Mimarlar ve İmzaları

İmzanız sizin hakkınızda ne söyler? İsminizi bir parça kağıdın üzerine yazma şekliniz, sizin hakkınızda sadece “Üzgünüm arabanıza çarptım fakat sigortam yok” demekten çok daha fazlasını anlatır.

Size sürpriz gibi gelmeyebilir fakat bir koç burcu olarak falım bana “heyecanlı bir yolculuğa hazırlıklı ol” derse böyle mistik düşüncelere bel bağlamam. Merdivenlerden itilip, yuvarlanmak heyecanlı bir yolculuk olarak adlandırılabilir. Mistik bilgi ışığında imzanızı nasıl biçimlendirdiğiniz ise birşeyler ifade etmekle birlikte ismin arkasındaki düşünceye dair bir öngörü sağlıyor.

İlk isminiz kişisel egonuzla bağlantılı
Eğer ilk isminiz soyadınızdan daha büyük yazılmışsa, bu sizin kendi başarılarınızdan gurur duyduğunuza işaret ediyor. Yine de ilk isminiz ne kadar büyük yazılmışsa, kendinizi önemli gösterme çabası da o kadar artıyor. Yani bu aynı zamanda kendine güvensizliğin de bir sembolü olabilir.

Soyad sosyal durumunuzu belirtiyor
Eğer soyadınız kendi isminizden büyükse, kendi başarılarınızdansa ailenizin başarılarından ve itibarından oldukça gurur duyuyorsunuz demektir.

Okunaklı imza
Eğer imza okunaklı ve sade ise kişi gösterişi sevmeyen, dürüst ve açık sözlü birisidir. Bu kişi kuralları takip eder ve ne denirse yapar.

Okunması zor imza
İmza okunaklı değilse doktorlar, yöneticiler ya da film yıldızları gibi acele içerisinde imzalamış ve harfleri düzgün yazamamış olabilirler. Bazen okunaklı olmayan imza diğerlerinin kendisini bilmesini istemelerinden dolayı büyük bir egonun işareti olabilir. Bu tarz insanlar aynı zamanda kişisel hayatlarını korumayı tercih ederler.

Şimdi de dünyanın en ünlü mimarlarının imzalarını inceleyelim:

Charles-edouard Jeanneret, bilinen ismiyle Le Corbusier’in imzasına bakarsak, mimarlığın 5 temel prensibini betimlediği “Vers une Architecture” kitabından yola çıkarak, başlangıç harfi “L” temel kazığını sembolize ederken, ilerisinde akan imzanın diğer vuruşu “C” ise teras bahçeyi semboliz ediyor. Açıkça vurgulanan ilk “r” ise paslanmaz çeliğe olan sevgisini, özensizce yazılan sonraki “r” ise ünlü sözünü betimliyor: “Sandalyeler mimarlık, koltuklar ise burjuvadır.”

Ludwig Mies van der Rohe’nin imzasındaki fazla büyük “R”, kendisinin aile başarılarından gurur duyduğunu ortaya koyuyor. İmzanın geri kalanındaki esnek bağlantı ise tasarım yaklaşımıyla aynı doğrultuda. “M” harfinin uzaltılmasının arkasında ise tasarımlarını “yeterince Alman” bulmayan ve buharlaşan siparişlerin mimarı Amerika’ya yerleşmeye yönelttiği Nazi’lere olan nefret beliriyor.

Tadao Ando’nun imzası bize “Ben bir süperstarım ve sadece tek isimle anılmak istiyorum! Cher gibi” diyor. İmzadaki son harf olan “O”nun abartılı ölçeği ve “And” kısmından ayrılması, Amerikan klasik pop şarkısına referans veriyor: “…and Bing-O was his name-O”. Yukarıya doğru eğimi artan bölüm ise mütevazi bir kişi olduğunu ama aynı zamanda isminin cilalı krom üzerine ışıklarla yazılmasını beklediğini gösteriyor. “n”nin üzerindeki nokta ise, isminde nokta gerektirecek bir harf bulunmadığı için, bize ismini o kadar iyi heceleyemediğini gösteriyor.

Renzo Piano’nun imzasının ona ait olduğunu bilmeden anlamak zor. İmza açık bir şekilde uluslarası bir süperstarın, Knight Grand Cross ünvanı, AIA Altın Madalyası, Kyoto Ödülü ve Sonning Ödülü’nün sahibine ait. İsmini yazmak dışında daha önemli işleri var (banka hesabına aktarılacak çeklere attığı imzalar hariç). İmzasının sonundaki iki nokta ise Mısır hiyeroglifleri, özellikle Yılan Tanrı ve Kaosun Tanrısı “Apophis”i simgeliyor. Bu durum sadeliği ve durgunluğuyla bilenen tasarımları ile bir ironi meydana getiriyor.

Betonarme tasarımın geleneksel bağlamda varyasyonlarına öncülük etmesiyle ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer’in açıkça okunabilen imzası, dikine gelişen eğilmelerine rağmen, onun sıradan insanlar arasında yer aldığını belirtiyor. Oscar’ın “O” harfinin alt kısmında döngü yapması ve Niemeyer’in “N”sindeki kanca, bunlara rağmen “y” harfinde herhangi bir abartmaya gidilmemesi, mimarın detaycı bir yapıda olduğunu fakat yer yer çılgın davranışlara meyilli olduğunu da gösteriyor. Son olarak imzanın sonundaki “r” harfine baktığımızda, “…sofalar burjuva değildir, fakat aslında siestalar için oldukça konforlu ve iyidir,” sözü akla geliyor.

Richard Meier’in imzasi hakkında ne söylenebilir ki? Okunması mümkün değil (İmzanın sonunda “Texas” mı yazıyor?). İmzada kendini beğenmişlik ve yıldız olma belirtisi göze çarparken, imzanın altındaki kıvrımlı ek (üzgün bir palyaço gülümsemesine benziyor) ise bizim ona karşı göstereceğimiz sevgiye ve bizden kabul görmesine duyduğu güçlü isteği gösteriyor. Meier, özellikle Le Corbusier olmak üzere başkalarının teorileri üzerinden kendisine bir kariyer inşa etti ve kendini beğenmişlik, kendinden nefret etme imzanın başında kendini belli ederken, imzanın ortası ve sonu hacime ve beyaz renge olan sevgiye işaret ediyor.

Büyük bir ölçekte yazılan imza egoya işaret eder ve herkes bilir ki Frank Llyod Wright büyük bir egoya sahiptir. Sıkıştırılmış “Llyod Wright” bölümü aile içerisinde Frank için kayda değer bir başarıya sahip olan olmadığını gösteriyor. Bu onun şovudur ve herşey onunla alakalıdır (herhengi bir müterisine sorabilirsiniz).

Bu imzaya baktığınızda, tanınmayan ve kendini kanıtlayamamış bir mimar, belki 4 kişi, 1 köpek ve bir yaşlanmış kedi tarafından sevilen birinin imzasını görürsünüz (evet bütün bunları imzaya nasıl bakacağınızı bilirseniz okuyabilirsiniz). İsim ve soyad arasındaki ölçek simetrisi, yüksek derecede sadakati temsil ediyor. Uygun adım yürüyen başlangıçtaki “R”, bu insanın bir odaya nasıl giriş yapacağını bildiğini, fakat imzanın sonundaki vuruş, ortamdan ne zaman ve nasıl çıkacağını bilmediğini belirtiyor. İmzanın çizgilerindeki kalınlık kendine güveni yansıtırken, el yazısı ile kalıp kullanılmış gibi oluşan yazının birleşimi bu insanın henüz kendini tanıyamadığına işaret ediyor. Bu imza üzerine çalıştıktan sonra alıyorsunuz ki bu kişi ortamda çok fazla kişi olmadıkça partileri seviyor.

Sizin imzanız kendiniz hakkında ne anlatıyor ya da daha önemlisi diğerlerine ne anlatıyor?

Etiketler

2 yorum

Bir yanıt yazın