Mimarlar Odası, Lefkoşa İmar Planı Değişiklik Önerisini Değerlendirdi

Mimarlar Odası Başkanı Ekrem Bodamyalızade, Lefkoşa İmar Planı'ndaki değişikliğin çevre yolları dışında bir şey öngörmediğini, geleceği planlamaktan çok geçmişte kendiliğinden meydana gelen gelişmeleri plan kapsamına almaktan öteye gitmediğini kaydetti.

Mimarlar Odası Başkanı Ekrem Bodamyalızade, Lefkoşa İmar Planı’ndaki değişikliğin çevre yolları dışında bir şey öngörmediğini, geleceği planlamaktan çok geçmişte kendiliğinden ya da kaçak şekilde meydana gelen gelişmeleri plan kapsamına almaktan öteye gitmediğini kaydetti.

İmar Planı’nda 2001’de yapılan hataların devam ettiğini ve pek bir şeyin değişmediğini söyleyen Bodamyalızade, planın getirdiği tek pozitif unsurun Lefkoşa’yı kullanım fonksiyonlarına göre bölgelere ayırması ve çevre yolu bağlantı kararları olduğunu belirtti.

Ekrem Bodamyalızade TAK’a yaptığı değerlendirmede, çalışmaları devam eden Lefkoşa İmar Planı Değişiklik Önerisi ile ilgili görüşlerini aktardı. Değişiklikle ilgili önerilerini yazılı olarak da sunacaklarını kaydeden Bodamyalızade, Mimarlar Odası’nın yansıra DAÜ Mimarlık Fakültesi tarafından “karmaşık” bulunup, “yeniden ele alınması gerekir” şeklinde değerlendirilen planda “yaklaşım kararsızlığı”nın hakim oluğunu belirtti.

“10 YILDA LEFKOŞA’DA İNSAN ENERJİSİ BULAMAYACAĞIZ”

Bodamyalızade, revizyonun, kent sahibi halkın isteklerini karşılandığına dair şüpheleri bulunduğunu belirterek, özellikle sosyo-ekonomik ve sosyal birlik sağlamayan şehirlerin ölüme gittiğini, daha önce yaşanan şehirlerde bunun gözlemlendiğini, göçler yaşandığını belirtti.

Lefkoşa İmar Planı’nın da 10 yıldan bu yana Lefkoşalıyı Gönyeli’ye, Girne boğazına, Hamitköy’e, Girne’ye, Mesarya’ya ve GAzimağusa’ya göç ettirdiğini kaydeden Bodamyalızade, “Bunu görmeden, nüfus yapısını hissetmeden, meslek katkılarını almadan ve tek bir kişinin yaptığı planla gidersek Lefkoşa’da önümüzdeki 10 yılda insan enerjisi bulamayacağız” dedi.

“PLANCILIK, GEÇMİŞİ DEĞİL GELECEĞİ PLANLAMAKTIR”

Ekrem Bodamyalızade, plancılıkta esas kriterin şu anı değil, geleceği planlamak olduğuna işaret ederek, gerek 2001’deki değişikliğin, gerekse son revizyonun planda olmadığı halde kaçak bir şekilde oluşup gelişen merkez ya da yolları yasal hale getirmekten öteye gidemediğini ifade etti.

Bodamyalızade, “Şehir öyle gelişti diye onu plan kapsamına almak istiyorlar. Bu da planın yanlış strateji çizmesinden kaynaklanıyor. Eğer sen bir insana burada yaşayamazsın diyorsan ama o orada yaşamak zorundaysa, demek ki senin planında bir hata vardır. Senin plan yaparken 10 yıl sonraki gelişmeleri ve böylesi ihtiyaçları öngörebilmen lazım” dedi.

“YENİ YOL ÖNERİLERİ LEFKOŞA’NIN SORUNLARINA ÇÖZÜM GETİRMİYOR”

Bodamyalızade, raporda yer alan yeni yol önerilerinin ise Lefkoşa’nın iç sorunlarından çok, global sorunlarına çözüm getirdiğini belirtti. Bodamyalızade, “İç sorunlarının çözümüne katkısı giriş ve çıkış için yarar. Yani iç semtler arası trafik koordinasyon ve planlaması yapılmıyor” dedi.

Lefkoşa’da alışveriş ve beslenmenin tamamıyla büyük marketlerin kontrolü altında olduğuna, mahalle bakkallarının yok olduğuna dikkat çeken Bodamyalızade, şehir planlamasının lokal merkezlerde alışveriş tesislerini çeşitlendirerek şehir dışındaki büyük süpermarketlere bağımlılığı azaltması gerektiğini söyledi.

“PLAN HAZIRLAMA BİR TAKIM İŞİDİR”

Ekrem Bodamyalızade, şubat ayından beri gündemde olan İmar Planı revizyonunun, ilgili kesimler ve uzmanlardan görüş almadan hazırlandığına işaret ederek, yazılı görüş istense de 55/89 sayılı İmar Yasası uyarınca bu düzenlemenin ne mecliste, ne de bakanlar kurulunda tartışılmadan daire müdürü ve bakanın iradesiyle uygulamaya konabileceğine vurgu yaptı.

İmar Planı hazırlamasının bir takım işi olduğuna kaydeden Bodamyalızade, “Bu takımda şehircilerin yanı sıra, şehircilerin, mimarların, ekonomistlerin, sosyo-ekonomiden anlayan uzmanların, kent ve peyzaj tasarımlarından anlayan tasarımcıların, alt yapıcıların, çevrecilerin, meteoroloji uzmanlarının, sosyologların, yer bilimcilerinin, haritacıların, statistikçilerin, hukukçuların, ulaşımcıların ve şehirle ilgili diğer teknik uzmanların birlikte çalışması gerekir” dedi.

SAĞLIKLI BİR ŞEHİR NASIL OLUR?

Ekrem Bodamyalızade, şehir yapısının kalitesinin insan sağlığı için temel niteliğinde olduğuna işaret ederek, bugünün şehirlerinde ortaya çıkan fakirlik, eşitsizlik, kirlilik, işsizlik, mallara ve hizmete erişim zorlukları yanısıra toplumsal bağlılığın azlığının, konut ve diğer alanlardaki düşük kaliteyle ilişkili olduğunu söyledi.

Bodamyalızade, sağlıklı kent planlaması yaparken plancıların “sağlıklı yaşam tarzı”, “sosyal birlik”, “konut kalitesi”, “iş bulma”, “ulaşılabilirlik”, “beslenme”, “emniyet”, “eşitlik”, “hava kalitesi”, “su ve kanalizasyon”, “toprak ve katı atıklar” ve “global iklim” gibi 12 anahtar kriteri gözetmesi gerektiğini belirtti.

Bodamyalızade, “Bu plana baktığımızda bu kriterlerin sadece yüzde 10’unun karşılandığını görüyoruz. Yüzde 90’ı karşılanmıyor” dedi.

“2001’DE HAZIRLANAN PLAN DA SAĞLIKLI BİR KENT OLUŞTURMADI”

Ekrem Bodamyalızade, 2001’de hazırlanan İmar Planı’nın da üzerinden 10 sene geçmesine rağmen, paralel yol kararları hariç yapılaşmada sağlıklı bir kent oluşturmadığını söyledi.

Sağlıklı ve dengeli bir gelişme olmadığı için sosyal entegrasyonun da her semtte eşit şekilde dağılmadığını kaydeden Bodamyalızade, 2001’de öngörülen ana merkezin gerçekleşmediğini, bunun yerine alışveriş merkezlerinin doğurduğu enerji sonucunda farklı semtlerde merkezler geliştiğini belirtti.

Bodamyalızade, “Plan, nasıl 10 sene içinde bir şey değiştirmediyse, gelecek 10 sene içerisinde de çözüm üretmek yerine sorunları kaoslaştıracak. İnsanların mutlu yaşamasını getirmeyecek” dedi.

“PLANLAMA, İŞ İMKANLARI OLUŞTURMALI”

Ekonomik yenileme stratejileriyle bağlantılı şehir planlamalarının ticaret imkanlarını çekici kılarak iş alanında çeşitliliği arttırması ve aynı zamanda lokal iş imkanları oluşturulmasına yardımcı olması gerektiğini kaydeden Bodamyalızade, Gazimağusa ile entegrasyon içinde büyüyen DAÜ’nün şehrin gelişmesine ve iş imkanları oluşmasına yaptığı katkının, şehirden kopuk olmalarından dolayı Lefkoşa’daki üniversiteler için sözkonusu olmadığını belirtti.

Bodamyalızade, Lefkoşa’daki iş olanaklarının sadece memuriyet çevresinde döndüğüne işaret ederek, semt merkezlerinde iş imkanları ve ortak yaşam alanları oluşmamasından dolayı, halkın ihtiyaçlarını giderebilmek için sürekli bir yerden başka bir yere seyahat etmek zorunda kaldığını söyledi.

Ekrem Bodamyalızade, başkentte iş olanağı yaratacak herhangi bir eylem olmadığını ve planın revizyon raporunda da bunun değiştirilmesini sağlayacak herhangi bir öngörü bulunmadığını kaydetti.

“ELVERİŞSİZ YERLERE YENİ YERLEŞİM YERLERİ ÖNGÖRÜLÜYOR”

Planın Lefkoşa’ya sağlıklı ve kullanılabilir su konusunda bir çözüm üretmesi gerektiğini ancak revizyonda buna ilişkin hiçbir öneri bulunmadığına işaret eden Bodamyalızade, şehrin planlanan üst kesimlerinde çöplükler ve sanayi kaynaklı çok büyük bir hava kirliliğinin sözkonusu olduğuna da dikkat çekti.

Bodamyalızade, “Bazı yerlerin yaşama elverişsiz toprak yapısı olduğu için yerleşime açılmaması lazım. Örneğin Gönyeli Yenikent bölgesi, Alayköy girişi kildir. Bu kilin üstünde bina yapmak da, bitki yetiştirmek de hünerdir” dedi.

Ekrem Bodamyalızade, şöyle devam etti:

“Plan, bu gibi elverişsiz yerlere yeni yerleşim yerleri açıyor. Zaten önceden yapı-arsa oranını fazla kıstıkları için, o hakkı başka yerde elde edebilmek için arsa da ucuz olduğu için Mesarya’ya, Gönyeli’ye yayılıyor. Şehir yayılıyor, toparlanmıyor… Oysa iddia, şehri toparladıkları yönündedir…”

Etiketler

Bir yanıt yazın