Yeni Bakanımızın Eski Faaliyetleri

İstanbul'un en tartışmalı projelerin ardındaki isim Çevre ve Şehircilik Yeni Bakanı İdris Güllüce olabilir mi?

İlişkileri kurmanın bulmacaya döndüğü ülkemizde kentsel sorunlara çözüm arayanlar, zincirlerin halkalarını daha kolay görmeye başladı diyebiliriz. Belediye üyelerinden inşaat firmalarına kadar giden süreçte “paranoyaklıktan” ziyade temkinli olmak adına kentsel aktörleri tanımamız gerektiğine inanıyoruz. 

Çevre ve Şehircilik Yeni Bakanımız İdris Güllüce ile başlayalım. 1989’da Kartal Belediye Meclis üyeliği, 1994’te yerel seçimlerinde RP’den 1999 yerel seçimlerinde de Fazilet Partisinden Tuzla Belediye Başkanlığı’na seçilmiş hali hazırda AKP Milletvekili yapmakta olan bakan, 17 Aralık imar operasyonlarının ardından 25 Aralık 2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan istifa eden Erdoğan Bayraktar yerine göreve getirildi. 2007 Seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde beraber çalıştığı ve AKP’nin ikinci kez iktidara gelmesiyle yine meclisteki yerini alan kadrodan olan Güllüce, 3 Kasım 2002 seçimlerinde TBMM’ye giren 14 vekilden biri olma şansını elde etmişti.

Göztepe Parkı’na Cami, 3. Köprü ve Dubai Kuleleri gibi Tartışmalı Kararların Ardındaki İsim

İdris Güllüce’nin İstanbul’da süregelen tartışmaların geçmişinde yer aldığını söylemek mümkün. Çok hızlı bir tarama yapıldığında bugün kentin temel tartışma zeminlerinden olan bazı konularda Güllüce’nin İBB Başkan Vekilliği yapmış olduğu dönemde verdiği kararlar bulunuyor.

Bunlardan ilki eski İETT Garajı üzerine yapılması planlanan Dubai Kuleleri. Başbakan’ın Dubai’ye yaptığı ziyaretin hemen sonrasında başlayan yatırım süreci, İstanbul için yoğun bir tartışma dönemi olmuştu. Hatta süreçten o denli mutlu olan Başbakan “Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim” diyordu…

Pazarlamaya da Maktum ailesiyle başladı. Levent’teki eski İETT Garajı arsasına inşa edeceği Dubai Towers-İstanbul’la (Dubai Kuleleri) ilgili inşaat alanını genişleten plan değişikliği, İdris Güllüce başkanlığında toplanan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından kabul edilmişti. Söz konusu değişiklikle 1/5.000 ölçekli nazım imar planında “ticaret” alanı olarak görülen yer “turizm+ticaret” alanına çevrilmişti.

Ayrıca, 3 bodrum kat daha yapma imkanı da getirildi. Eski planda 138 bin 786 m2 (3 emsale göre) toplam inşaat alanı, 104 bin 859 m2 bir artışla 5.8 emsale denk gelen 243 bin 645 m2 çıkarılmıştı.

Satış, rayiç satış bedeli, kamu yararını gözetilmemesi, ihaleye giren firmaların profili, verilen emsalin çevredekine oranla farklı oluşu gibi bir çok sebeple iptal olmuştu!

Göztepe’ye Camii İmzası İlk Ondan mı Geçti?

İddialara göre Başkan Topbaş’ın yurtdışı ziyareti sırasında kendine vekillik yapan Güllüce, Topbaş’ın Göztepe Parkı’nın camii olmasını içeren plan değişikliği kararını onaylamıştı.

Fakat Göztepe Parkı ile başlayan tartışmalar “örtülü bir çekişme” yaşandığı söylentileriyle devam etti. Belediye’de çift başlı yönetim ve gücü aşan yetkiler iddiaları kuvvetlenmişti. Güllüce’nin görevine son verildi. Aynı dönemde İBB Genel Sekreteri Ramazan Evren ve Yardımcısı Mihmail Mangan da görevden alındı. O dönemde muhalefet partileri belediyedeki güc karmaşısını da göstererek görevden alınmaların Başbakan Erdoğan’nın isteğiyle olduğunu söyledi.

Dikkat edilmesi gereken bir nokta ise Mesut Pektaş bu dönemde İBB Genel Sekreteri görevine getirildi.

Büyükşehir Belediye Başkanı’nın habersizliği yalnızca, Meclisin Göztepe Parkı’na cami oldu bittisiyle sınırlı değildi. Meclis’in 3. Köprü konusunda aldığı beklenmedik karar da Kadir Topbaş’ınbak bu konu hakkında da haberi olmadığını göstermişti. Önemli kararların altında hep Başkanvekili İdris Güllüce’nin imzası vardı.

Köprüleri Yıkan 3. Köprü Habersizliği!

Belediye Meclisi’nin 14 Ekim’de Belediye Başkan Vekili İdris Güllüce’nin yönettiği oturumunda Bayındırlık Bakanlığı ile İstanbul Belediyesi arasında 2002’de çerçeve protokolü imzalanan 3. Köprü teklifi gündeme geldi. İmar ve Bayındırlık Komisyonu’ndan gelen rapora karşı çıkan CHP’liler, dosyadaki bilgilerin yeterli olmadığını, dosya tamamlandıktan sonra meclise getirilmesini önerdi. Ancak öneri kabul görmedi.

Tüm bu tartışmalar yaşanırken, köprünün güzergâhı konusunda da net bilgi verilmedi. Boğaz’a köprüye karşı olduklarını belirten CHP’lilerin itirazlarına rağmen oylamaya geçildi. Ve Boğaz’a 3’üncü köprü yapılmasıyla ilgili 1/5.000 ölçekli planlarda değişiklik yapılmasını isteyen teklif, AKP’lilerin oylarıyla kabul edildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi üyeleri böylece, projeyi görmeden ve güzergâhı belli olmadan 3. Boğaz Köprüsü’nü onaylamış oldu.

Belediye Başkanı Kadir Topbaş yine sonradan öğrendiği bu kararı, bu kez veto ederek Meclis’e geri gönderdi. Topbaş’ın veto ettiği karar Meclis’te yeniden görüşüldü, Başbakan’ın, köprünün daha kuzeye, Karadeniz’e doğru bir yere yapılmasına yönelik görüşleri bugün ise bir gerçek olarak karşımızda…

Kaçak Yapılaşma

Güllüce, İBB Başkanvekilliği döneminde Florya Atatürk Ormanı’nda yapılan kaçak lojmanlarıyla da anıldı. Arazi, Belediye mülkiyetindeyken belediye başkanlarının kullanılması için tek katlı lojmanlar olarak kullanılmaya başlanmıştı.

1 No’lu Koruma Kurulu Tarafından 1999 yılında 2. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilen orman alanı, turistik faaliyet dışında her türlü yapılaşmanın yasak kararı ise 2004 yılında Yargıtay tarafından onaylanmıştı. Buna rağmen inşaata kaçak bir şekilde devam edildi ve Florya Atatürk Ormanı’nda aralarında Kadir Topbaş, Mustafa Demir, Feyzullah Kıyıklı, Hüseyin Bürge, Mehmet Çakır, Nevzat Er, Ahmet Misbah Demircan, Aziz Yeniay gibi isimlerin de yer aldığı 11 AKP’li ilçe Belediye Başkanı alanı lojman olarak kullanmaya devam etti.

İBB 2009 yılında iddiaları reddetti ve yaptığı açıklamada; “İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi kararı ile sadece İstanbul halkının kullanımına tahsis edilmek üzere ve maksimum 1020 m2 alanda ve tek katlı, bodrum katı da olmayan, hafif çelik sistemde, sökülüp takılabilir bir yapı sistemi ile sosyal tesis oluşturulabilecektir.” diyerek; “Yapılaşmaya açma ifadesinin hiçbir şekilde doğru olmadığı, 2005 yılında bu alanda önceki yıllarda yapılmış 1000 m2 bina ve müştemilatın (depo-at ahırı vs) yıkılarak yeşil alana katıldığı kaydedilen açıklamada, şu bilgilere yer vermişti:
“Alan içerisinde bulunan beton zeminler kaldırılarak yeşil alan olarak düzeltilmiştir. Burada yapı yoğunluğunu artıran değil, aksine azaltan işlemler gerçekleştirilmiştir.”. Başbakan’ın halkın içine karışın talimatına kadar başkanlar ikametlerini sürdürdü.

Sonuç olarak yazı, yeni bakanımızın eski icraatlarının bir derlemesi. Ama asıl soru kaliteli fiziksel çevrenin varoluş ihtimallerini, sermaye odaklı bir sistemde sorgulamak. Yani makamların ve aktörlerin zaman içerisinde değişebileceğini, kenti yöneten asıl dinamiğin sermaye iktidar ilişkisi olduğu bilincini oturtabilmek. Yani Çevre ve Şehircilik Bakanımızı değiştirmektense kentlere bakış açımızı değiştirmek belki… Belki o zaman bu yazı herhangi bir “yeni bakanımızı tanıyalım” içeriğine hapsolmaktan çıkacaktır…

*Cumhuriyet Gazetesi ve Hürriyet Gazetesi arşivlerinden faydalanılmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın