Peter Zumthor’un Tasarladığı 11. Serpentine Galeri Pavyonu Temmuz’da Ziyarete Açılacak

Peter Zumthor'un tasarladığı Serpentine Galeri Pavyonu, Londra'nın gürültüsü ve kötü kokularını soyutlayarak ziyaretçilerini huzurlu bir bahçeye davet ediyor.

Hızla yapımı tamamlanan 11. Serpentine Pavyonu için ilk izlenim keskin bir ahşap kokusu oluyor. Siyah renkteki pavyonun kaplaması kontrplak olup, yapı tamamen ahşaptan üretilmiş.

1 Temmuz’da pavyonun açılmasıyla beraber, bu keskin ahşap kokusu şüphesiz ki yerini binanın karakteristiği olan iç bahçedeki çiçek kokularının esintisine bırakacak.

Şimdiye kadar gerçekleşen Serpentine Galeri Pavyonları tasarımları içerisinde ilk olarak bir bahçeyi kapsayan yapı, İsviçreli mimar Peter Zumthor tarafından tasarlandı. Fikir, Zumthor’un “hortus conclusus” yani bir mabed ve düşünce yeri olan kapalı bahçe konseptinden türemiş.

12m x 33m’lik bir alana sahip olan pavyonun yüksekliği ise 5,3m. Bahçeyi çevreleyen ve kapalı bir geçite benzeyen koridor, aynı zamanda iç ve dış duvarı birbirinden ayırıyor. Binanın yatayda ilerleyen bölümünde yer alan, kademeli olarak ilerleyen kapılar, siyahtan, renkli ve aydınlık bir iç mekana doğru giden bir kontrastı ziyaretçilerine deneyimletmeyi hedefliyor.

Zumthor, tasarımını: “Bina, iç bahçenin peyzaj ve ışığı için bir sahne, perde arkası görevi görüyor. Yapı, siyahlık ve gölgeden, binaya yeşil bir alan ile giriş yapan ziyaretçilere, bahçeye dönüşen, Londra’nın gürültüsü, trafiği ve kötü kokularından soyutlanan; dinlenmek, yürümek, çiçekleri izlemek için yapılmış yoğun ve hafızada kalıcı bir iç mekan deneyimi sunacak. Bu deneyim, yapının oluştuğu malzeme gibi anı ve zaman yüklü olacak” diye tanımlıyor.

Zumthor, 252 metrekareden oluşan peyzaj tasarımı için Hollandalı bahçe tasarımcısı Piet Oudolf ile beraber çalıştı. Yoğun bir şekilde yerleştirilecek 30 çeşit çalılık, çiçek ve bitkiden oluşacak peyzaj, bitkilerin doğal mimarisi ve mevsim değişimlerindeki evrimi vurgulama hedefi taşıyor.

Pavyon, Zumthor’un Birleşik Krallık’ta tamamlanan ilk yapısı olacak. Yine Birleşik Krallık’ta, Alain de Botton’ın “Living Architecture” girişimi doğrultusunda Devon’da yazlık konut olarak tasarlanan yapının ise gelecek sene sonunda bitmesi bekleniyor.

Proje mimarı Anna Page, Peter Zumthor’un ahşap seçiminin pavyonların geçiciliğini yansıtacak basit ve dürüst bir malzeme isteğinden kaynaklandığını belirtirken, mimarın, arazi ve ihtiyaç programına uygun, aynı zamanda şiirsel bir ifade sağlayan bir malzeme olan ahşabı seçtiğini ifade ediyor.

Sonuç, araziye kolayca uygulanabilen, yalın, prefabrike (2,4 x 1,2 m boyutlarında), çam ağacından oluşan bir ahşap taşıyıcı sistem üzerine, ladin ağacından yapılmış kontrplak kaplanmış bir yapı. Ana strüktür ve çerçeve üzerine prefabrike çatı makası ile oluşan konstrüksiyon, birbirlerine 600 mm’de sabitlenmişler. 18 mm kalınlığındaki kontrplak ise çerçeveye yerinde uygulanmış. Ahşap konstrüksiyon ise binanın çevresinde sürekli olan beton bir temele oturmakta.


Ahşap Strüktür


Sistem Kesiti

Zumthor pavyonda ahşap oturma birimlerin üzerinde konsol oluşturan bir çatı yaparak bahçeyi çevreleyen bir alan elde etmek istemiş.

Binanın çatısı, geometrisinden dolayı sağlam olmaması sebebiyle, mühendislere teknik sorunlar çıkarmış olmakla beraber, bu durumun çözümü için proje yöneticisi Ted Featonby ve müteahhit Stage One, ters T şeklinde, ana taşıyıcı ve zemin arasında bağlantı görevi gören, 600 mm x 600 mm boyutlarında bir ahşap levha yerleştirerek sorunu aşmışlar. Bu “Featonby levhası” binanın sağlam olmasını sağlarken aynı zamanda da oturma biriminin formunu ortaya çıkarmakta.

İçerideki ve dışarıdaki kavisli köşe efekti, dış kısımda yönlendirme, iç kısımda ise ahşap çıtalar yardımıyla sağlanmış.

Zumthor tasarımında sadece boya ile gerçekleşemeyecek bir derin siyahlık arzu etmiş. Proje mimarı Anna Page ise bu doğrultuda: “Peter derin ve gölgeli, boya ile oluşturulamayacak bir siyah istedi. Ayrıca insanların tekrar baktıklarında kendilerine tanıdık gelecek, anısı olabilecek bir bitiş düşündü.” ifadesini kullanıyor.

Doğru çözümü bulmak zaman alırken, derin siyah etkiyi yakalamak için öncelikle çatılarda kullanılan siyah keçe düşünülür, ancak yangına dayanımının düşük oluşu ve zeminde uygulanması dayanımı azaltacağından dolayı kullanımından vazgeçilir. Bir diğer alternatif ise, karbonlaştırılan ahşap ve siyah zımpara kullanımı olur, fakat Zumthor’un isteği doğrultusundaki siyahın yakalanamayacağı sebebiyle bu uygulamadan da vazgeçilir.

Nihayetinde, siyah Idenden (nem geçişini engelleme amaçlı tesisat kaplaması) üzerine keten çuval bezi, oturma birimleri dışında tüm yapı üzerine uygulanır. Öncelikle ahşap üzerine siyah Idenden, üzerine çuval bezi, binanın tabanından, çatı ve konsol kısımları da dahil olmak üzere istenilen siyah etki yakalanıncaya kadar ardarda Idenden ile boyanarak uygulanır.


Siyah Idenden, üzerine çuval bezi uygulaması derin siyah etkisi sağlıyor.

Pavyonun siyahlığına zıt olarak oturma birimlerinin rengi Prusya mavisi olarak seçilmiş olup, birimlerin üst bölümü köşeleri kavisli biten yekpare 400 mm x 60 mm boyutlarında çam ağacından parçalarla oluşturulacak.

Dışarıdan görünmeyecek mekanik sabitleyiciler kullanılacak ve ahşap 100 mm öne doğru çıkacak. Ayrıca, parlak bir Prusya mavisi elde etmek için, İsviçre çamı üzerindeki etkisinden dolayı iki farklı boya kullanılacak.

Etiketler

Bir yanıt yazın