Vandana Shiva Yıkımlara Karşı Tarihi Yedikule Bostanları’ndaydı

Küreselleşme karşıtı hareketin önemli ismi ve eko-feminist Yazar Vandana Shiva, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı”nın ardından Tarihi Yedikule Bostanları'ndaydı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi’nin Temmuz 2013’te Yedikule surlarının içerisinde bulunan bostanlarda başladığı yıkım süreci, bu hafta içerisinde Yedikule-Silivrikapı-Mevlanakapı arasında bulunan bostancıların barakalarının yıkımıyla sürdü.

Barakaların yıkımı esnasında Tarihi Kara Surlarının bir parçası olan bostanların’ Mart ayına kadar boşaltılması’ gerektiğini aksi takdirde ekili ürünler ile birlikte yıkılacağını belirten belediye görevlileri, bostancılar ve avukatları darp etmişti. Gelişmelerin ardından hafta boyunca süren eylem ve nöbetler, bugün yerini bir umut bahçesinin oluşturulmasına bıraktı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Hrant Dink İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Konferansı”nın bu yılki kоnuğu olan küreselleşme karşıtı hareketin önemli ismi Vandana Shiva düzenlenen panelin ardından Tarihi Yedikule Bostanları’na destek ziyaretinde bulundu.

Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu başkanı Abdullah Aysu ve Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Yiğit Ozar eşliğindeki bir heyetle birlikte bostancılarla yan yana gelen Shiva, tohum ve gıda özgürlüğünü temsil eden bir umut bahçesinin tohumlarını attı.

Oluşturulan umut bahçesinin ardından tarihi bostanlar ve kentsel tarımın sürdürülmesine ilişkin açıklamalar yapan Vandana Shiva şöyle konuştu:

“İnsanla yeryüzü arasındaki ilişki ayrışarak büyük bir problem oluşturuyor. Ve Yedikule Bostanları’nda emek veren bu insanların ekip biçtiği bu alanlar insanın yaşamla kurduğu bağın devamlılığını sağlıyor.

“Şehir içerisinde gördüğümüz bütün bu şaşalı binalar ve fosil yakıta bağlı bu sistem çöktüğünde hayatın sürdürebilmemizin tek yolu bu bostanlardan geçecek. Bostanlara yapılmak istenen müdahaleler aslında coğrafyanın tarihiyle birlikte geleceğine yapılmaktadır.

“Bir ziyaretçi olarak endişelendiren bir durum var. İstanbul’a gelen turistlere 1500 yıllık surları anlatılıp tarihsel değeriyle övünülüyor. Fakat kara surlarıyla aynı kaderi paylaşan ve aynı mirasın parçası olan Yedikule Bostanları tehdit altında. Kara surların korunmasını her daim önemseyen yetkililerin bostanları yıkarak surları koruması imkansızdır.

“Bostanlara ulaşmaya çalışırken yol kenarında çalışan belediye işçilerinin kenti yapay bahçelerle zenginleştirmek için emek sarf ettiğine tanık oldum. Yüzlerce yıllık bostanları yaşatarak bu bahçelerin doğalını ayakta tutan bostancılara teşekkür borçluyum.”

Etiketler

Bir yanıt yazın