Ortak Miras Yok Oluyor

Halep, Rakka, Idlip’in de aralarında olduğu 10 kadar arkeolojik alanı, çetelerce kiralanan profesyonel hırsızlar kazarak boşaltmış. Türkiye ise kaçakçılıkta çok önemli bir rota.

Suriye Savaşı 190 bin insan canı ve ortak coğrafyamızın antik mirasının önemli kısmını yok etti. İnsanın, gezegenimizdeki ilk konutunu barındıran Rakka kentinin akibeti bilinmiyor. Yok olan tarihin bilançosu ve Türkiye kamuoyunun geride kalanlar için yapabileceklerini elektrik kesintisi ve savaş şartları altında çalışmalarını durdurmayan Şam Devleti Müze Genel Müdürlüğü çalışanlarıyla konuştuk.
Bugün, havan topu ve roketler Unesco Dünya Mirası listesindeki Suriye anıtlarının tamamına hasar vermiş durumda. İnsanın, gezegenimizdeki ilk konutunu barındıran Rakka’nın akibeti bilinmiyor. Şam Devleti Müze Genel Müdürlüğü, eser kaçakçılığı ve yağmadan en fazla zararı, Rakka’daki eserlerin gördüğünü belirtiyor. Rakka Müzesi’ndeki Bronz çağından kalma buluntular, MÖ 3500 yıllarına dayanan taç sütunlar, mozaikler ve el yapımı tabaklar, arkeolojik başyapıtlar olarak değerlendiriliyor. Müzeden çalınan eserlere paha biçilemezken, sayıları yüzlerle ifade ediliyor.

KOMŞULAR İLGİLENMİYOR
Yağma ve hırsızlığın önemli kayıp yaşattığı diğer bir yer yine Rakka’daki Hergla arkeoloji alanının deposu. Savaşın başından bugüne, bombardıman ve yağma sebebiyle zarar gören müze objeleri, kapalı mekânlardaki arkeolojik mirasın yüzde birini oluşturuyor. Müze çalışanları yerel halkın da yardımıyla eserlerin yüzde 99’unun güvenli yerlere taşındığını belirtiyorlar. Ancak açıktaki arkeolojik alan ve tarihi eserlerde ise durumun çok kötü olduğu, zararın kestirilemediği ifade ediliyor. Bazı bölgelerde arkeologların artık hizmet veremez oluşu ve çarpışan silahlı grupların sistematik kazı çalışmaları, zararı son dönemde ikiye katlarken, komşu ülkelerin kendi sınırlarındaki kaçakçılığa ciddiyetle eğilmemesi, gittikçe şiddetlenen talanın başlıca sebepleri olarak ortaya konuyor.

Sit Alanları Boşaltıldı

Yağma, hem çarpışma halindeki çeteler, hem de antika uzmanı profesyonellerce, sürekli ve düzenli olarak yapılıyor. Halep, Rakka, Idlip, Yarmuk Vadisi’nin de aralarında bulunduğu 10 kadar arkeolojik alanı, çetelerce kiralanan profesyonel hırsızlar kazarak boşaltmış. Apamia, Ebla, Dura Europos, Mari, Tell Ajjaj’da yasadışı kazı kanıtlarına rastlanırken, A Deir ez-Zor bölgesindeki tüm sit alanları tümüyle talan edilmiş durumda. Kuzeyde ve doğuda yer alan kaçakçılık olaylarında Türkiye’nin çok önemli bir rota olduğunu belirten yetkililer, ellerindeki raporların ve Türkiye pazarına sunulan kaçak tarihi eserlerin bu iddiayı kanıtladığı düşüncesinde. Unesco ve uluslararası medya aracılığıyla, Temmuz ayından bu yana komşu ülke sınırlarındaki güvenliğin artırılması yolunda çağrıda bulunan yetkililer, Türk arkeologlarla temasa geçip ülkemizde yakalanan eserlerin sayısı ve içeriğinin kamuoyuna açıkça duyurulması yönünde yetkililere baskı yapılmasını istiyor.

Halk Sahip Çıkıyor

İpek yolunun sonundaki Halep Kalesi, Zekeriya Camii, Kapalı Çarşının geleceği tehdit altında. Müze Genel Müdürlüğü ortak coğrafyamızdaki kültürel mirasın korunmasında eşit sorumluluğa sahip olduğumuzu, tarihi eserlerin yerine yenilerinin koyulamayacağını bu yüzden kaybın telafisinin imkânsızlığını hatırlatıyor. Özellikle Eski Halep’teki ve Deir er Zor daki antik kalıntıların hem bombalar hem hırsızlarca neredeyse tamamen yok edildiğini, yerel halkın çaresizce sahip çıkmaya çalıştığını söyleyen müze görevlilerinin bir de insani çağrısı var. Yönetilişimizdeki politik farklılıklar insanlığın ortak miras tarihimiz yok olurken suskunluğa dönüşmesin.

Etiketler

Bir yanıt yazın