İki Farklı Tasarım Anlayışı, İki Üniversite

Bari Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Akdeniz ülkelerinde mimari tasarım eğitimi” konulu sempozyum 13 Nisan'da Taşkışla'da gerçekleştirildi.

Aygül Ağır ve İpek Yürekli’nin açılış konuşmalarıyla başlayan sempozyumda öncelikle Fatma Erkök mimari tasarım proje sınıflarında gerçekleştirilen seçilmiş stüdyo işlerini tanıttı. İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde yer alan beş departmana dair sayısal bilgi de veren konuşmacı, stüdyolardaki tasarım sürecini ve anlayışını ifade etti. Bu doğrultuda, 2012 Selanik Mimarlık Bienali, 2010-2011 Güz yarıyılında Erkök’ün Pelin Dursun ile birlikte yürütücü olarak görev aldığı “Galata’da Bir Performans Yapısı” projelerini, ana tasarım projesi öncesi ele aldıkları deneysel ön projeleri, Romanya-Danube Delta’da “Danube Delta Advanced Research Project” ve İtalya-Mercato&Port Naples’ta “Urban Hub” konu başlıklarındaki uluslararası diploma projeleri ve son olarak 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında gerçekleştirilen “Istanbul, a City of Four Elements” başlıklı proje kapsamında gerçekleştirilen tasarımları, etkinlikleri ve çalıştayları dile getirdi.

Bari Teknik Üniversitesi’nden Nicola Parisi ise 1990 senesinde kurulan okulun tasarım anlayışını ve sürecini her dönemdeki mimarlık sınıfları stüdyoları açısından tanıttı. Tarihi yapı öğelerine oldukça yer verilen bu projelerin yanı sıra, konuşmacı araştırma merkezlerinde hayata geçirdikleri strüktürel çözümleri tanıttı.

Sempozyum, Yüksel Demir, Nicola Parisi ve Luca Orlandi’nin konuşmacı olarak yer aldığı tartışma ile devam etti. İlk olarak söz alan Demir iki üniversite arasında sadece eğitim ve araştırma değil, mimarlar arasındaki profesyonel ilişkinin de son derece önemli olduğunu belirterek “İtalya’nın kentleri çok iyi bir şekilde korunuyor. Ancak İtalyan mimar ve akademikler daha cesaretli binalar yapmak istediklerini söylüyorlar. İtalya’da hala Richard Meier’in yaptığı eklenti tartışılıyor. Ben kağıt üzerinde daha cesaretli olunması gerektiği taraftarıyım,” sözlerine yer verdi.

Orlandi ise iki üniversitenin tasarım anlayışlarının oldukça farklı olduğunu, iki tarafın da eksiklerinin olduğunu ve mimari tasarımın hem teknolojik hem de tarihsel açıdan araştırma yapılabilirse zenginleşeceğini ifade etti.

Parisi iki farklı bakış açısını “çağdaş ve modern arasındaki çekişme” diye nitelendirerek, kendi üniversitelerinde malzeme ile birlikte strüktürü ele alıp, deneyimlediklerini belirtti. Kendilerine antik bir tasarım anlayışı olduğunu söylediklerini dile getiren konuşmacı kendilerinin geçmişin günümüzdeki yorumunu ürettiklerini ifade etti.

Etiketler

Bir yanıt yazın