Kendini Bile Taşıyamıyor!

İTÜ, her yanı dökülen Riva Köprüsü'yle ilgili şu çarpıcı raporu hazırladı: "Taşıtsız, kendi ağırlığında bile güven vermiyor..."

Dün, Beykoz’dan çok önemli bir mesaj aldım. Riva ve Çevresini Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği’nden… Dernek Başkanı Erdal Nizamoğlu, hayati öneme sahip bir problemden bahsediyordu. Gönderdiği belgeler de tehlikenin boyutunu açıkça ortaya koyuyordu. Her gün yüzlerce aracın gelip geçtiği Riva Deresi üzerindeki 38 yıllık köprünün her an çökme riski olduğunu söylüyordu ve çevre sakinlerinin kaygılarını anlatıyordu…

‘FACİA YAKIN’

İşte Dernek Başkanı Erdal Nizamoğlu’nun kaleminden Riva’daki tehlike… “Riva Deresi üzerine 1975 yılında yapılan köprü kendi ağırlığını bile taşıyamayacak durumda. Bir taraftan Riva yerleşik alanı, diğer taraftan yeni planlanan ve inşaatların devam ettiği yerleşim alanlarının getirdiği trafik yükünü bu köprü daha fazla taşıyamaz. Her an bir facia yaşanabilir. Köprünün betonları öbek öbek dökülüyor, çelik ayaklar deseniz kopma noktasında. Bu köprüden her gün tonlarca ağırlıkta hafriyat kamyonları geçiyor. Köprünün yıkılması an meselesi. Köprünün ne denli risk taşıdığı, İTÜ (İstanbul Teknik Üniversitesi) tarafından da belgelendi. Buna rağmen henüz herhangi bir adım atılmış değil.”

Şu günlerde, ‘Kanal Riva’ projesi gündemde bildiğiniz gibi… Riva Deresi’nde bir kanal oluşturulması, yeni bir turizm cenneti yaratılması planlanıyor. Projeyi hazırlayan yetkililer, öncelikle dere üstündeki köprüye el atsa hiç fena olmayacak…

İTÜ RAPORUNDAN BAŞLIKLAR

– Köprünün beton kalitesi çok düşük. Bazı noktalarda kopma, çatlama, pas payı kaybı gibi oluşumlar var.

– Betonarme tabliye ve başlık kirişlerindeki donatılar aşırı korozyona uğramış. Donatılarda kesit kaybının aşırı olduğu düşünülüyor.

– Köprünün tabliyesini taşıyan ana çelik kirişler aşırı korozyona uğramış. Neredeyse korozyona uğramayan eleman kalmamış. Kirişlerin taşıma gücü önemli oranda azalmaktadır.

– Suya temas eden çelik kolonlarda durum daha da kötü. Özellikle su seviyesinin mevsimsel olarak azalıp arttığı bölgeler aşırı düzeyde etkilenmiş.

– Köprü uzun süre bakımsız kaldığından güvenlik düzeyinde önemli miktarlara varan düşüşler olmuş. 30 ton kapasiteli kamyonların da köprüden geçişi olumsuzluğu daha da artırıyor.

– Köprü taşıtsız, kendi ağırlığında bile güven vermiyor.

– Köprünün bir an önce sökülerek yenilenmesi gerekiyor.

Emirgan’ın haline bakın!

Önceki gün, Gülhane Parkı’ndaki konteynerlerin nasıl da dolup taştığını, ortalığın nasıl da çöp yığınları altında kaldığını görmüştünüz bu sütunlarda. Benzer bir manzara da Sarıyer Emirgan’dan geldi. Üstteki kareyi çeken okuyucumuz, bakın neler anlatmış: “Konteynerler sık aralıklarla boşaltılmıyor, poşetlerden pis sular akıyor, etrafı kötü kokular sarıyor. Güzelim Emirgan ne hale düştü. Belediye yetkilileri bu görüntüden hiç mi rahatsız olmuyor?”

Etiketler

Bir yanıt yazın