Bu Kez Açılan, Sıcak Bir Yuvanın Kapılarıydı

Bu Kez Açılan, Sıcak Bir Yuvanın Kapılarıydı

Açık Kapı Festivali kapsamında, mimarlık haftasının son gününde Tuzla'daki Tütüncü – Hadi yazlık evine bir ziyaret gerçekleştirdik.

Bir aile buluşması tadında geçen ziyarette evin mimarı ve sahibi olan Sevinç Hadi, kızı mimar Tülin Hadi ve Cem İlhan ile beraber, her santimetrekaresinde bir hikaye olan yazlık evi samimiyetle anlattı.

Evin tasarımına Şandor Hadi ile beraber 1977 yılında başladıklarını anlatan Sevinç Hadi, tasarımda en önemli kriterlerinin “ortak yaşam” olduğunu belirtti. Bunun çok başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiş olduğu görülen yapı, iki ayrı kısımdan oluşuyor. Evin bir kısmı Sevinç – Şandor Hadi ve ailesinin, diğer kısmı ise Sevinç Hadi’nin kardeşi ile ailesinin yaşayacağı şekilde yapılmış. Mekan sürekliliğinin evin pek çok noktasından rahatlıkla izlenebildiği yapıda, her şeyin basit ve sade olması ilkesinden hiç vazgeçilmemiş. Büyük galeri boşluğu, evin alt ve üst katlarını görsel ve fiziksel olarak birbirine bağlıyor. Ayrıca ön ve arka bahçe de evin herhangi bir yerinden görülebiliyor.

Taşıyıcısı betonarme ve yığma sistem olan yapıda en çok dikkat çeken şeylerden biri, duvarlardaki beyaza boyanmış olan tuğla örgüsü. Sevinç Hadi, Şandor Hadi’nin duvarları kendisinin ördüğünü, şömineyi nasıl yaptığını anlattı. Henüz inşaat devam ederken, yazın burada kalmaya başladıklarını anlatan Hadi, tasarımın şekillenmesinde bunun da etkisinin olduğunu söylüyor. Ev bir yandan yapılırken, içinde yaşamaya başlamaları aldıkları tasarım kararlarını da etkilemiş. O sırada 7-8 yaşlarında bir çocuk olan Tülin Hadi ve kardeşi de, hem zaman zaman babalarına yardım etmişler, hem onu izleyerek pek çok şey öğrenmişler. Hatta tasarıma katkıları bile olmuş. Tülin Hadi’nin anlattığına göre, evin inşaatı devam ederken, teyzesi kendilerini oyalamak için inşaat artığı tuğlalarla oynamalarına izin vermiş. Bu tuğlaları üst üste, yan yana dizerek oyunlar oynayan Hadi kardeşlerin babası, yaptıklarını çok beğenmiş ve bahçenin bir kısmına bu tuğlaları döşemiş.

Eskiden, tersaneler henüz bu bölgede değilken buranın önemli bir mesire yeri olduğunu belirten Sevinç Hadi, evin tek eğimli çatısından dolayı, yapımı sırasında komşularının kendileriyle “Ne yapıyorsunuz, fabrika binası mı?” diyerek dalga geçtiğini de anlatıyor. “Düşük rütbeli, ucuz ve bu sebeple pek çok insanın rağbet etmeyeceği malzemeler kullanarak, kendi ellerimizle bu evi yaptık,” diyor Sevinç Hadi. “Basitlikten ve fonksiyonellikten hiç vazgeçmek istemediğimiz için, başka malzeme araştırmasına girmeye de ihtiyaç duymadık.”

Ailenin genellikle yazın geldiği evde, zaman zaman kiracıların kaldığı da olmuş. Evin yapım aşamasında Hadi ailesini ziyarete gelip bir süre yanlarında kalan mimar Nezih Eldem de, suluboya ve karakalem bazı resimler yapıp kendilerine hediye etmiş. Duvarları ayrıca, çok becerikli olan ve eli dikiş dahil pek çok işe yatkın olan Şandor Hadi’nin resimleri süslüyor.

Bütün Pazar öğleden sonrasını bize ayıran ve her detayı zevkle anlatan Sevinç Hadi, buranın her mevsimde ayrı güzel olduğunu söylüyor. Kar yağdığı zaman, şömine başında tekrar toplanma sözü alarak ayrılıyoruz Hadi Evi’nden…

Etiketler

Bir yanıt yazın