Venedik Mimarlık Bienali Önizleme Projeleri: Melting Point (Erime Noktası)

Tasarımcı ve sanatçı Aslı Kutluay yeni çalışmalarını, 6 Nisan - 22 Haziran tarihleri arasında Venedik Mimarlık Bienali paralelinde bir sergiyle sunacak.

Venedik Mimarlık Bienali Önizleme Projeleri kapsamında daha önce sergilemediği yeni işlerini Venedik Bienali küratörlerinden Vittorio Urbani küratörlüğünde Grand Kanal’ın en önemli erken Rönesans binalarından biri olan Palazzo Contarini Polignac – Magazzino Gallery’de sergileyecek.

Sanatçı mekan ve sanat işleri arasında ilişki kurmayı hedeflediği “işlevsiz” mobilyalardan oluşan mekana ve izleyicilerine duyarlılık gösteren, tutarlı ve bütünsel yeni seri işler üretti. Kutluay, “Küresel Isınma” olgusunun yansımaları olan “erime” ve “çatlama” etkilerinin “mobilya” üzerindeki yorumlarını bize “en sonunda” kendimizi bulacağımız rahatsız edici senaryoyla buluşturuyor. Ve bu irite edici değişikliklerin sorumlusunun kesinlikle biz insanlar olduğunu söylüyor.

Bu ürün tasarımları, aynı zamanda, doğanın ekolojik dengesine verdiğimiz zararın ötesinde; insan ilişkilerinde ve toplumlararası diyaloglarda kaybettiğimiz kaliteye de dikkat çekerken doğamızdan ve bilincimizden yitirdiklerimizi telafi etme konusunda bir bakış açısı sunuyorlar ve bir çeşit bir arınma süreci öneriyorlar.

Örneğin “Wirenets” (Telörgüler) yani sınırların sembolleri… Bu işler “Gerçekten sınırlara ihtiyacımız var mıdır?” ve “Ne zaman sınırlara ihtiyacımız olmaz?” sorularını bizlere soruyor. Binlerce sene önce kaybettiğimiz etik değerlerimizi; saygı, güven ve öztatmin konularını yeniden keşfedip ve tanımlamamızın gerekliliğinin altını çiziyor.

Sıcaktan ve kirlenmeden yıpranmış iki adet Viktoryan stilinde sandalye ve orta masadan oluşan “Fiskos” Grubu “Aftermath..” (Sonrasında..) Enstalasyonu ise bu çürümeye sebep olan insanlar ve toplumlar arasındaki “güçler savaşı”nı eleştiriyor.

Mekana kırmızı rengi sağlayan kablo ve elektrikle kuşanmış sarkıt ve dikit formundaki “Stalactites and Stalagmites” ile doğa sahneye giriyor ve “ego” nun etkisini izleyicilere tüm sergi boyunca hatırlatıyor. Aynı refaransı tıpkı “Ying Yang” gibi iki özdeş parçaya verevine bölünmüş “Crack” (Çatlak) Masa’da buluyoruz. Aradaki boşluk her ilişkide ihtiyacımız olan düzeyli mesafeyi simgelerken; ısı ve ego arasındaki ilişkinin altını çizerek bir yerde kademeli olarak içimizdeki basamakları indirmemiz gerektiğini öğütlüyor.

“Our Blue Planet” “Bizim Mavi Gezegenimiz” Video işi Aralık 2015’te (yani kışın ortasında) sanatçı tarafından Dubai’de çekildi. Suyla dolu havuzun ters yansıyan mavi kompozisyonda suyun dalgalarıyla kıprdayan bir modern mimari silüeti, dev palmiye ağaçlarının yaprakları, düzenli mavi mozaikler ve filtre kapağı yani insan eliyle icat edilmiş bir kaç elemandan öte; yakın gelecekteki en değerli öğe olacak “su”yu bize yapay da olsa biriktirme çabasının anlatımını sunuyorlar.

Kutluay’ın mekana özel işleri sanat ve tasarım arasındaki eşikte dengede durmayı başarıyor. Eğer “sanat” nesne içine gizlenmiş bir metafor ve “tasarım” fonksiyonel cisimlerin endüstriyel üretime dönüşmüşlüğü ile alakalı ise bu serideki tüm işler sanatçı tarafından estetik fikirlerle kendi fonksiyonel yönleri gözönünde bulundurarak yeniden düşünülmüş ve tasarlanmış. Kutluay’ın sergisindeki bu işler bize bu iki farklı alanın birbiri içinde eriyebilmesi ve geleneksel farklılıklarının tartışması bizi bu konuda daha derinleşebileceğimizin cüretkar değerini göstermektedir.

Açılış: 6 Nisan 2016 Çarşamba 2016, 18:00
Sergi: 7 Nisan – 22 Haziran 2016; Salı – Pazar, 10:00 – 18:00

Proje Yöneticisi: Deniz Taner Gökçe
Küratör: Vittorio Urbani
Küratör asistanı: Elisa Genna

Etiketler

Bir yanıt yazın