Bahçevan Geldi

Deh deh düldül,

sen düldülsün ben bülbül…

Oda

 

Yılmaz Erdoğan imzalı bir skeçte, peyzaj mimarlığı mesleği alay konusu oldu; peyzaj mimarlarına bahçıvan denildi, ki bu espri yıllardır var. Bu espri kaynağını nereden alıyor, neden sonlanmıyor? İşte soru bu…

Bir espri, toplumsal hafızaya işlerse ezber bozmak gerekir.
Ve saygı kazandıkça ezberi bozarsınız.
Saygı nasıl kazanılır?

Mesela Nelson Mandela önemli bir örnek. Hapishaneye düşmesi, renk ve kültürünün aşağılanması, köle görülmesi karşısında avukat kimliği ile dik durmuş, tek bir talebini kabul ettirene kadar direnmiştir. İlk talebini kabul ettiren Mandela, bu kuralı sonrasında Birleşmiş Milletler yasasına işletmiştir. Kölelikten devlet başkanlığına, dünya liderliğine giden bir yol…

Mesela Jamaika kızak takımı ve kış olimpiyatları. Herkesin öncesinde dalga geçtiği bu durum, sonrasında büyük bir saygı kazanmıştır. İnsanlığa, yokluk ve fakirliğin bir sınır olamayacağını göstermişlerdir.

Peki ya ülkemizde? Yakın tarihe bakılırsa, jeologların “deprem mühendisi” olduğu, veterinerlik ve ziraat mezunlarının üretimde ilk şart olarak talep edildiği, meteorologlara rasathanelerce istihdam kazandırıldığı görülür. Bunlar birer ODA ZAFERİDİR.

Odalar bu zafere nasıl erişmiştir? Meslektaşının hakkını ve hukukunu savunarak. Kısa ve net cevap. İstanbul Barosu bir üyesi darp edilse MAKAM TANIMADAN olayın üstüne yürümüştür, Gıda Mühendisleri Odası bir üyesi halk sağlığı için mücadele ederken tutuklanınca GÖĞÜS GERMİŞ ve suç duyurusunda bulunmuştur, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası her bir üyesi için davaya AVUKAT ORDUSU ile gitmiştir.

Peyzaj Mimarları Odası bu süreçte ne yapmıştır? HİÇ.

50 yıldan fazladır bahçıvan diyorlarsa bu mesleğe, hiçbir şey YAPMAMIŞTIR.
Meslektaşı hukuk mücadelesi verirken izlemişse,
Meslektaşı haksızlığa uğrarken görmezden gelmişse,
TMMOB Kent Hakkını savunup her olayda ses ederken susmuşsa,
Meslekte RANT konusu açıldığında bülbüle dönmüşse,
HİÇTİR…

Millet Bahçeleri açılırken Millet Bahçesi güzellemesi yapan ve öneriler sunan bir Odadan bahsediyoruz. Yani sözüne bile değer verilmezken üretilmiş politikaya SALÇA oluyor. Politika üretemiyor, gündem oluşturamıyor.

Ama bunları bahsedenlere hemen “kişiselleştirme!” reaksiyonu gösteriyor.

Yukarıda, bireyi müracaat bile etmeden onu savunan Meslek Odalarını sundum, yorum sizin…

Bu kişiselleştirme kakafonisini yaratıyorlar çünkü kişiselleşirse, Peyzaj Mimarı mezunu eşe dosta koltuk kalmayabilir, yer açılamayabilir, önü kesilebilir.

Şimdi neden bize hala BAHÇIVAN deniyor, anladınız?

Etiketler

Bir yanıt yazın