“Mimarlık Bir Tutku, Bütün Bu Başıma Gelenlere Rağmen”

Ragıp Buluç “Kalebodur'la Mimarlar Konuşuyor” söyleşi dizisinde Celal Abdi Güzer’in konuğu oldu. Kültür, sanat, mimarlık ilişkisini değerlendiren Buluç, tasarımlarının geçirdiği süreçlerden kesitler paylaştı.

“Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor” söyleşi dizisinde Celal Abdi Güzer’in konuğu olan Ragıp Buluç, mimarlığın sanatla olan güçlü bağlantılarına vurgu yaptı. 

Ben mimarlığı bir sanat olarak gördüm. Sinan da öyle görüyor ve diyor ki: Mimarlık en zor sanattır. Bu kültür, yeniliğe açık bir kültürdür. Birbirleriyle iç içe geçmiş bir kültürdür. Yeni ve doğruyu arayan bir kültürdür. Bu toplum, isme karşıdır ama insanlık vardır.

Türk kültürünün sanata ve sanatçıya bakış açısını Doğu ve Batı kültürlerindeki kavramlarla değerlendirdi.

Osmanlı, zarafete önem verdi. Nedim’in şiirini hatırlayın: ‘Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana’. Nezaket gibi zaten incelmiş bir şeyi tekrar rafine eden bir kültürdür bu. İstanbul’daki bütün yapılara bakın. Sinan’ın minarelerine bakın, ne kadar zariftir… Konya’da yapacağınız binayı asla İstanbul’da yapmayın. İstanbul’un zarafetini düşünün. (Zarafet) Onun intangible-elle tutulamaz değerlerinden biri.

Modern mimarlık doğrultusunda bir eğitim aldığını belirten Ragıp Buluç, projelerinde modern mimarlık çizgisini takip ettiğini belirtti.

Modernizm, rasyonalizme yani akılcılığa dayanır. Niye yaptın dendiği zaman, ille bir cevabı olması gerekir. Brancusi’nin heykeline ‘niye böyle yaptın’ diyemezsin, ama ona ‘sen kimsin’ diye sorma hakkın var. Tanıdıktan sonra eserlerini daha çok seversin… Bazen akılcılık, bize mediokrasiyi getiriyor. Sanatın en büyük düşmanı mediokrasiye gitmektir.

Buluç, Mimar Sinan’ın başarısının alçak gönüllülükle olan bağlantısını değerlendirdi.

Sinan’ın en güzel yapısının 90 yaşındayken yaptığı deniz kıyısındaki Şemsi Paşa (Kuşkonmaz) Camisi olduğuna inanıyorum… Ufacık bir yapıda, insani değerleri koruyabiliyorsan, tevazu ile yücelebiliyorsan, işte o zaman büyük mimarsın gibi geliyor bana. Aklına gelen bir şiiri düşün. İki mısrada sana ne çok şey anlatır. Kaside yazmak gerekmez. Mimarlık da buna benziyor.

Genç mimarların iyimser kalmalarını, Türkiye’de kalıp mimarlık yapmalarının gerektiğine vurgu yapan Buluç, mimarlığın yaratıcılık gerektiren bir mücadele olduğunu belirtti.

Gençlerin, mimarlığın çok güzel bir meslek olduğunu, gerçekten zor bir meslek olduğunu, kendi kendine yaptığın bir savaş olduğunu bilmeleri lazım. Bu savaşı kazanmak istiyorlarsa, mücadeleye devam edecekler. Bu ülkede kalın ve mücadele edin. Hor görülmüş bir sanat dalında uğraşıyoruz… Mimarlık bir tutku, bütün bu başıma gelenlere rağmen. Binalarım yıkılıyor, sormadan değiştiriliyor. Dünyaya bir daha gelsem, mimar olmak isterim. Boş kâğıttan başlıyoruz hepimiz. Boş kâğıt, sen de bir düşmansın demektir. Artık bir yapı yaptığın zaman Atakule olmayacaktır o yapı. Kendinle de mücadele ediyorsun. Bu zorluk, yaratıcılık hoşuma gidiyor.

Türkiye’deki ve dünyadaki çağdaş mimarlığı değerlendiren Ragıp Buluç, iyi mimarlığın özelliklerinden bahsetti.

Mimarlık kalitesi kolay anlaşılabilir bir kalite değildir. Mimarlığın anlaşılmaz bir zorluğu vardır. Çünkü iyi mimarlık kendini bir anda geri çeker. Kendini empoze etmez.

Ankara’nın simgeleşmiş yapılarından biri olan Atakule’nin mimarı Ragıp Buluç, Atakule’nin son yıllarda geçirdiği yıkımlar, tasarımındaki değişiklikler ve telif hakları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Mahkemeler devam ediyor ve kesin kararlıyım, (Avrupa) İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar götüreceğim. Bu hepinizi de ilgilendiriyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın