını anlamıştım.

    Biraz da korktum İstanbul’da olur mu diye. Sonra korkum geçti.:-)

    Gündeme gelmesine sevindim.

Bir yanıt yazın