Mimar Sinan Gezi Yolları Eskiz Durakları 1

10 Temmuz Pazar günü saat 10:30'da Sultanahmet tramvay yerinde buluşularak başlayacak gezi, Sultanahmet-Kadırga parkurundaki Üstad Mimar Sinan'ın eserlerinin incelenmesi,tarihi hakkında bilgiler edinilmesi ve eskiz çalışmalarıyla gerçekleşecek.

Sultanahmet-Kadırga Parkuru arasındaki Mimar Sinan eseleri :

Topkapı Sarayı III. Murat Odası,

Topkapı Sarayı Mutfakları,

Haseki Sultan Hamamı,

Ayasofya Batı Minareleri,

II. Selim Türbesi,

Şehzadeler Türbesi,

Cafer Ağa (Soğukkuyu) Medresesi,

Kadırga Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi,

Rüstem Paşa Medresesi

Mimar Sinan eserleri Sultanahmet’te, Roma Dönemi’ne uzanan bin yıllık tarihin zengin tarihsel mirası içinde, kısa ama canlı bir güzergâhta gezilir. İstanbul’un bu en turistik bölgesinde Sinan’ın yapıtları tabii ki turistlerin vazgeçilmez uğrak noktaları arasında…

Sultanahmet gezimize, Mimar Sinan’ın Topkapı Sarayı içindeki eserlerini gezerek başlayacağız. Saray içindeki mutfaklar ve III. Murat Odası, Mimar Sinan’ın günümüze özgün biçimiyle korunarak gelebilen yegâne saray yapılarıdır. 16. yüzyıl’ın göz alıcı İznik çinileriyle bezenmiş bu odada, Sinan’ın özel mekânlar için yarattığı inceliği görebileceğiz…

Topkapı Sarayı’ndan çıkışta çok kısa bir yürüyüşün ardından karşımıza Haseki Hürrem Hamamı gelir. Uzunlamasına planı ile Klasik Dönem hamamlarının genel kalıpları dışına çıkan yapı erkekler kısmı girişindeki revağıyla bir camiyi andırır. Örnek bir restorasyon geçirdikten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak yıllarca halı ve kilim satış yeri olarak kullanılmıştı. Günümüzde ise yeniden hamam olarak işletilmesi planlanmakta ve kapalı durmaktadır.

Haseki Hürrem Hamamı’nın hemen ardından rota üzerinde şu an müze olan Ayasofya ve haziresindeki Sinan yapıları bulunuyor. Ayasofya’nın batı cephesinde kalan, 16. yüzyılda yapılmış iki minaresinin stili klasik kanonların dışına çıkar. Minarenin oranlarının ve detaylarının Ayasofya için tekrar yorumu Sinan’ın bu tarihî yapıya duyarlılığını yansıtır. Ayasofya’nın avlusu içinde Sinan’ın yaptığı yan yana iki türbe de yer alır: II. Selim Türbesi ve Şehzadeler Türbesi. II. Selim Türbesi boyutları ve mimarisiyle sadece Mimar Sinan’ın değil, İstanbul’un en etkileyici mezar yapıları arasındadır. Selatin Camisi’ni Edirne’ye yaptıran II. Selim Osmanlı Sultanlarının İstanbul’ a kendi selatin camilerinin haziresine gömülmesi geleneğini devam ettirmek için Ayasofya’yı onartıp İstanbul’da kendi Selatin camisi haline getirmiştir.

Ayasofya’dan çıktıktan sonra bir kaç sokak ötedeki Kapıağası Cafer Ağa (Soğukkuyu) Medresesi’nde mola vereceğiz. Mimar Sinan yaptığı müstakil medreselerden biri olan yapı bugün uygulamalı el sanatları merkezi olarak kullanılıyor. Özgün görünümünü koruyan medresenin odalarında sergilenen hat, ebru ve seramik çalışmalarına göz attıktan sonra avluda oturup yorgunluğunumuzu atacak bir şeyler içebiliriz. Medreseden çıktıktan sonra yapının dışarıdan, Alemdar Caddesi’nden, görülen anıtsal cephesine bakmayı da ihmal etmeyeceğiz…

Medrese’den çıktıktan sonra Atmeydanı boyunca yürüyüp, yolun sonundan aşağı inerek, ara sokakların içinde, Sultanahmet’e yakınlığına rağmen kalabalıktan ve gürültüden yalıtılmış bir külliye ile karşılaşacağız: İsmihan Sultan ile Sokollu Mehmet Paşa’nın banisi olduğu kendilerinin adını taşıyan küçük bir külliye. İznik çinili mihrabı ve panoları ile eşsiz olan cami içinde huzurlu bir mekân bulacaksınız. Sultanahmet’in kalabalığından sonra bu caminin içinde, kendinizle ve caminin dünyaca ünlü çinileriyle başbaşa kalabilirsiniz…

Etiketler

Bir yanıt yazın