Olağanüstü ve şaşırtıcı

Telegraph yazarı Tom Horan bienali ve İstanbul'u yazdı: "Sokaklarında bu kadar çok bankamatik olan ve bu kadar büyük bayraklarla dolu başka bir şehir görmedim."

Britanya’nın önde gelen gazetelerinden Telegraph yazarı Tom Horan, 12. İstanbul Bienali’nden övgüyle söz etti. Tom Horan “Bizans’ta ekonomik durgunluk yok” sözleriyle başladığı yazısında “Geçen yılın Avrupa Kültür Başkenti, bu yılın ise Avrupa Spor Başkenti olan ve olağanüstü bir sanat bienaline evsahipliği yapan şehir yeniden canlandı” diyor.

Tom Horan, 1987’den beri düzenlenmekte olan İstanbul Bienali’nin Venedik ve São Paulo ile birlikte dünyanın en saygıdeğer üç bienalinden biri olduğunu vurguluyor. Horan, önceki yıllarda şehrin çeşitli mekânlarında düzenlenen bienali tek bir merkezde toplamanın yerinde bir karar olduğunu belirtiyor. Venedik Bienali’nin tutarsız ve bağlantısız olduğu, genellikle sadece eserlerin önünde durabilmek adına doğru yere ulaşma hesaplarının bütünüyle ağır bastığı ifade ediliyor. Horan, bu bakımdan Bienal’e evsahipliği yapan Antrepo 3 ile 5’in kapsamlı sanat eserlerini ağırlayacak kadar geniş, ziyareti keyifli hale getirecek kadar da sıcak ve derlitoplu olmasından övgüyle söz ediyor.

Bienal küratörleri Jens Hoffmann ile Adriano Pedrosa’nın bienalde yer alacak sanatçıları ve işleri önceden açıklamamakla ve tek bir sanatçının işlerini ana tema olarak kullanmakla risk aldıkları belirtiliyor. Ancak Horan bu yaklaşım sayesinde son derece farklılık gösteren işlerin aynı çatı altında toplandığını ve “Asya ile Avrupa’nın sınırlarındaki mantar kentte dünyayı algılama biçimimizin değiştiği algısının yaratıldığını” vurguluyor. Horan, bienalde sergilenen işlerin şehrin zengin tarihi sayesinde özel anlamlar kazandığını belirtiyor.

Fazladan bankamatiklere ihtiyaç duyacaklar, çünkü…

Tom Horan, yazısında İstanbul izlenimlerini de paylaşıyor: “Bu şehrin sokaklarında zapt edilemeyen milyonlarca araba ve kedi var. İnsanı en şaşırtan şey ise bankamatiklerin çokluğu. Sokaklarında bu kadar çok bankamatik olan ve bu kadar büyük bayraklarla dolu başka bir şehir görmedim. Basketbol sahası büyüklüğündeki devasa kırmızı dikdörtgenler, Boğaz’ın kamçıladığı rüzgârla dalgalanıyor.” Horan, “Biz Manş Tüneli’nin dünyadaki en yoğun deniz trafiğine sahip su yolu olduğunu sanırdık. Boğaz trafiğine beş dakika bakınca, haksız olduğumuzu anladım. Bu ölçekteki ticarete evsahipliği yapan ülkenin insanları elbette ki fazladan bankamatiklere ihtiyaç duyacaktır” diyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın