Corbusier 80 Yıl Sonra Tekrar Moskova’da

Nihat Yıldız'ın, Arkitera için yazdığı "Le Corbusier: Resimden Mimariye Yaratıcılığın Sırları" Sergisi izlenimleri...

Moskova her yıl dünyanın pek çok ülkesinden sayısız turisti ağirlayan ve konuklarında unutulmaz izlenimler bırakan bir dünya başkenti.

Gerçi Türkiye’den gelenlerin pek coğu önce Kremlin’i, sonra da Nazım Hikmet’in mezarının da bulunduğu Novadeviche Manastırı’nı gezer, arkasından Moskova Nehri’nde bir tekne gezintisi yapıp dönerler memlekete. Ama, Moskova’nın görülüp, gezilmesi gereken yerleri öyle birkaç güne sığacak gibi değildir.

Puşkin Müzesi de bunlardan biri. Adını Rus Edebiyatı’nın dünyaca ünlü şair ve yazarından alan müze, aralarında ülkemizden kaçırılan Truva hazinesinin de bulunduğu birbirinden ilginç koleksiyonlarının yanı sıra, her yıl ev sahipliği yaptığı kapsamlı sergileriyle de ünlüdür. Öyle ki sergi zamanlarında bilet alıp içeri girebilmek için müze önündeki büyük caddede bekleyen insanların oluşturduğu uzun kuyruklar kentin en bilinen manzaralarındandır. Bu durumu görünce kimse yadırgamaz. Puşkin Müzesi bu aralar yine önemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. “Le Corbusier: Resimden Mimariye Yaratıcılığın Sırları” adını taşıyan sergi 18 Kasım’a kadar açık kalacak. Arkitera müdavimlerine Le Corbusier’yi anlatmaya gerek yok elbette. Ama, Corbusier’nin Sovyetler Birliği ve Moskova macerası bilmeyenler için ilginç olabilir.

Corbusier’nin Moskova Macerası

Corbusier’nin 1928 yılında Moskova’ya gelişi kentte büyük bir heyecanla karşılanır. Ünlü mimarın gelişi devletin resmi yayın organı niteliğindeki Pravda’nın baş sayfasından müjdelenir. Corbusier, aralarında ünlü film yönetmeni Sergei Eisenstein’in da bulunduğu Sovyet kültür dünyasının önde gelen pek çok ismiyle bir araya gelir. Arkasından Politeknik Muzesi’nde “Packed-to-the-rafters” konulu bir konferans verir.


Le Corbusier, Sergei Eisenstein ve Andrei Burov

1932’ye gelindiğinde ise aynı Pravda, mimarın “Palace of Soviets” binası icin Stalin’in isteğiyle açılan mimari yarışmaya gönderdiği tasarımı “kongre hangarı” şeklinde niteleyerek alaya alır.

Le Corbusier, Rusya’da gözden düşmesinden 80 yıl sonra adına açılan büyük bir sergiyle bugunlerde Moskova’ya dönüş yapıyor. Sergi, Corbusier’ye Rusya’daki itibarının iadesi anlamını da taşıyan ilk büyük etkinlik.

“Le Corbusier: Resimden Mimariye Yaratıcılığın Sırları”

Puşkin Müzesi icin özel olarak hazırlanan sergi, mimarın elinden çıkan 400’den fazla plan, model, resim, mobilya tasarımı, heykel ve fotoğrafı ziyaretçilerinin izlenimlerine sunuyor. Serginin kuratörlügünü New York ve Sorbon üniversitelerinde mimarlık tarihi dersleri veren Jean-Louis Cohen yapıyor. “Bu sergide Corbusier’nin ressamlık yönünü gizli bir laboratuvar olarak kullanıyoruz. Resim yalnızca bir hobi değil onun için, aynı zamanda mimari yenilikçiliğinin de yapısal bir unsuru” diyor Cohen.

Le Corbusier ya da gerçek adıyla Charles-Edouard Jeanneret-Gris 1887 yılında İsviçre’de dünyaya gelir. Paris’e yerleştikten sonra, 1920 yılında bugün herkesin bildiği takma adı Le Corbusier’yi L’Espirit Nouveau dergisinde kullanmaya baslar. Kubizm akımına yönelip, bu alanda edindiği kimi deneyimlerden sonra özel müşterileri icin tasarladığı villalar ile mimarlık dünyasındaki yolculuğuna başlar. Jean-Louis Cohen, “Corbusier’nin 1920’lerde tasarladığı villalarda resim anlayışındaki saydamlık ve örtüşen hacimlerin (overlaping volumes) doğrudan etkisi görülebilir” diyor.

Le Corbusier’nin mimaride çığır açan ünlü tasarımı Villa Savoye’un eskiz, model ve fotoğrafları da sergide görülebilecek objeler arasında yer alıyor. Ayrıca, yine mimarın kendisi tarafından çekilen Villa Savoye hakkındaki kısa film de sergide gösterime sunuluyor. Film, gökyüzünde süzülen bir uçağın görüntüleri eşliğinde “uçak, uçmak icin yapılmış bir makinedir” sözüyle başlıyor. Arkasından bir otomobilin önünde duran bir adamın ağzındaki sigaradan bir nefes çekip dumanını ön kapıya doğru üflemesiyle “ev, içinde yaşanılmak icin yapılmış bir makinedir” sözü beliriyor.

Villa Savoye, aynı zamanda malum Le Corbusier’nin mimarlık kariyerinin devamında temel teşkil eden “Beş Madde”nin ifadesini bulduğu ilk tasarımı.

Puşkin Müzesi’ndeki sergide, Fransa’daki Notre Dame du Haut Şapeli’nden Hindistan’daki Chandigarh kentindeki yapılara kadar Le Corbusier’nin uluslararası üne sahip pek çok tasarımı taslak aşamalarını yansıtan eskiz ve modellerin yanısıra İsviçreli fotoğrafçı Rene Burri’nin tarihi fotoğrafları ve İngiliz fotoğrafçı Richard Pare’in dönemimize ait fotoğraflarıyla sunuluyor. Ziyaretçiler sergide ayrıca Corbusier tarafından tasarlanan mobilya örneklerini de görebiliyorlar.

Le Corbusier’nin Sovyetler Birliği deneyimine sergide özel bir bölümle yer verilmiş. Corbusier Rus avantgarde akımı için tam anlamıyla bir kült figür olmuş ve etkisi Moiz Gingsburg’un 1928 tarihli Narkomfin binası gibi kimi projelerde açıkça ortaya çıkmıştır. Mimar, 1928 – 1932 yılları arasında Rusya’da hayata geçirilmiş tek tasarımı olan Soyuz Center projesi için üç kez Rusya’ya gelir.


Soyuz Center (Tsentrosoyuz)


Soyuz Center’ın yapımı sırasında (1931)

Ne var ki Le Corbusier’nin Sovyetler Birliği ile flörtü hayal kırıklığı ile sona erer. Corbusier’nin 1931 yılında “Palace of Soviets” için açılan yarışmaya katıldığı modernist tasarımı, Stalin’in yarışma tamamlandıktan hemen sonra fikrini değiştirip, sosyalist gerçekçiliği yansıtan bir tasarım istemesi nedeniyle rağbet görmez. (Mimarın bu eseri, bugün hala kimi mimarlık çevrelerinde hayata geçirilememiş bir başyapıt olarak görülür. Sergide bu tasarımı da özgün model ve eskizleriyle görmek mümkün.)


Le Corbusier’in “Palace of Soviets” yarışması için tasarladığı proje.

Ancak, Corbusier’nin Rus mimarisi üzerindeki etkisi uzun dönemde devam eder. Stalin’in ölümünden sonra Corbusier’nin biçim ve kent planlamasına dair fikirleri dönemin pek çok projesinde tekrar hayat bulur. Cohen, “Corbusier’nin biçim anlayışı özellikle 60’lı ve 70’lı yılların Rus mimarisinde son derece açık bir şekilde görülür” diyerek bu duruma işaret etmekte.

Puşkin Müzesi’nin internet sitesine bir göz atarak sergi hakkında geniş bilgi edinmeniz mümkün. (Sitenin İngilizce yayını da mevcut) Ya da hazır vizeler de kalkmışken sonbaharın en güzel renklerine bürünmüş olan Moskova’ya bir hafta sonu kaçamağı yapıp, hem Corbusier sergisini görün, hem de Moskova’nın tadını çıkartın. THY’nin Moskova’ya her gün karşılıklı 3 seferi var, uçuş 2,5 saat sürüyor. Ortalık gergin malum, bakarsınız vize istemeye başlarlar tekrar yakında.

Etiketler

Bir yanıt yazın