İşte ‘Yeşil’ Binalar…

Pitch Africa projesinin yaratıcısı Professör David Turnbull ve daha pek çok ünlü isim 20-21 Şubat’ta 3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde!

Dünyayı değiştirecek 50 isim arasına giren, MIT’de kurduğu ‘SENSEable’ City Laboratuarında ‘Akıllı Şehirler’ üzerinde araştırmalar yapan dünyaca ünlü mimar, mühendis ve aktivist Carlo Ratti; kendi enerjisini üreten dünyanın en büyük tropikal bahçesi Singapur Gardens Bay’in çevre mühendisi Professör Patrick Bellew; transparan spiral formuyla Shanghay’ın şehir siluetinin en ikonik ve çarpıcı binalarından çevre dostu Shanghai Tower’ın tasarım direktörü Duncan Swinhoe; 1.8 milyon litre yağmur suyunu toplayıp filtreleyerek yıl boyunca her gün bin Afrikalı için temiz içme suyu sağlayabilecek futbol sahası Pitch Africa projesinin yaratıcısı Professör David Turnbull ve daha pek çok ünlü isim 20-21 Şubat’ta 3. Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde!

Sınırları aşmak… Ama nasıl?

Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) tarafından yapı sektörünün yeşil dönüşümüne rehberlik etmek amacıyla bu yıl üçüncü kez düzenlenecek “Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi”nin konusu: Sürdürülebilirlik-Sınırları Aşmak… 20-21 Şubat tarihlerinde gerçekleşecek zirvede, sürdürülebilirlik adına önemli sunumlar gerçekleşecek. Zirve bu yıl alanında uzman 100’den fazla önemli konuşmayı ağırlayacak ve yaklaşık 40 oturum gerçekleşecek. Öne çıkan konuşmacılar ve projeleri de oldukça ilgi çekici. İtalyan mimar, mühendis, eğitimci ve aktivist Carlo Ratti, Akıllı Kentlerle ilgili zirvenin en çarpıcı sunumlarını yapacak isimlerden biri. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde öğretim görevlisi olarak çalışan Ratti, 2003 yılında kurduğu Akıllı Şehir Labaratuvarının da yöneticisi. Canlılar gibi şehirlerin de hissedebildiğini ve karşılık verdiğini savunan Ratti, laboratuvarında yeni teknolojilerin şehir hayatını, tasarımını ve şehircilik anlayışını nasıl etkilediği hakkında araştırmalar yapıyor, sensörlerin ve elektroniğin çevre-mimariyle ilişkisini inceliyor. Amerikan Wired dergisi tarafından dünyayı değiştirecek 50 isimden biri seçilen Ratti, “kent” kavramına yeni bakış açısını anlatacak.

Atelier One’ın kurucu ortağı Neil Thomas da ilham verici bir konuşma yapacak. Neil Thomas’ın dünyaca ünlü projeleri arasında Londra 2012 Olimpiyatları Açılış Seremonisi, Chicago Millenium Park’taki çarpıcı Anish Kappor Cloud Gate heykeli ve Mark Fisher’la birlikte tasarladığı U2’nun hasılat rekoru kırarak tarihe geçtiği 360 Dünya Turnesi’ndeki The Claw “Pençe” adı verilen dünyanın en yüksek sahnesi de var! Melbourne Avustralya’daki mimari tasarım ödüllü Kültür Merkezi ve kendi enerjisini üreten dünyanın en büyük tropika bahçesi Singapur Gardens by the Bay projesinde de imzası bulunuyor.

“Bahçe içinde bir şehir”

Yüksekliği 25-50 metre olan yapay ağaçların güneş paneli, vantilatör ve yağmur suyunu filtreleme görevi görerek çoklu çözümler sağlamasıyla sürdürülebilirlik konusunda uluslararası bir örnek olarak gösterilen, kendi enerjisini üreten dünyanın en büyük tropikal bahçesi Gardens by the Bay Singapore projesinde imzası olan çevre mühendisi, Atelier Ten direktörü Profesör Patrick Bellew mutlaka dinlenmeli. İngiltere’nin ‘en yeşil’ mimarı seçilen ZEDFactory Kurucusu Bill Dunster sıfır karbon konutlar üzerindeki çalışmalarıyla dünyaca ünlü bir isim. Earth Centre, SkyZED Flower Tower, Velocity – High Denisty Developement, Zed Pavilion Shangai gibi projelerde imzası bulunan Dunster’ın kendi inşa ettiği ve ‘Hope House’ adını verdiği evi düşük enerjili yaşam alanlarının bir prototipi olarak biliniyor. Akademisyen ve danışmanlarla beraber çalışarak çevreyi en az etkileyecek, sıfır karbon tasarımlar üzerine yoğunlaşan Dunster’ın sürdürülebilirlikle ilgili pek çok ödülü de bulunuyor. 1.8 milyon litre yağmur suyunu toplayıp filtreleyerek yıl boyunca her gün bin Afrikalı için temiz içme suyu sağlayabilecek futbol sahası Pitch Africa projesinin yaratıcılarından Prof. David Turnbull, diğer ilgi çeken isimlerden biri. Murat Tabanlıoğlu, Ian Taylor, Duncan Swinhoe, Ian Mulcahey gibi önemli isimler de yer alıyor zirvede. Yeşil Binalar Zirvesi Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilir/yeşil bina sektörünün önde gelen paydaşlarını, gayrimenkul ve inşaat şirketlerinin üst düzey yöneticilerini ve konusundaki uzman kişileri konferans, panel ve seminerlerde bir araya getirecek, yapı sektöründe bilgi paylaşımı için nitelikli bir tartışma ortamı oluşturacak. Zirvede yenilenebilir enerji teknolojileri,sürdürülebilirlik,yeşil finansman, yerel yönetimler, STK ve meslek odaları, yeşil bina değerlendirme sistemleri, malzeme-inovasyon, yapıda kurallar, teşvikler, yönetmelikler, sürdürülebilir kentler ve toplumlar gibi konulara değinilecek;

Türkiye’den ve dünyadan güncel sürdürülebilir projeler paylaşılacak. Ayrıca Türkiye’nin ilk Ulusal Yeşil Bina Sertifikası’nın da lansmanı gerçekleşecek.

Yeşil kavramına geniş açıdan bakmak gerek

Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, yeşil finansman konularında önemli isimleri bir araya getiren Yeşil Binalar Zirvesi’ni düzenleyen Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkanı Duygu Erten anlatıyor…

Zirve üçüncü yılını dolduruyor. ÇEDBİK de 7 yaşında. Hangi amaçla çıktınız yola, bugüne dek nereye ulaştınız?

ÇEDBİK, 2007 yılında kuruldu. Çok sayıda profesyonele eğitim verdik. Bünyemizde çok iyi kurumlar yer alıyor. Uluslararası Yeşil Binalar örgütü altında kurulduk ve bugün 7. yetkin konsey ülkesi konumundayız. Uluslararası arenada büyük işler başardığımızı söyleyebiliriz. Çünkü kurulduğumuzda Türkiye’de yeşil bina yoktu. Bugün ise 69 sertifikalı bina, 200 tane de yeşil bina sertifikası almaya aday bina var. Bazılarının da sertifika almadan da yeşil bina yaptığını düşünürsek, dönüşüm gerçekleşiyor diyebiliriz.

Bakıldığında rakamlar çok az aslında.

Küçük sayılar olarak görünseler de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, inşaat sektöründe yeşil bina her konuda standartların üzerine çıkmak demek. Bu anlamda başlangıç anlamında iyi bir noktadayız.

Peki nedir yeşil bina?

Yeşil bina, enerji ve su verimliliğinden başlayarak, binanın kullanımında her türlü verimliliğe giden metotlarla tasarlanan, malzeme seçiminden arazi seçimine kadar çevreye en az zarar verecek bir yaklaşımı içeriyor. Bu binaların standartları oldukça yüksek. İç hava kalitesi, ekipmanların kalitesi, emisyonları… Burada asıl felsefe, var olan karbon ayak izimizi büyütmemek. Son 10 yılda bu anlayışın tersi bir işleyiş söz konusu İstanbul’da.

Planlama ve yerleşim şehrin sınırlarına taşınıyor. Çekmeköy ya da Bahçeşehir gibi bölgeler yarattığınızda, her ne kadar uydu şehirler yarattığınızı söyleseniz de, insanlar tekrar şehre dönmek istiyor. Haftasonlarında buralardan inanılmaz bir trafik yoğunluğu olduğunu görüyoruz. Ulaştırmayla karbon salınımını da artırıyorsunuz.

Yaşam alanları şehrin çeperlerine çekilerek, sosyo kültürel anlamda bir ayrıştırma yaşanıyor aslında.

Doğru. Oysa yaşam sadece barınak ve alışveriş merkezinden ibaret değil. Şehirleşme bu anlamı taşımıyor. Yaşam döngüsü içinde bir çok parametre var. Hal böyle olunca, bu çeperlerdeki yaşam alanlarında büyük bir yalnızlık başlıyor. Daha iyi bir ev için gidenler, sosyo kültürel sıkıntılar yaşayıp geri dönmek istiyor. Uzak alanlarda, yeni yapılmış büyük evler yalnızlıkları artırıyor. Sürdürülebilirliğin altında yalnızca finansal getiri değil, sosyal ve ekonomik göstergeler de var. Dengeleri kurmak önemli. Sürdürülebilirlik bir bütün. Biz de bu yüzden sadece yapıya odaklanmayıp daha geniş bir perspektifi değerlendiriyoruz. O yüzden konferansta sayfa birden başlıyoruz.

Peki yeşil bina kavramı en çok kimleri ilgilendiriyor? Bugüne kadar paydaş olmamış kimler dahil edilmeli?

Okulların bu konferanslara mutlaka gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her şey çocukla, eğitimle başlıyor. Çevre bilincini aşılamamız gerek. Okudukları okulların yeşil okullar olması, yöneticilerin bu yönde çalışması şart. Enerji verimliliğiyle ilgili devlet teşvikleri de çok önemli. Ayrıca Türkiye’de eko kredi çalışmaları yayılmalı. Bankaların elinde ciddi bir güç var. Diğer konu da sanayi. Fabrikaların enerji tasarruflu yapılmasıyla, dışa bağımlılığın azalacağı bir gerçek.

Türkiye’de yeşil sektörde en büyük sorun nedir?

Bilinç. Henüz yeterince bilinçlenmedi çoğu kişi. Bizi de örnekse kurumsal iletişim birimleri arıyor. Demek ki hala halkla ilişkiler masasında bu konu. Yeşil konusunun yönetime, yatırımcıya çıkması gerekiyor. Satın almalardan eğitime kadar geniş bir alanda sürdürülebilirlik tercih edilmeli. İnsan gücü yetiştirmek yeşil konusunda çok önemli.

Son olarak, yeni yapılacak binalarla ilgili konuştuk ama eski binalarda neler yapılabilir? Sizce kentsel dönüşüm bu anlamda bir fırsat olarak değerlendirilebiliyor mu?

Dünyada yeşil bina hareketi yeni binalardan var olan binalara kayıyor. Asıl tasarruf, var olan binada. İngiltere’de ciddi bir kampanya var. Eski binalarda dönüşüm yapılıyor. Bu konu, Türkiye için önemli. Mantolama ve izolasyon tek başına yeterli değil. Ancak kentsel dönüşüm, “yeşil”in hayatımıza girmesi için çok büyük bir fırsat. Kararvericiler bu konuda bu fırsatları değerlendirmeli.

Etiketler

Bir yanıt yazın