Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, 13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü dolayısıyla bir bildiri yayınladı.

Yayınlanan bildiride, kırsal ve doğal alanları tahrip etmeye yönelik projeler eleştirilirken, bu tür rantsal projelere karşı duruşta peyzaj mmiarlığı disiplininin geliştirilmesine vurgu yapılıyor. Yayınlanan bildiri şu şeklide:

Ülkemiz fiziki planlamalarında yer almak, toplum ve kamu yararına bilim ve teknik üretmek üzere mesleğimizin 40. ,meslek örgütlülüğümüzün 20.yılına girişimizin kutlulamalarını da içine alan bu gün 13 Mayıs 2013 “Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü” kutlamalarını kamuoyu ile paylaşmakta, mesleğimizin halkın ve toplumun yararına sunmak üzere görev aldığımız bilinci ile seslenmekteyiz.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası 10.Dönem Yönetim Kurulları olarak; 4 Şube ve 23 İl-İlçe Temsilciliğimiz ile birlikte, ülke genelinde Peyzaj Mimarlığı’nın doğal-kültürel ve tarihi miraslarımız ile birlikte nesiller boyu devamının sağlanmasındaki sorumluluklarımızı yerine getirmek üzere TMMOB çatısı altında kuruluşumuzun 20.yılına girerken, çevre sağlığı ve kamu yararı için çalışmalarımızı kararlı ve inançlı bir şekilde sürdürmeye devam etmekteyiz.

Tarihsel bir “DÖNÜŞÜM” süreci içinde bulunduğumuz bu dönemde, varlık değerlerimiz olan doğal –korunan alanlarımız ile birlikte kültür miraslarımız, insani, bilimsel ve mesleki tüm birikimler yok sayılarak; “3.Köprü”, “3. Havaalanı”, “Atatürk Orman Çiftliği”, “Su Havzaları”, “HES”, “Altın Madenleri”, ” Kıyı Yasası”, “2B”, “Kentsel Dönüşüm” gibi uygulamalarla; Cumhuriyet dönemi mirasımız, doğal, tarihî, kültürel değerlerimiz “ranta” feda edilmektedir.

Tarihsel kırılma dönemi olarak tariflediğimiz ve ülke coğrafyasının değişim ve dönüşümünün ağır politikalarının uygulanmaya başladığı bu süreçte mesleğimizin, kamusal alanların planlama ve tasarım süreçleri üzerinden bir kez daha önemini vurgulamak, Peyzaj Mimarlığı disiplini ilke ve esasları olmaksızın bu dönüşümün büyük tahribatlara neden olacağını kamu yönetimlerine bir kez daha bildirmek istiyoruz.

Kentlerimizin planlı ve sağlıklı gelişimi, Büyükşehir Yasası ile birlikte gelişen kırsal alanların kentleşme sürecine dahil edilmeye çalışılması, deprem risk yönetimi ve arazi kullanımı arasındaki ilişkinin yapılaşma ve ranta servis edilmesi, rezerv alanlar tanımındaki belirsizlikler ile Türkiye’nin yeryüzünün en köklü uygarlık birikimlerine sahip olmasına rağmen, kentleşme ve yapılaşma sürecinin bu niteliğine yakışmayan bir kimlik erozyonu içinde yaşanması ülkemizde, yerleşim ve gelişme alanlarındaki peyzaj mimarlığından yoksun biçimlenmeler ve kullanımların yarattığı mekânsal yozlaşmalar, toplumsal ve kültürel erozyonlar karşısında “kalıcı, sürdürülebilir, kimlikli ve çağdaş” bir çevrenin temel imar ve kentleşme hedefi olması yönünde peyzaj mimarları göreve hazırdır.

Bizler, ülkemizin de kendine özgü koşulları ile bir “Planlama – Kentleşme ve Yaşam Alanları Politikası”nın oluşturulması gerektiğini vurgulamakta ve mesleğimizin göz ardı edilmemesini önemsemekteyiz.

İşte tam da bu sebeple, 2013 yılı “Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü”nde “Gelenekten Geleceğe ” diyor ve meslektaşlarımızın, kalkınma politikalarını ülke ve halkı için geliştirmelerine fırsat tanınmasının altını bir kez daha çiziyoruz.

Meslek alanımızı doğrudan ilgilendiren Kanun Hükmünde Kararnameler ile başlatılan süreçde; başta Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Kıyı Kanunu, Mera Kanunu, Büyükşehir Belediye Kanunu olmak üzere doğal ve yapılı çevreye yönelik yasalarda yapılan ve yapılmaya çalışılan değişikliklerle, ülkemizdeki imar faaliyetleri ve yapı üretim sürecinin, kentlerimizin planlı ve sağlıklı gelişimi, kentsel yaşamın niteliğinin yükseltilmesi, tarihî ve doğal varlıklarımızın planlı gelişimi ve varlıklarının idamesine izin verilmelidir.

Peyzaj mimarlığı disiplini, yaşam alanlarımız olan kentlerimizi ve kırlarımızı biçimlendiren politikalarla iç içe ve aslında bu politikaların dinamik güçlerinin başında yer almaktadır. Önemli dinamik güçlerden biri olan Peyzaj Mimarlığı, planlama-politika stratejilerinin belirlenmesi ve uygulamaların denetiminde, bugün hak ettiği istihdamı alamamaktadır.

Hizmet alanları içerisinde, ülke mekansal planlama ölçeğinden başlayarak, kentsel dönüşüm ve kentsel tasarım ölçeklerine kadar sorumluluğu bulunan bir Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarında bulunan Peyzaj Mimarı sayısı yeterli olmamasına, kentlerin ve doğal alanların tarih ve kültür mirasları üzerinden ülke kalkınma politikalarının ekonomisi yapılmasına rağmen Peyzaj Mimarları’na ihtiyaç duyulmaması düşündürücüdür.

2013 yılı itibari ile 28 üniversitede eğitim veren Peyzaj Mimarlığı Bölümlerinde, 2012-2013 öğrenim yılında 1274 öğrenci kontenjanı açılmış ve alımlar gerçekleşmiştir. Her yıl aramıza 1000’e yakın Peyzaj Mimarı lisanslı genç peyzaj mimarı katılmakta fakat mesleğimiz, kamudaki kadro planlamalarında hizmet üretme şansı verilmeyen ender mesleklerden biri olarak yerini almaktadır.

Kentlerimiz rantlara göre şekillendirilmekte, plansızlık egemen kılınmaktadır. Çalışma yaşamı, peyzaj mimarlığı bilimlerinin uygulandığı, insanca barınma hakkının ve deprem gerçeğinin gerektirdiği, yapı denetimi, enerji, tarım, orman, su kaynakları ve kentlerin yönetimi gibi alanlarda, mesleğimiz ilke ve esasları doğrultusunda mesleki denetim ve bilimsel-teknik kriterler devre dışı bırakılmadan planlamaların yapılması, Peyzaj Mimarlığı disiplininin gerekleri olmaksızın planlama kriterleri oluşturulmaması için bugün bir kez daha “Kamuda İstihdam Şart” diyerek Peyzaj Mimarı istihdamının ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekliliğini kamuoyu önünde bir kez daha paylaşırız.

13 Mayıs 2013 Pazartesi günü, ülke genelinde kutlanacak olan Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü’nde, kamuda, özel alanda ve akademilerde çalışan meslektaşlarımız ile öğrencilerimizle birlikte bir kez daha “YAŞADIĞIMIZ HER YERDE BİZ VARIZ” diyerek ülke varlıklarına sahip çıkacağımızı deklere ediyoruz.

13 Mayıs ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜ KUTLU OLSUN

Etiketler

Bir yanıt yazın