Geçmişin Modern Mimarisi – 3: Boğaziçi

İstanbul'un modern mimarlık serüveninde sıra Boğaziçi'nde.

İstanbul Boğazı’nın karşılıklı iki yakasında bulunan mahalleler ve ilçeler ya da boğaz köyleri sırayla Anadolu Yakası’nda Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy, Vanikoy, Kandilli, Anadoluhisarı, Kanlıca, Çubuklu, Paşabahce, Beykoz; Avrupa yakasında, Ortaköy, Kuruçeşme, Arnavutköy, Bebek, Rumelihisarı, Emirgan, İstinye, Yeniköy, Tarabya ve Sarıyer olarak sıralanıyor.

Boğaz’ın iki yakasında Osmanlı Dönemi’nden kalma yalılar olduğu kadar Cumhuriyet’in ilanından sonra yapılmış, kimisi günümüze kadar gelmeyi başarmış, kimisi hakkında da dergi ya da kitapta bulduklarımızdan fazla bir bilgiye sahip olmadığımız pek çok bina bulunuyor.

Anadolu Yakası

Beylerbeyi

Ayaşlı Yalısı

Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan ve 1938 yılında inşa edilen yalı, Beylerbeyi’nde, deniz kıyısında geleneksel yalı tipini yeniden üretmeye çalışan, iki katlı bir yapı. Planı kategorik olarak geleneksel karnıyarık, iki cepheli sofa tipine aittir. Üst katta, sofa ön ve arkada dışarıya açılır. Dört narin kolonla yükseltilen bu köşkler, düşey pencere düzenleriyle iyi aydınlatılmış çıkmalar oluşturuyor.

Jak Kamhi Evi

Utarit İzgi, Ali Muslubaş ve Mustafa Demirkan tarafından tasarlanan ev, Beylerbeyi’nde yer alıyor. Beylerbeyi kıyısında yer alan iki eski binanın gabarileri içinde kalmak koşulu ile yeniden tasarlanarak inşa edilen iki konuttan, biri ana konut (yalı) diğeri ise konuk ve çalışma evi (cadde tarafı). İki konut arasında yer alan bahçe, yüzme havuzu ve yüzme pavyonu dinlenme işlevlerini karşılıyor. Konutlar geleneksel karnıyarık mekanın çağdaş bir yorumu.

Vaniköy

Suna Kıraç Yalısı

Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan yalı 1965-1966 yılları arasında varolan bir yapının temelleri üzerine inşa edildi. Vaniköy İskelesi’nde, mevcut bir binanın duvarlarından yararlanılarak inşa edilen yalının, mimarın kendi iddiasına göre, Vaniköy Camisi’nin yanında olması nedeniyle genel görünüşü ve kütlesi bakımından özel bir durumu var. Bahçesine bir yüzme havuzu, havuz pavyonu ve büyük bir limonluk inşa edilmiş, bahçe yolları mermer şeritler arasında tuğla kaplanmış. Mutfak ve şömine bacaları bahçe tarafında iki kuvvetli çıkıntı oluşturuyor. Duvarlarda eski taşıyıcılar kullanıldığından açıklıklar sınırlı kalmış.

Kandilli

Komili Yalısı

Sedad Hakkı Eldem tarafından Komili ailesi için tasarlanan yalı, Kandilli’de tarihi Kıbrıslılar Yalısı’nın bahçesinde inşa edildi. Planın ana hatları orada mevcut eski yapının konturlarına uyularak oluşturulmuş, dış kaplamalar tahta ve aşı boyalı yapılmış. Yatay kaplama tahtaları pencerelerle grimsi bir renge boyanmış ve kapılara beyaz çerçeveler yapılmış.

Anadolu Hisarı

Anadolu Hisarı’nda bir ev


Kaynak: Arkitekt, 1938 Sayı 10-11

Ev, Anadolu Hisarı sahilinde yer alıyor. Çekirdek aile için Rebii Gorbon tarafından tasarlanmış. Zemin katta oturma, yemek, çalışma odaları ve servis kısımları ile pergolalı geniş bir balkon, üst katta ise yatak odaları ve deniz manzarasına hakim bir balkon yer alıyor.

Şevket Saatçioğlu Villası
1960 yılında inşa edilen bina Şevket Saatçioğlu ve ailesi için 600 metrekarelik %40 eğimli bir arazide Haluk Baysal ve Melih Birsel tarafından tasarlanmış. Binanın planı 2 ve 1 metre farklı 5 seviyede çözülmüş.


Kaynak: Arkitekt, 1970 Sayı 4

Paşabahçe

Paşabahçe Cam Fabrikası

Fabrika, Türk camcılık geleneğinin bir uzantısı olarak kuruldu. 1934 yılında temeli atıldı ve 29 Kasım 1935 tarihinde İsmet İnönü tarafından açıldı. Fabrika zarar ettiği gerekçesi ile 2004 yılında kapanmış daha sonra satışa çıkarıldı.

Paşabahçe Rakı ve İspirto (Tekel) Fabrikası
Fabrikanın gayriresmi tarihi, 1922 yılında Hasan Hulki Bey’in yüzyıl başından itibaren mum üretimi yapan bir tesisi satın almasıyla başladı. 1933 yılında devlet tesisi Hasan Hulki Bey’in elinden almasıyla resmen üretime başlandı.


Kaynak: Arkitekt, 1943 Sayı 11-12

1937 yılında İnhisarlar Umum Müdürlüğü tarafından diğer tesislerin yanına Rakı Fabrikası’nın kurulması karar verildi ve 1939 yılında üretime geçildi. Fabrikanın tasarımını Ahsen Yapaner gerçekleştirdi.

Beykoz

Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası

1810 yılında tabakhane olarak kurulan fabrika İstanbul’un en eski fabrikalarından biri. Kuruluşundan bu yana Osmanlı ve Türk ordusuna ayakkabı ve deri tedariği sağladı, Cumhuriyet’in ilanından sonra 1933 yılında Sümerbank’a devredildi. 1999 yılında üretimi durdurulan fabrika 2004 yılında Yıldırım Holding AŞ’ye satıldı. Fabrika şu an pek çok dizi, reklam ve filmde mekan olarak kullanılıyor.

Avrupa Yakası

Ortaköy

Bruno Taut Evi

Gerek Yahudi olması gerekse de siyasi görüşleri sebebiyle Nazi yönetiminden kaçan Taut, önce Japonya’ya oradan da Türkiye’ye geldi. Türkiye’de bulunduğu dönemde Güzel Sanatlar Akademisi’nde hocalık yaptı ve kamu binaları tasarladı.

Ortaköy sırtlarında Emin Vafi Korusu içinde kendisi için tasarladığı ve 1938 yılında tamamlanan konut, mimarın Japon mimarlığına olan ilgisinin bir kanıtı gibi.

Ev tamamlandıktan kısa süre sonra vefat eden mimar, Edirnekapı Şehitliği’nde defnedildi. Son yıllarda yapılan eklemeler ile özgün kimliği kayboldu.

Lido Yüzme Havuzu

Ortaköy ile Kuruçeşme arasında yer alan daha önceleri Çiftesaraylar’ın olduğu yere inşa edilen Lido Yüzme Havuzu 1942 yılında Türkiye’nin ilk modern yüzme havuzu olarak açıldı. Havuzun açılması Türkiye’de yüzme sporunun gelişmesinde önemli bir dönemeç olarak sayılabilir.


Kaynak: Arkitekt, 1944 Sayı 11-12

Halit Femir tarafından tasarlanan komplekste havuzun yanı sıra, yeme-içme mekanı ve bir de otel bulunuyordu. Hatta Bedri Rahmi Eyüpoğlu ilk duvar resmi çalışmasını 1943 yılında burası için gerçekleştirdi.

Günümüzde havuzun olduğu yerde eğlence mekanı Reina bulunuyor. Eğlence mekanına dönüşüm için havuz doldurulmadan sadece üstü kapatıldı, soyunma kabinlerinin yerinde de restoranlar yapıldı.

Esma Sultan Yalısı


Yenilenmeden önceki iç mekanı
Fotoğraf: İstanbul Kültür Envanteri

Yalı, 1873-1875 tarihleri arasında Sultan Abdülaziz’in kızlarından Esma Sultan için yaptırılmış. Esma Sultan’ın ölümünden sonra Sultan Abdülhamid yalıyı kız kardeşi Cemile Sultan’a armağan etmiş. Cemile Sultan’ın ölümünden sonra ise Sultan Abdülhamid yalıyı Fatma Sultan’a vermiş.Yalı Cumhuriyet Dönemi’nde tütün deposu, depo ve marangoz atölyesi olarak kullanılmış.

Gökhan Avcıoğlu tarafından binanın dışında bulunan duvarlara dokunulmadan, içine cam ve çelikten ikinci bir kabuk tasarlandı ve kent yaşamına geri kazandırıldı.

Kuruçeşme

Kuruçeşme Adası (Sarkis Bey Adası-Galataray Adası-Su Ada)


Kuruçeşme açıklarında bulunan, birkaç kayacıktan oluşan ada pek çok kez el değiştirdi. Ada, 1872 yılında Sultan Abdulaziz tarafından hizmetlerinden dolayı Sarkis Balyan’a tahsis edildi. Mimar, adanın üzerinde köşk inşa ederek burada yaşamaya başladı. Saraya tablo yapılması için davet edilen Ayvazoski, İstanbul’a gelince Balyan’ın adadaki köşkünde kaldı.

Balyan’ın ölümünün ardından varisleri adayı Şirket-i Hayriye Vapur İşletmesine kiraya verdi. Vapur işletmeleri de burayı bir süre kömür deposu olarak kullandı. Oldukça bakımsız olan adayı 1957 yılında Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Sadık Giz satın aldı. Son olarak eğlence yeri olarak işletilmesi için kiraya verildi.

Bebek

Dr. Natuk Birkan Apartmanları
Haluk Baysal ve Melih Birsel tarafından tasarlanan Dr. Natuk Birkan Apartmanları, 1955 yılında yapıldı. Arnavutköy-Bebek sahil yolu üzerindeki Kortel korusunda inşa edilen blokların H.Kortel’e ait olan üçüncüsü inşa edilmedi.


Kaynak: Arkitekt, 1959 Sayı 1

Sahil yolu ile koru yolu arasındaki 24 m’lik kot farkı sebebiyle A Blok’a koru yolundan, B Blok’a sahil yolundan ulaşılıyor. Her iki bloktaki dairelerin tümü manzaraya yönelmiş.

Sibel Bozdoğan, Mimarlık Dergisi’nin 340. sayısında yayınlanan “Haluk Baysal-Melih Birsel Kitabı: Modern Mimarlığımızın Ustalarına Gecikmiş Bir İthaf” başlıklı yazısında apartmanlar ile ilgili: “…Baysal-Birsel’in Bebek’teki Birkan Apartmanları, ikilinin hem ticari bir mesleki pratik sürdürürken, hem de müşteriyle kurulan güvene dayalı ilişki içinde, tasarım kalitesiyle değer üretme idealini çok iyi örnekler. Bir yandan Arkitekt’in 1959 yılı, 294. sayısına kapak olacak kadar “kanonik” biçimde 1950’ler uluslararası modernizminin estetiğini taşıyan (betonarme iskelet, geniş cam yüzeyler ve balkonlar/teraslar) bu apartmanlar, bir yandan da kendilerine dikkat çekmeye çalışmadan kullanıcılarının taleplerine cevap veren, bugün artık çevrelerindeki benzer apartmanlar arasında anonimleşmiş, önünden geçenlerin özellikle dönüp bakmadıkları yapılar olmuştur,” diyor.

Ragıp Devres Villası

1927’de Maarif Vekâleti tarafından modern okul yapımı için danışman mimar olarak Türkiye’ye çağrılan Ernst Egli, okul tasarımı dışında başka binalar tasarladı ve bazı kentlerin imar planlarını da hazırladı.

Bunlardan biri olan ve 1933 yılında tamamlanan Devres Villası, İstanbul’daki modern konut mimarisinin ilk örneklerinden. Bu yalının basit şeması, teras çatısı, metal daire kesitli kolonlar tarafından taşınan saçakları ve balkonu, detayları son derece iyi olan yatay pencereler ve köşe pencereleri, bahçe duvarının ve balkonun dikdörtgen metal ızgaralardan oluşan parapetleri bu dönemde hakim olan modernist anlayışın karakteristik özellikleri. Yapı günümüzde hala konut olarak kullanılıyor ve Devres ailesine ait.

Kınoğlu ve Akın Apartmanları
Nezih Eldem tarafından tasarlanan, 1970 yılında inşa edilen Kınoğlu ve Akın Apartmanları iki bloktan oluşuyor. Boyut Yayıncılık tarafından hazırlanan Kent ve Mimarlık Dizisi’nde apartmanlar şu şekilde anlatılıyor: “Ayşe Sultan Korusu’ndaki apartman-köşk, küçük bir açık yarıkla ayrılan iki bloktan oluşmaktadır. Bu yapıda Eldem’in tasarımına egemen olan küçük boyut, volümetrik özgünlük arayışı ve mütevazı mekan oyunları göze çarpmaktadır. Dik açıdan ısrarla kaçan dinamik biçimsel kurgu, bloklar arasındaki “iç sokak” elemanıyla bütünleşerek etkili bir mekansal ifadeye dönüşmüştür. Malzeme kullanımındaki tercihler ise dönemin -1960 sonlarının- brütalist etiğine yabancı değildir.”

Emirgan

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi

Sabancı Ailesi tarafından konut olarak kullanılan daha sonra müzeye dönüştürülen Atlı Köşk 1998-2002 yılları arasında yenilendi ek yapıldı. Ayşen Savaş, Namık Erkal ve Alişan Çırakoğlu tarafından inşa edilen yeni sergileme alanları ile müzenin büyüklüğü 3.500 metrekareye çıktı.

Sergileme alanları dışında Müze’nin içine 2009 yılında Nevzat Sayın Mimarlık Hizmetleri tarafından tasarlanan The Seed Konser Salonu inşa edildi.


Fotoğraf: Cemal Emden

Yeniköy

Nuri Çapa Yalısı


Arredamento Mimarlık

Kemali Söylemezoğlu tarafından tasarlanan ve 1949-1951 yılları arasında inşa edilen yalıyla ilgili Boyut Yayıncılık tarafından hazırlanan Kent ve Mimarlık Dizisi’nde şunlar söyleniyor: “1950’lerde inşa edilmesine karşın, daha çok 1940’ların tarihselci-ulusalcı çizgisiyle bağlantılıdır. Mimarının eğitiminin bir kesimini Stuttgart’ta Paul Schmitthenner yönetiminde yapmış olmasının bunda etkili olduğu söylenebilir. Ancak, ortaya konan ürün Alman mimarın arketipal gelenekselciliğinden de uzaktır. Daha çok, dönemi bağlamında çizgidışı olduğu söylenmelidir.”

Şemsettin Sirer Yalısı

Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan yalı Yeniköy’de yer alıyor. Bu yalının konumlandığı alan dar cepheli binalarla tanımlanmış olduğundan ötürü, bitişik düzen uygulanması zorunlu olmuş. Bu nedenle kompakt bir plan düzeni yapılmış. Yapının dar deniz cephesi, yapının derinliğiyle telafi ediliyor. Yapının kimliğini deniz cephesindeki üç katlı balkon düzeni veriyor. Bu kesim, betonarme ana kütlenin aksine, çelikten inşa edilmiş. Doğramalar aliminyumdur. Buna karşılık, cephe kaplamasında büyük ölçüde meşe kullanılmış.

Tarabya

Rahmi Koç Evi

Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan ev, Tarabya Koyu’na bakan yüksek, eğimli bir arazi üzerinde on altı konutluk genel bir plan içerisinde yer alıyor. Eve yarım kat yüksekliğinden giriliyor. Bahçe katındaki orta sofa karnıyarık şeklindedir, üst katla merdiven bağlantısı merkezinde. Sofa, tüm tasarımın baskın karakteri olarak öne çıkıyor ve çatıdaki ışıklığıyla daha da vurgulanıyor. Bu sofanın bir tarafında üç çocuk odası ve banyosu, karşı taraftaysa servis girişi ve personel odaları bulunuyor.

Büyük Tarabya Oteli
Emekli Sandığı tarafından Emek İnşaat ve İşletme AŞ’ye yaptırılan Büyük Tarabya Oteli, 1954 yılında yanan Tarihi Tokatlıyan Oteli’nin arazisine inşa edildi. Mimar Kadri Erdoğan’ın tasarladığı yapı, 1964 yılında hizmete açıldı. Bu tarihten itibaren İstanbul’un cemiyet hayatında önemli bir yer edinen Tarabya Oteli, Yeşilçam filmlerinin de başta gelen mekanlarından biri oldu. İstanbul Hilton ve Divan Otelleri’nin ardından Türkiye’nin üçüncü 5 yıldızlı oteli olan Tarabya Oteli, 80’li yıllarda özelleştirmenin gündeme gelmesiyle özel sektöre devredilmesi planlanan Emek Otelleri’nden biriydi. Bu kararın verilmesinin ardından bekleme sürecine giren devir projesi nedeniyle, hizmet kalitesi düşen, gerekli bakımları yapılmayan ve yarı kapasiteyle çalışan oteller zarar etmeye başladı.


Yanan Tokatlıyan Oteli

Gerek dış mekan, gerekse de iç mekan düzenlemesiyle 70’li yılların tipik özelliklerini sergileyen ve birçok filme ev sahipliği yapan Tarabya Oteli, 2002 yılında Millenium & Copthorne Oteller Grubu tarafından işletilmeye başlandı ve ardından tadilat için bir süreliğine kapatıldı. Ancak ödenek yetersizliği nedeniyle Emekli Sandığı’nın tadilatı bitiremedi ve oteli işletmeye açamadı. Sonuçta, Tarabya Oteli’nin satılmasına karar verildi. 31 Ocak 2006’da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan otel, yaklaşık 143 milyon Dolar’a Bayraktarlar Holding tarafından satın alındı.

Bayraktarlar Holding’in yatırımı ve Tabanlıoğlu’nun yenileme projesiyle gerçekleşen yapılandırma çalışmaları sonrasında The Grand Tarabya ismiyle Şubat 2013’te kapılarını yeniden açtı.


The Grand Tarabya

Tarabya Merkez Camisi
Mehmet Ali Berman tarafından tasarlanan cami, 1964 yılında yapılmış. İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Kemal Kutgün Eyüpgiller “Türkiye’de 20. Yüzyıl Cami Mimarisi” başlıklı araştırma yazısında Çankaya Camisi ile birlikte bu camiyi “…Kubbeli yapılar olmakla birlikte modernist, Alman Bauhaus ekolünden de izler taşıyan camilerdir. Kare ya da dikdörtgen planlı bu camiler, bina kütlesinin oluşumu ve taşıyıcı sistem seçiminde günün üslup ve koşullarına uygun tasarımlardır,” olarak yorumluyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın