Bir Kent Ormanı Olarak Central Park

Kent ormanları hayatımıza yeni giren bir kavram. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde hem insanların hem devletlerin daha hayati sorunları olduğundan ne yazık ki yaşadığımız dünya ve hayat kalitemizle ilgili ihtiyaçlar erteleniyor ya da göz ardı ediliyor.

Bu ihtiyaçlara yönelikmiş gibi yapılan uygulamalarsa, kullanılamayan kısır projeler olarak şehrin gürültüsündeki sessizliğine gömülüyor. Gelişmiş ülkelerde ise durum çok farklı. Kapitalist sistemlerin en bilindik uygulamalarında bile insan ihtiyaçları, yaşadığımız dünya ile özdeşlik her alanda hakim.

Dünyanın en ünlü parkı

Her konuda kıyasıya eleştirilen ama aynı zamanda taklit edilmekten vazgeçilemeyen ABD, hem kapitalizmin hem de kendi doğal kaynaklarını korumanın en çarpıcı örneği. Amerika denilince akla New York, New York denilince de Central Park geliyor. Yüksek katlı ve yüksek teknolojilerle donatılan binalarla çevrilmiş New York, Amerikan rüyasının sembolü, farklılıkların birliktelik oluşturmasının göstergesi. Central Park, New York’un ortasında 3 bin 399 kilometrekare. 1857 yılının başında daha çok Afro-amerikalıların , İngiliz ve İrlandalı göçmenlerin oluşturduğu 1600 kişilik nüfus tahliye edilerek aynı yıl açılmış. Kuzey köşesinde 263 bin metrekarelik bir bataklık kurutulmuş. 1869’da Central Park’a bir kale inşa edilmiş; Belvedere Kalesi. 1985 yılında 49 bölgeye bölünerek restore edilen park, dünyanın en büyük 10 parkından biri ama kuşkusuz dünyanın en ünlü parkı. Yılda 37.5 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Parkta botanik bahçelerinden, vahşi yaşam koruma alanlarına, hayvanat bahçesinden buz pateni alanına, yüzme havuzundan amfi tiyatroya, çocuk parkından, kızıl kuyruklu şahin koruma alanına kadar her şey var.

Değeri 529 milyar dolar!

Peki New York belediyesinin hiç mi aklına gelmiyor bu parkın hiç olmazsa bir bölümünü yapılaştırmak? New York’ta konut ya da ofisler çok mu ucuz da gerek duyulmuyor buna? Elbette değil. Miller Samuel’den Jonathan Miller’in nymag.com için yaptığı çalışma gösteriyor ki, Central Park’ın değeri en az 528 milyar 783 milyon 552 bin dolar. Neredeyse 529 milyar dolar! Ancak bu rakam kadar çarpıcı bir çalışma daha var.

Electronic Journal Planning&Markets’in yine 2000’lerin başında yaptığı çalışma bize gösteriyor ki, her ne kadar şehrin özellikle 2010’ların başında para girişine ihtiyacı olsa da arazinin herhangi bir yerine yapılacak bir lüks yatırım bile New York’taki gayrimenkullerin değerini düşürür. New York’un metrekare fiyatlarını yükselten en temel şey, Central Park. Hayatlarını bir gökdelenin birkaç metrekarelik odasında bilgisayar başında geçiren, sosyal hayatlarını web üzerinden kurgulayan bir halk için ne kadar acayip veriler değil mi? Üstelik bu insanlar komşuluk, dostluk gibi kavramları sadece filmlerde izleyebiliyor. Kitaplara, filmlere konu olan bir yalnızlığı var New York halkının. Ama kent parkları var onların, üstelik şehrin bir ucunda değil göbeğinde. Onlar, gelişmiş bir ülkenin insanları.

 

 

Etiketler

Bir yanıt yazın