Markalaşan Balıkesir’in Yeni Kent İkonu Adayı: Çamlık Tepesi Rekreasyon Projesi

TR22 Güney Marmara Bölgesi 2014-2023 Bölge Planı, İzmir ve Bursa gibi büyük çekim merkezleri arasında sıkışıp kalmış ve bu nedenle de sosyo-ekonomik açıdan uzun yıllardır ataletini koruyan Balıkesir’in kentsel gelişmesi için önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi kentlerdeki doygunluğun, Balıkesir gibi uygun bakir bir alana kısmen desantralizasyonu olarak yorumlanabilecek olan plan, kentte gelişme yönünde bir beklentinin oluşmasına neden olmuştur. Beklentilere paralel olarak markalaşma tartışmaları da kentin gündemine yerleşmiştir (Şekil 1). Bu amaçla Bandırma Organize Sanayi Bölgesi, Ayvalık Kruvaziyer Limanı, Sarmısaklı Kıyı Plajı Düzenlemesi, Port Gömeç, Tuzla Önü Projesi ve Ayvalık Köprüsü vb. gibi ilçeleri kapsayan büyük çaplı projeler hazırlanmış ve bu projeler 2015-2017 yılları arasında Fransa’nın Cannes kentindeki MIPIM emlak fuarında, küresel pazara tanıtılmıştır (Şekil 2). Kent merkezine yeni bir marka imajı sağlamak, bu yolla ekonomik büyümeyi arttırmak ve bölge planında öngörülen gelişim ağına kent merkezini de katabilmek amacıyla çeşitli projeler hazırlanmış, bunlar arasından Çamlık ve Avlu Balıkesir projeleri uygulamaya konulmuştur. Bu yazıda, Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi markalaşma söylemi ve bu söylem bağlamında verilen tasarım kararlarının tutarlılık ve çelişkileri açısından ele alınarak incelenmiştir.

Şekil 1. Balıkesir gündeminde kentsel markalaşma söylemi.

Şekil 2. Basında, Balıkesir’de yapılması planlanan büyük çaplı projeler.

Balıkesir’e Özgü Bir Kentsel Değer: Çamlık Tepesi

Çamlık Tepesi Rekreasyon Projesi’nin uygulandığı Çamlık, Balıkesir kent merkezinde kuzeyi, doğusu ve güneyi konut bölgeleri ile çevrilmiş, deniz seviyesinden 181-275 metre yükseklikte bir tepedir. Konumu ve yüksekliği nedeniyle Balıkesir’in pek çok yerinden algılanan doğal simgesel bir kentsel değer, önemli bir referans noktasıdır. Kişi başına düşen yeşil alan miktarı 2 m²’den az olan kentin en önemli yapılaşmamış, yeşil lekesidir. Kentin coğrafi simgesi olan tepe, ulaşım sorunu nedeniyle kentle sadece görsel olarak bütünleşebilmekte, kent yaşamına fiziksel ve mekansal katkıda bulunamamaktadır.

Tepenin panoramik potansiyeli, 1980’li yıllardan beri birkaç kez ele alınmış ve değerlendirilmeye çalışılmıştır. 1981 yılında yapılan Atatürk anıtı ve bayrak, 2006 yılında düzenlenen Balıkesir Çamlık Kentsel ve Mimari Tasarım Ulusal Proje Yarışması bu girişimler arasındadır. Çamlık’taki Atatürk Anıtı, 1981 yılında, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı nedeni ile yapılmıştır. Bu anıta ulaşan merdivenler ve yanındaki bayrak, kentin birçok noktasından algılanmaktadır. Özellikle anıtın merdivenleri, kentin en yoğun ticari aksı olan Milli Kuvvetler Caddesinin doğrultusunda uzanmakta (Şekil 3), böylece Balıkesir Tren İstasyonu ile bu öğeler arasında doğrusal bir görsel ilişki kurulmaktadır(Şekil 4). Bu kompleks, hemen her Balıkesirlinin belleğinde yer alan Balıkesir’in önemli görsel değerlerinden biridir (Şekil 5).

Şekil 3. Çamlık Tepesi’nin Milli Kuvvetler Caddesi’nden gece görünümü (bkz).

Şekil 4. Çamlık Tepesi, Milli Kuvvetler Caddesi ve Balıkesir Tren İstasyonu arasındaki görsel bağlantı.

Şekil 5. Çamlık Tepesi’ndeki Atatürk Anıtı (bkz).

Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi

Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi 2015 yılından beri kentin gündemindedir. GYODER ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile 6-7 Mayıs 2015 tarihlerinde Balıkesir’de düzenlenen 7. Gelişen Kentler Zirvesi’nde tanıtılan proje, 730.000 m²’lik bir alanı kapsamaktadır. Projenin programı; 15 Temmuz Şehitler Camii ve Hilal Minare, Balıkesir Türk Tarihi Sokağı, Bilim Merkezi, Kent Kütüphanesi, Alışveriş sokakları, İtfaiye Binası, 4 adet Spor Sahası ve Çocuk Oyun Alanları, Heliport, Yürüyüş Parkurları, Mesire Alanları, Paintball Sahası, Otoparklar ile Teleferik İstasyonu’ndan oluşmaktadır (Şekil 6). Projenin uygulanabilmesi için Kasım 2015’te Karesi İlçesi Çamlık Mevkii 1/5.000 Ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı hazırlanmış, avan projesi, İdealist Şehir Planlama Mimarlık ve Mühendislik’e, uygulama projesi ise Ensar İnşaat Mimarlık Planlama Gayrimenkul Danışmanlık tarafından TEB Mimarlık’a yaptırılmıştır. 135 milyon liraya mal olması düşünülen projenin peyzaj projesi Artıexi Peyzaj Mimarlık İnş. San. Ltd. Şirketine yaptırılmış, kontrollüğünü ise Özgün Yapı Tic. A.Ş. yüklenmiştir. Projede yer alan birimlerden Bilim Merkezi’nin hafriyatı yapılmış, Hilal Minare ve 15 Temmuz Şehitler Camiinin ise yapımı devam etmektedir.

Şekil 6. Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Avan Projesi (bkz).

Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi ile Balıkesir’in kentsel kimliği hem kendi mevcut kimliğinden hem de diğer kentlerden farklı kılınarak, kente yeni bir imaj ve marka değeri kazandırılması amaçlanmaktadır. Balıkesir kent merkezi için yapılması planlanan her türlü müdahalenin kente marka yeni bir imaj kazandırmak amacıyla yapıldığı başta Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından yayınlanan proje tanıtım videosu olmak üzere pek çok toplantı ve demeçte (http://www.balikesir.bel.tr/haberler/buyuksehir-belediye-baskani-ahmet-edip-ugur-balikesir-i-her-seyiyle-bir-marka-kent-yapacagiz) sıklıkla vurgulanmış, yerel basında da geniş bir yankı bulmuştur (Şekil 7). Proje, markalaşma söylemi ile birlikte anılmış ve dönemin yerel yönetiminin vizyon projesi olduğu belirtilmiştir.

Şekil 7. Basında Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi (bkz).

Milliyet Görsel (bkz).

Balıkesir’in Kendine Özgü Değerleri Pazarlanıyor: Miniabalıkesir

Bugün kent markalaşması, kentlerin sosyo-ekonomik gelişimi için olumlu bir araç olarak değerlendirilmekte, dünya çapında pek çok kentte tartışılmakta ve uygulanmaktadır. Küresel sermayenin mekânsal farklılığa artan duyarlılığı, ekonomik sosyal, kültürel ve fiziksel olarak özgün bir kimliğe sahip kentleri, markalaşma yarışında avantajlı hale getirmektedir. Bu kentler sahip oldukları özgün değerleri, küresel ölçekte pazarlanabilirlik bağlamında yeniden keşfederek marka değerine dönüştürmektedirler. Mevcut değerlerin marka imajına dönüştürülmesi yoluyla markalaşma, Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi’nde kısmen kullanılmış olan bir yöntemdir. Proje programında yer alan, ancak hangi tasarım diline sahip oldukları mevcut projeden okunamayan Balıkesir Türk Tarihi Sokağı ve MiniaBalıkesir’in ilin tarihi ve kültürel kimliğini sergilemesi planlanmaktadır. Özellikle MiniaBalıkesir’in ilin markalaşma potansiyeline sahip kendine özgü kültürel değerlerini barındıracağı şu şekilde ifade edilmiştir: “Bir ziyaretçi Minia Balıkesir’i dolaştığında, dışarıdan gelen veya Balıkesirli bir hemşerimiz Balıkesir’in 20 ilçesini gezmiş olacak. Cunda Köprüsü’nü de orada görecek. Sındırgı’nın halısını da, Gönen’in kaplıcasını da, zeytini de, zeytinyağını da, tarımını da hayvancılığını da görmüş ve dolaşmış olacak.”

Kent markalaşmasında, toplumsal ürününün bir turizm nesnesi olarak değer kazanmasını eleştiren literatür bir tarafa, kentsel kimliği oluşturan “gizli kodların mevcut piyasa koşullarıyla bile rekabet edebilecek bir doğruluğa ve gerçeğe dönüşme potansiyeline sahip olmadığını” belirten yaklaşımlar da vardır. Balıkesir’in yerel kimliğini oluşturan bu gizli kodlar, bir marka kent oluşturacak biçimde küresel tüketimin diline tercüme edilebilir mi? Bu kırılgan kodların yeniden okunurken, uygulanırken değerlerinin unutulabileceği, gerçek gerekçelerine saygı gösterilemeyebileceği ve en önemlisi varlıklarının kümülatif etkisinin göz önünde bulundurulamayabileceği olasılık dahilindedir. Bu durumda, ilimizde yüzyıllar boyunca oluşan sosyal, kültürel ve fiziksel birikim gerçek anlamını yitirmeden, Çamlık’ta, bu program öğeleri ile nasıl ikame edilecektir? sorusu yanıtsız kalmaktadır.

Balıkesir’in Yeni Kent İkonu: Hilal Minare ve 15 Temmuz Şehitler Camii

Kent markalaşmasında kullanılan yöntemlerden biri de, kente ikonik bir yapı ya da gösterişli bir tasarım eklemek ve “Bilbao etkisi” yaratmasını beklemektir. Mimarlığı araçsallaştıran bu ve benzeri girişimlerin temelini oluşturan Neo-liberal politikaların, hem kentlere yeni bir imaj sağlayan hem de kentsel yaşam kalitesini arttıran ikonik yapı ve tasarımları ortaya çıkardığı çok sayıda örnek bulunmaktadır. Star mimarların monogram haline gelen yapılarının herhangi bir kenti değer katılmış bir ürüne dönüştürdüğü bu süreç, kentin yeni imajının küresel ölçekte pazarlanabilirliğini arttırmaktadır. Bu, Foucault’nun terminolojisindeki bilgi/iktidar rejimi bağlamını aşan, tüketim kültürünün belirleyici olduğu, imzanın temsil ettiği değerleri satın almaya yönelik arzunun eşlik ettiği daha yeni bir sistemdir. Çamlık projesinin tasarımcıları da nitelikli projeleri ile tanınmaları ve Balıkesir Avlu Alışveriş ve Yaşam Merkezi projeleri ile Sign of the City Awards – En İyi Bölgesel Merkezli AVM ödülünü kazanmış olmalarına rağmen; imza etkilerinin, küresel star sistemindeki mimarlar kadar çarpıcı olması beklenemez.

Diğer taraftan “Bilbao etkisi”ni hedefleyen ikonik yapılar, kentlerde turizme endeksli bir imaj yarattıkları gerekçesiyle eleştirilmektedir. Çünkü o kentlerin imajı sadece bu yapılar üzerinden kurulmakta, kentlerin kendine özgü diğer değerleri örneğin fiziksel ve mekansal kimliği önemini yitirmektedir. Bu tartışmalar bir yana, Balıkesir Çamlık Tepesi Rekreasyon Projesi Balıkesir’de “Bilbao etkisi” oluşturabilecek midir? Projenin kente kazandıracağı imaj, kenti değer katılmış bir ürüne dönüştürebilecek midir? Proje bu açıdan incelendiğinde, ihtiyaç programında yer alan Hilal Minare, Şehitler Camii, Bilim Müzesi, Macera Adası gibi öğelerin bu amaca yönelik belirli bir potansiyele sahip olduğu söylenebilir. “Yenilenebilir enerji teması” ve “sürdürülebilirlik ilkeleri” ile ele alındığı belirtilen Bilim Merkezi avan projede bulunmakla birlikte, uygulama projesine ulaşılamamıştır. 33 metre yüksekliğe ulaşacak Hilal Minare ve 15 Temmuz Şehitler Camii, (-tasarımın ele alınışı, bu pakette caminin minarenin bir parçası olduğunu düşündürmektedir) Çamlık projesinin en iddialı bölümüdür (Şekil 8). Tepenin görünümünün şimdiden değişmesine neden olmuş olan bu yapılara, kente kazandırmaları umulan yeni imaj açısından odaklanmak gerekmektedir.

Şekil 8. Hilal Minare ve Şehitler Camii (bkz).

15 Temmuz Şehitler Camii ve Hilal Minarenin tasarımında İslami/muhafazakar referansları yoğun (İslami ya da muhafazakar beğeninin mutlaka bu tip göndermeler taşıması gerekmemesine rağmen) tarihselci/tarihsici bir işaret dili tercih edilmiştir. Tarihsel açıdan tutarlı ve bütüncül olmayan göndermeleri dolayısıyla mimarlık literatürümüzde üzerine çok şey yazılıp çizilen bu dilin ideolojik bir seçim olduğunun ayrıca belirtilmesine gerek yoktur. Hatta kentte oluşturulması umulan marka imajının yeni ikonu olarak bir cami ve minare seçilmesi de şaşırtıcı değildir. Seçilen ikonun fonksiyonu, marka imajının hedef kitlesini (küreselleşen dünyanın sadece Müslüman olan kesimleri arasında markalaşmak isteniyor olabilir) belirlemekle birlikte, bu dili kullanmadan ikonlaşan cami tasarımlarına da yabancı değiliz. Bununla birlikte, Çamlık Tepesi Rekreasyon Projesi’nde kullanılan İslami referansların rafineleşmemiş bir eklektisizm örneği olduğu ya da projenin tasarım açısından niteliksiz olduğu da kolaylıkla söylenemez.

Projenin tanıtım videosunda “Balıkesir’in birçok yerinden gözlemlenen doğal bir imge” olacağı ve “Balıkesir’in afakında hoş bir iz bırakmak” için tepeye yerleştirildiği belirtilen Hilal Minare konumu, boyutu ve çağrışımları nedeniyle Balıkesir’in yeni kent imajının nesnesi olarak ele alınmalıdır (Şekil 9). Hilal’in İslami düşüncenin Çamlık tepesine dikilen bayrağı olduğu, yine aynı videoda “değerlerimizin mesajı olacaktır” biçiminde ifade edilmiştir. Hilal biçimli bir minarenin bilinçli ideolojik bir tercih olduğu saptaması, en azından Balıkesir için yeni değildir. Çamlık zaten Atatürk Anıtı ve kentin her yanından algılanan bayrak ve gönderi tarafından ideolojik olarak fethedilmiştir. Farklı kesimler tarafından önemli ve değerli bulunmakla birlikte Çamlık tepesini fethedilecek bir arzu nesnesine indirgeyen Balıkesir’in eski simgesi ve yeni ikonunun, işaret olarak dolaysızlığına özellikle dikkat çekmek isterim. Projede Atatürk anıtı, bayrak ve merdivenler korunduğu gibi, otoparklar ile onların oluşturduğu kompleks arasında güçlü bir yaya arteri oluşturulmuştur. Minare ve cami bu aksın hemen yanında konumlandıkları için kentten algılanan biçimiyle tepedeki bayrak ve gönderle yarışmaktadır. Tepede eski ve yeninin uyumsuz biraradalığının oluşturduğu bu yeni kompleksi, Atatürk Anıtı ve bayrağın oluşturduğu kentsel değeri zenginleştirmek olarak nitelemek mümkün değildir. Diğer taraftan, Hilal Minare ve cami ile Atatürk Anıtı’nın Balıkesir için taşıdığı değerin simgesel yer değiştirmesi ve bir çeşit rövanşizm olarak değerlendirmek de hatalıdır. Çünkü süreç, başta da belirtildiği gibi, eski ya da yeni ayırdetmeden herşeyi değer katılmış bir ürüne dönüştüren, pazarlanabilir hale getiren markalaşma söylemi ile ilişkilidir.

Şekil 9. Hilal Minare ve Atatürk Anıtı ile Bayrağın oluşturduğu yeni kent ikonu (bkz).

Sadece kendisine benzeyen, bağlamsız, iddialı, gösterişli bir imaj sunmaları kentlerin yeni ikonlarının ortak özellikleri arasındadır. Sıradışı görsel kodlar ve formlarda olan örneklerin yanında ikonografik olmaktan kaçınan, soyut ve bu nedenle de yoruma açık olan örnekler de mevcuttur. Diğer kent ikonlarında da olduğu gibi Çamlık tepesinde, heykelsi, seyirlik bir nesne olarak yükselen hilal, yalın halinde farklı yorumlara açılabilen (küresel anlamda olmasa da, en azından Müslüman ülkelerde) kavramsal bir işaret olarak ikon olma adayıdır. Ancak, üzerine “Selçuklu motiflerinin işlenmesi” yoluyla ikonografikleştirilmesi ve tarihsel bağlama oturtulması sonucunda kavramsal derinliği kaybolmuştur. 1296 yılında kurulan Karesi Beyliği’nden günümüze Selçuklu ile birlikte anılmayan Balıkesir’e bu bağlamın taşınması nedeniyle minarenin gerçekte yer ile bağlamının olmadığını belirtmek gerekmektedir. Sonuç olarak, konumu, boyutları ve bezemesiyle birlikte değerlendirildiğinde Hilal Minare, tekrarlanamaz bir ikonik imaj nesnesi gibi görünmemektedir.

15 Temmuz Şehitler Camii, bu ikonik sisteme oradaki mevcudiyeti ile katılmak üzere konumlandırılmıştır. Camiin konumunun özenle seçildiği basına dağıtılan proje raporundaki “ufuk çizgisinde önemli bir siluet oluşturacak camii kütlesinin, yeşil kimliği ile bilinen Çamlık Tepesi’nin doğal formunu bozmadan, Selçuklu motiflerinin işlendiği hilal minare ile doğal bir siluet oluşturması hedeflenmiştir” ifadesinden anlaşılmaktadır. Fonksiyonu, yani bir rekreasyon alanındaki varlığı ve büyüklüğü, üslubu ayrı tartışmaların konusu olmakla birlikte yapının tepeye yerleşme biçimi yeni kent imajını zedeleyecek gibi görünmektedir. Yapı, hem anıt ve bayrak kompleksinin hem de onları aşan bir simge olmak üzere tepeye yerleştirilen Hilal minarenin yanında konumlandırılmıştır. “Rabb’in yarattığı doğayla mücadele etmeksizin, Çamlık Tepesi’nin doğal formuyla uyumlu bir camii kütlesi” olduğu iddia edilen yapı, kapladığı alan ve oluşturduğu monolit duvar etkisi nedeniyle kentten bakıldığında birbiri ile yarışan eski simge ve ikonik imaj nesnesini geride bırakarak, onların etkilerini azaltmaktadır. Özetle, Şehitler Camii, konumu ve ölçeği yüzünden tepenin görüntüsüne hâkim hale geldiği için kente yeni bir ikonik tasarım kazandırma projesini tutarsızlaştırmaktadır.

Şehitler Camii aynı zamanda proje raporunda belirtildiği gibi “ilginç sembolik anlatımlar” ve referanslar yüklenmiştir. Simgesel sistemi pekiştirmek amacıyla plan şema “vav harfi”ne dönüştürülmüştür (Şekil 4 ve Şekil 6). Sadece vaziyet planlarında veya zemin düzleminde kalan biçimlerin, sembollerin, işaretlerin yapıların kullanıcıları tarafından algılanma veya okunma biçimlerinin tasarımcılarının beklentilerini karşılayamayacağı açıktır. Diğer taraftan yapı, İslam tarihi boyunca oluşmuş yapay cami tipolojisinin kültürel simgelerinden kubbeyi kullanmakta, bu yüzden de ikonikliğin sadece kendine referans verme iddiasından vazgeçmektedir. “Hz. Muhammed (s.a.v)’in risalet yaşını ve 40 rekat namazı temsil” eden 40 metre çapındaki kubbe, yapının iri kütlesine uyum sağlayamayan, ölçeksiz bir elemandır (Şekil 10). Kubbe, taşıdığı anlam ve görünümü arasındaki tutarsızlık nedeniyle, simgesel değerini ancak rehber eşliğinde yapılacak bir gezide, anlamsal yükünün sözel olarak ifade edilmesi suretiyle bulabilecektir.

Şekil 10. 15 Temmuz Şehitler Camii (bkz).

Tüm bunların yanısıra, Çamlık tepesine yapılan/yapılacak her türlü müdahalenin yüzleşmek zorunda olduğu sorun, ulaşımdır. Doğusunda yer alan kent merkezinden, kuzeyinden ve güneyindeki konut bölgelerinden doğrudan araç bağlantısı bulunmayan tepeye, Adnan Menderes, Dumlupınar veya Dinkçiler mahallelerinin dar ve dolambaçlı caddelerinden araçla ulaşılabilmektedir. Tepeye dik konumlanan tarihi Aygören Mahallesi’ndeki dar yokuşların eğimi ve tepeye ulaşmak için katedilen yürüyüş mesafesi bezdiricidir. Bu problemin çözülmesi amacıyla, Avlu Balıkesir’den başlayıp, kenti on kadar ara durak ve taşıyıcı ayak ile katederek, Çamlık’taki Atatürk Anıtının merdivenlerinde son bulan iki bin dört yüz metrelik bir teleferik hattı kurulması önerilmiştir. Çamlık’ta konumlandırılan ve Atatürk Anıtının neredeyse ayaklarının dibinde biten ilk/son durağın, tepede mevcut olan ve tasarlanan her türlü simge-ikon vs. ile ilişkisindeki mahzurlar, hem mevcut değerlerin yok olmasına hem de projenin ölü doğmasına neden olacak gibi görünmektedir. Özellikle kentte nereye isabet edecekleri mevcut projeden okunamayan teleferik hattının taşıyıcı ayakları ve duraklara ait düşey sirkülasyon elemanlarının, kentlinin gündelik hayatını olumlu etkilemesi söz konusu bile olamaz. Teleferik hattı, Balıkesir kent merkezi için bugüne kadar verilmiş kararlar içerisinde en sakıncalısıdır. Avlu Balıkesir ve Çamlık gibi Balıkesir’e değer katması umulan iki yeni rekreasyon alanının birbirine bağlanması amacıyla kentin hiçe sayılması ve kentsel dokunun bu denli tahrip edilmesi kabul edilemez. Çamlık, hem kentli hem de turistler için erişilmeye değer bir fonksiyonla donatıldığı durumda, ulaşım problemi aşılabilecek bir mesafededir.

Sonuç Yerine

Yerel yönetimlerde yaşanan değişikliklere rağmen, böylesi büyük ve iddialı projelerin kişilere maledilmekten çok ekiplerin ürünü olarak görülmelidir. Kaldı ki, son on-on beş yıldır dünya çapında büyük-küçük pek çok kentte tartışılan kentsel markalaşma söylemini dar bir coğrafya ve ekibe indirgemek de “söylem” kavramının yeterince anlaşılamadığını gösterir. Bu durumda beklentiler, projenin en azından inşaatına başlanmış olan bölümünün bitirilmesi yönündedir. Kente ikonik bir imaj katma, kentin marka değerini yükseltme potansiyelinin sınırlılığına rağmen, Çamlık Tepesi Rekreasyon Alanı Projesi tamamlanması durumunda kentin önemli bir rekreasyon eksikliğini giderecektir. Kentlilerin mimarlık kültürü ile mesleki profesyonellerin beğenileri arasındaki boşluk bir yana, yaşadığımız çağ, mimari ürünün de küresel tüketim kültürünün yeni olana gösterilen ilgi çerçevesinde değerlendirildiği bir dönemdir. Bu nedenle, neyin pazarlandığına değil, nasıl pazarlandığına bakmak gerektiğini ve tüketim kültüründe tasarımı popülerleştirenin kendi iç dinamikleri olmadığını hatırlamak için Ali Artun’un E-Skop Dergisi’nde yayınlanan “Kitsch’in Sanatı Zehirlemesi: Jeff Koons Vakası” adlı yazısı ilham verici olabilir. (Şekil 11). (http://www.aliartun.com/yazilar/kitschin-sanati-zehirlemesi-jeff-koons-vakasi/)

Şekil 11. Frank Gehry tarafından tasarlanan Bilbao Guggenheim Müzesi ve önündeki Jeff Koons’un tasarımı Puppy Heykeli (bkz).

[1] Bu amaçla başlatılan kampanya, 1980 darbesine kadar belediye başkanı Kaya Avni Sağlıkçı, sonrasında ise dönemin yönetimince desteklenmiş, anıtın yapım giderleri Balıkesir’li işadamı Ali Şayakçı tarafından üstlenilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. …. ,1997. Balıkesir Bir Kentin Kimliği, Balıkesir Rotary Klübü Yayınları, Ankara.

[2] Balıkesir Belediyesi tarafından, 2006 yılında açılan Balıkesir Çamlık Kentsel ve Mimari Tasarım Ulusal Proje Yarışması’nda alanın rekreasyon alanı olarak kentlinin kullanımına açılması ve kentsel değerlere bu yolla katkı sağlaması hedeflenmiştir. Yarışmaya 38 ekip katılmış, Elif Çelik, Ceren Hancıoğlu, Ceyda Özbilen, İlker Aksoy, Esra Doğan, İpek Yürekli, Deniz Aslan, Arda İnceoğlu’nun ekibi birincilik ödülü almıştır. Yerel yönetim tarafından önce elde edilen projeler arasından uygulama projesi belirlenmeye çalışılmış, ardından yarışma ile elde edilen projelerin uygulanması süreçlerindeki prosedürler nedeniyle projeye ayrılan bütçenin aşılacağı düşünülmeye başlanmıştır. Bir süre sonra dönemin yerel yönetiminin öncelikleri arasından çıkan proje, 2009 yılı seçimlerinde kentte yerel yönetimin partiler arasında el değiştirmesi sonucu tamamen rafa kaldırılmıştır.

[3] TV 100 Televizyon kanalında 23.02.2015 tarihinde yayınlanan “Pusula” adlı programda dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur Balıkesir’in marka kente dönüştürülmesinin amaçlandığını şu şekilde belirtmiştir. “Gelişmiş ülkelerde yapılan uygulamalar gibi; Biz Balıkesir’i büyükşehre yakışır bir marka kent yapmak için çalışıyoruz. Ulaşımıyla, parkıyla, yeşil alanı, kent estetiği ve mimarisiyle her şeyiyle bir marka kent yapmanın çabası içindeyiz” (http://balikesir.bel.tr/haberler/buyuksehir-belediye-baskani-ahmet-edip-ugur-balikesir-i-her-seyiyle-bir-marka-kent-yapacagiz)

[4] 8 Şubat 2017 tarihinde projenin uygulamasını üstlenen firma ile Büyükşehir Belediyesi arasında düzenlenen protokolün imza töreninde konuşan dönemin başkanı Edip Uğur ilin sahip olduğu yerel değerlerin sergilenmesi ile ilgili olarak şu sözleri ifade etmiştir.  “…yine Balıkesir’in tarihini gösteren Balıkesir Türk Tarihi Sokağı. Milattan önceden başlayıp, Cumhuriyetimize kadar gelen tarih sokağı. Yine kütüphanesiyle, ticari alanlarıyla, Minia Balıkesir’i ile yeni bir proje yapımına başlıyoruz.” (https://www.haberler.com/camlik-tepesi-ve-hilal-camii-projesi-icin-imzalar-9243222-haberi/)

[5] Kentsel markalaşma olgusuna şüphe ile yaklaşan bir çalışma için bkz. Birol Özerk, G.; Akgün Yüksekli, B., “Küresel Kent, Kentsel Markalaşma ve Yok-Mekan İlişkileri“, İdeal Kent: Kent Araştırmaları Dergisi, Mekan ve Kimlik, Sayı 3, Mayıs 2011, 82-93.

[6] Carmona, Matthew, 2016 “Design Governance: Theorizing an Urban Design Sub-field”, Journal of Urban Design”, 21 (6), 705-730.

Etiketler

Bir yanıt yazın