TSMD ve İzmirSMD Taksim Gezi Duyarlılığı ve Kentsel Politikalara Yönelik Bir Basın Açıklaması Yaptı

TSMD ve İzmirSMD'den ortak basın açıklaması.

“İstanbul Gezi Parkı’nda ağaçların sökülmesine tepki olarak başlayan ve giderek bütün ülkeye yayılan çevre duyarlılığı eylemi, özünde demokratik hakların kullanılmasına yönelik kısıtlamalara ve kentlerimize yönelik keyfi uygulamalara karşı çıkışı temsil etmektedir. Mimarlar Dernekleri olarak bu süreci birçok nedenle kaygı verici buluyor, hassasiyetle izliyoruz.

Tepkinin çıkış noktasını oluşturan çarpık ve rant ekonomisini öne alan kentleşme kararları, dönüşüm adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan plansız, duyarsız, konunun uzman ve paydaşlarını dışlayan yapılaşmalar mimarlık ve çevre ile ilgili meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının uzun süredir altını çizmeye çalıştığı kaygı verici gelişmelerdir. Yöneticiler kent ve mimarlık konusundaki tercihlerini bireysel ve ideolojik öncelikleri doğrultusunda oluşturmakta, hepimize ait yapı ve mekanların tasarlanması, yıkılması ve yeniden yapılması sürecinde konunun doğrudan muhattabı olan uzman ve kuruluşlara kulaklarını tıkamaktadır. Kent mekanının oluşumunda kaçınılmaz olarak işletilmesi gereken demokratik ve katılımcı süreçlerin yok varsayılması, askıya alınması yerleşik bir geleneğe dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Çok önemli kentsel kararlar planlama ve proje çalışmalarından bağımsız, büyük ölçeklerdeki kentsel, ekonomik, kültürel ve sosyal etkileri gözetilmeksizin anlık ve keyfi olarak oluşturulmakta, amatörce hazırlanmış görsel imajlar aracılığı ile proje gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.

Bütün bu gelişmeler karşısında çeşitli öneri ve uyarılarda bulunan uzmanlar, akademik yapılar ve sivil toplum kuruluşları marjinal gibi gösterilmeye çalışılarak katılımcı olması gereken süreçlerin dışında bırakılmakta, yöneticiler bizler tarafından verilen yönetim yetkisini gelişmiş demokratik anlayışlarla örtüşmeyecek biçimde bireysel öncelikleri ve tercihleri için bir zemin olarak kullanmaktadır.

Gelinen noktada, herşeyden önce halkımızı mağdur eden, ülkemizdeki huzur ortamına zarar veren bu tepkilerin yatışması öncelikli dileğimizdir. Ancak bu yatışmanın yolu kentsel duyarlılık sahibi olan kişi ve kurumların demokratik olmayan biçimlerde susturulması, dışlanması, ötekileştirilmesi değil, aksine alternatif katılım mekanizmalarının işletilerek bu ses, uyarı ve tepkilere kulak verilmesinden geçmektedir. Unutulmamalı ki hepimize ait olan kent mekanı ve onun tamamlayıcı parçası olan yapılaşmalar tarihe bıraktığımız izler, varoluşumuzun temsili biçimleridir. Bu nedenle kentsel planlama ve yapılaşma süreçleri bilimsel olmayan ve bireysel tercihlerden arındırılmış biçimde, katılımcı yapılar ve uzman katkıları öne alınarak, demokratik süreçler olarak işlevselleştirilmelidir.

Türk SMD ve İzmirSMD olarak haklı ve meşru bulduğumuz bu kentsel duyarlılık hareketine ve demokratik taleplere gösterilen dayatmacı tepkiyi ve orantısız güç kullanımını kınıyor, yöneticileri demokrasi anlayışına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”

Etiketler

Bir yanıt yazın