Galataport Yetkilileri: “Galataport Rıhtımı Hiç Olmadığı Kadar Halka Açık Olacak”

Galataport Projesi inşaatı nedeniyle yıkılan Tarihi Karaköy Yolcu Salonu ve Paket Postanesi'nin ardından Galataport yetkilileri, yıkımlar ve projeye dair basın açıklaması yaptı.

Proje yetkililerinden gelen açıklama şöyle:

Salıpazarı Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. olarak yürütmekte olduğumuz Galataport Projesi ile ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşları ve sosyal medya hesaplarında yer alan yorum ve iddialara istinaden açıklamamızı, kamuoyunun bilgisine sunarız.

Bölgesel ve makroekonomik açıdan Türkiye ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayacak olan, içeriğinde barındırdığı pek çok farklı faaliyet alanı ve yatırım ile sadece Türkiye ekonomisine değil ülke turizmine de önemli katkılar sunacak Galataport Projesi kapsamında yürüttüğümüz yapım ve restorasyon çalışmaları son hızla devam etmektedir.

Galataport liman sahasında yer alan ve kent kimliğinin önemli birer ögesi olan kültür varlığı yapıları ile ilgili koruma ve restorasyon çalışmaları, ilgili tüm resmi kurum ve mercilerden gerekli izinlerin tamamlanması ile başlamıştır.

18 Şubat 2017 tarihinde yapmış olduğumuz açıklamaya istinaden, Karaköy Yolcu Salonu’nun yerinde güçlendirilerek korunabilecek bölümleri ile koruma çalışmaları için dahi yeterince güçlü olmayan ve olası bir güçlendirme çalışması ile bütüncül mimari karakteri ve tasarım özgünlüğü zarar görebilecek bölümleri belirlenmiş ve çalışmalar bu iki bölüm dikkate alınarak planlanmıştır. Restorasyon projesi kapsamında yaptırılan taşıyıcı sisteme yönelik araştırmalar sonucu, yapı ‘Can Güvenliği’ kriterini sağlamadığı için korunabilen kısımlar ile riskli bölümler arasındaki bağ koparılmış, iki bölüm birbirinden kontrollü bir şekilde kesilerek ayrıştırılmıştır. Korunacak bölümde gerekli güvenlik önlemleri alınmış; can güvenliğini tehdit eden bölümler ise kontrollü olarak yıkılmıştır. Karaköy Yolcu Salonu, İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nden onaylı restorasyon projesi kapsamında mimari karakterine ve modern dönem yapıları için önemli olan tasarım özgünlüğüne uygun olarak; özgün detay, boyut, doluluk boşluk oranları ile yeniden inşa edilerek şehre kazandırılacaktır.

Betonarme sistem ile inşa edilmiş olmakla birlikte geçirdiği onarım ve tadilatlar ile taşıyıcı sistem bütünlüğü ve malzemesi büyük ölçüde zarar görmüş olan Paket Postanesi’nde ise, öncelikle zemin iyileştirme çalışmaları yapılacak, daha sonra koruma ve restorasyon projelerine uygun bir şekilde, korunması gerekli mekansal özellikleri doğrultusunda aynı malzeme ve boyutlarda ve dilatasyon özellikleri korunarak yeniden inşa edilecektir. Yapının yurt dışından getirilerek inşa edilmiş olan çelik konstrüksiyon çatıları, bağlantı noktalarındaki korozyon ve kesit kayıpları nedeniyle sökülmüş olup elemanların koruma ve restorasyonu sürmektedir. Restorasyonun tamamlanması ile metal elemanlar deprem izolatörleri de kullanılarak yerine monte edilecektir. Bütün işlemlerin tamamlanması ile birlikte Paket Postanesi binasının, iç ve dış mekansal özellikleri tasarım özgünlüğü bağlamında muhafaza edilmiş olarak toplumun kullanımına açılmış olacaktır.

Galataport liman sahasında yer alan diğer tescilli yapıların restorasyon çalışmaları, İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü kararları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ruhsatları paralelinde, öncelikle kültür varlığı yapıların yerinde korunarak güçlendirilmesi bakış açısıyla planlanmaktadır. Yapıların; mimari özellikleri ve dönem karakteristikleri ve özellikle modern dönem yapılarında ön planda olan tasarım özgünlüğü bozulmadan restore edilmeleri ve farklı fonksiyonlar ile yeniden işlevlendirilerek şehrin kullanımına sunulmaları hedeflenmektedir. Ayrıca; Galataport projesi kapsamında, Galata rıhtımı 1900’lü yıllardan günümüze hiçbir döneminde olmadığı kadar toplumun erişimi ve kullanımına açılmış olacaktır.

Proje kapsamında yapılacak olan restorasyon çalışmalarına istinaden;

  • Merkez Rıhtım Han: 1912 tarihinde inşa edilen yapının restorasyon projeleri temel koruma unsurları esas alınarak hazırlanmıştır. Koruma ve restorasyon çalışmaları kapsamında yapının korunması gerekli değerlerine saygılı bir yaklaşımla güçlendirme çalışmaları yapılmakta ve aynı zamanda binanın zayıf zemin koşulları özel tekniklerle rehabilite edilmektedir.
  • Çinili Rıhtım Han: 1911 tarihinde inşa edilen yapının restorasyon projeleri temel koruma unsurları esas alınarak hazırlanmıştır. Koruma ve restorasyon çalışmaları kapsamında yapının korunması gerekli değerlerine saygılı bir yaklaşımla güçlendirme çalışmaları yapılmakta ve aynı zamanda binanın zayıf zemin koşulları özel tekniklerle rehabilite edilmektedir.
  • Nusretiye Saat Kulesi: İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü kararı gereği kulenin tüm koruma ve restorasyon çalışmaları kule yerinde muhafaza edilerek yapılacaktır.
  • Zemin Rehabilitasyonu: Sıvılaşma riski olan proje alanında zemin iyileştirme işleri yapılarak kültür varlığı yapıların kullanım ömürlerinin uzatılması ve depremde can ve mal kaybının önlenmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmaların başlatılmasından çok önce, proje kapsamındaki yapılara ve çevre binalara yerleştirilen reflektörler ile jeodezik ve gerekli yerlere yerleştirilen ivme ölçerler ile titreşim ölçümleri yapılarak, yapıların sağlığı kontrol altında tutulmaktadır. Yapılacak tüm inşaat çalışmaları için hem kültür varlığı yapılarda hem çevre binalarda uygun enstrümanlar kullanılarak ileri ölçme teknikleri ile hassas ölçümler alınmaya devam edecektir. Kemankeş Caddesi de bu kapsam dahilindedir.
Etiketler

3 yorum

  • korhan-gumus1 says:

    Dünyada başka örnekler çok, Venedik, Hamburg, Amsterdam, Liverpool, N.Y., Barselona, Genova, Marsilya, Antwerp (konteynere geçtikten sonra kullanılıyor hala) neredeyse bütün önemli limanlar. Önce bir organlaşma oluşturuluyor, dönüşüm için. Bu organlaşmada stratejiler tartışılıyor, yatırımcılar bu aşamada pasif katılımcı.

    Çünkü ilk aşamada farklı alternatiflerin ortaya çıkması, dönüşümün yalnızca piyasa odaklı olmaması hedefleniyor. Sonraki aşamada, eğer gerekiyorsa, yatırımcılar devreye girebiliyor. İstanbul’da uygulanan dönüşüm modeli ise bunun tam tersi. Hem geçmişte olduğu gibi merkeziyetçi bir semantik (şehir ekonomisini denetim altına alma) hakim.

    Hem de devasa bir şehrin son kamusal alanlarını elden çıkarmak var. Kimsenin eskisi gibi kalsın, çok memnunduk diyeceği yok. Şehrin merkezini tıpkı hapishane duvarı gibi kapalı tuttular yıllarca. Denizle ilişkisini kopardılar.

    Eskisi de bir felaketti. Babam gemi yanaştığında gümrük vergisinin indiğini, gemi kalktığında yükseldiğini anlatırdı. Yani devlet eliyle zengin ve yoksul yaratmaya hizmet ederdi. Bu haksız işleyiş bugün de bu projeyle aynen devam ediyor. Her şeyden önce bu dönüşüm modeli tartışılmalı. Taraf olmak çok hafif kalıyor, günümüzün sorunlarıyla baş edebilmek için. Bu yüzden şirketi muhatap almamak lazım. O bir taraf.

  • emre-meric says:

    Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi daima yerinde kalacak..

  • korhan-gumus1 says:

    Sorun da burada başlıyor: Mimarlığın sanat kurumlarına hapsedilmesi.

Bir yanıt yazın