Mansiyon Ödülü, Mahalle Tasarımı Fikir Yarışması (2. Aşama)

Rapor

Haarda i.[halk dilinde – Gaziantep yöresinde nerede?hani nerede? anlamında kullanılan sözcük, Türkiye’nin diğer bölgelerinde genel yaygın kullanım adı: hangırda]

“Orda bir köy var, uzakta, o köy bizim köyümüzdür. Gezmesek de, tozmasak da, o köy bizim köyümüzdür” mısraları ile başlayan Ahmet Kutsi Tecer’in şiirini neredeyse hepimiz bilmekteyiz. Şiirin devamında; yatmasak da – kalkmasak da “bizim” olan uzaktaki evden, duymasak da – tınmasak da “bizim” olan uzaktaki sesimizden, inmesek de – çıkmasak da “bizim” olan uzaktaki dağdan ve dönmesek de – varmasak da “bizim” olan uzaktaki yolumuz anlatılmaktadır. Ancak duyulardan uzaklaşan nesnelerin unutulmaya yüz tuttuğunu zamanla tecrübe etmişizdir. Bir yer gidilmezse, işitilmezse veya varılmazsa doğal olarak ıssızlaşmaktadır. Yarışmanın birinci etabında vurgulanmak istenen görmezden gelineni anlama ve bir mahalle olgusuyla yorumlama Gaziantep’in Sarıt köyünde (mahalle) tekrardan ele alınmaya çalışılmıştır. Bu unutulmuşluk olgusu kentten köye tersine göç ile kırılmaya başlanmıştır. Bu arada da gezginlerin durup yol veya yer sorması, nerede sorusunun sıradanlaşması durumudur.

Kentleşmenin ülkemizde son 50 yıl içerisinde hızlanması iç göç dalgaları olarak kırsal alandan kentlere taşınmayı yaratmıştır. Bu durum hâlâ da devam etmektedir. Ancak ilerleyen yıllarda kapasitesinin üzerinde şehirliye ev sahipliği yapan kentler yapılaşma ve yoğunluğun getirdiği yükü kaldıramadığından kapital sahibi diğer bir değişle tersine göç edebilecek insanları harekete geçirmiştir. Ayrıca bu durumu devlet de desteklemektedir. Gıda Tarım ve hayvancılık bakanlığı 16067 genç çiftçiye bu yıl 483 milyon TL hibe vermektedir. Bu da kişi başı 30.000 TL finansal destek anlamına gelmektedir. 2016 yılında 15000 genç çiftçi seçtikleri tarıma uygun havzalarda hayvancılığa veya tarıma başlamıştır. Geçici veya kalıcı olan bu tersine göç dalgaları kimi zaman İstanbullu bir sanatçıyı bir Ege köylüsüyle iletişime-etkileşime geçirebilmekteydi. Toplumun uç noktalarındaki kişilerin bir araya gelebilir olması Sarıt köyünde de tasarlanacak mahallede de düşlenilmiştir. Gaziantep’e gelen bir kişinin belli bir süreliğine veya kalıcı olarak yaşayabileceği, Sarıt köyü ile etkileşime geçebileceği bir ortam oluşturulabilir miydi? Daha önceki projeler bazında köy enstitüleri ve köy-kent projelerinin kalifiyeli eleman yetiştirmek üzerine kurulan politikaları hali hazırda olan bu yeni göç dalgasıyla kendiliğinden oluşmaktadır. Bu potansiyellerin ekolojik, ekonomik ve sosyal olarak ele alınmasına çalışılmıştır.

VERİLER

Amaç, tasarlanacak olan mahalleyi modern sürdürülebilir bir yerleşke olarak Sarıt köyüne bir noktadan ilişkilenen ve oranın yerlisiyle iletişimli yeni bir yapıda tasarlamaktır.

“1995–2000 döneminde göç ile ilgili en önemli değişimlerden birisi de kentten köye olan göçlerde meydana gelen değişimdir. Bu dönemde nüfusun %20,06’sı yani 1,342,518 kişi kentten köye çeşitli nedenlerden dolayı göç etmiştir. Böylece bir önceki döneme göre bu sayı yaklaşık olarak iki kat artma göstermiştir.” Doğuş Üniversitesi Dergisi, 11 (1) 2010, 77-86

Yıllar itibari ile kentler, köyden kente göç edenleri kendi bünyesinde sindiremeden, yeni göç dalgaları ile karşılaşmışlardır. İşte bu noktada; kentsel yapı kendi içerisindeki fazlalıkları geri itmeye veya bu fazlalıkların olumsuz etkilediği diğer kentlileri arayış içerisinde sürüklemiştir. Bunun sonucunda süratle kentsel bölgelerdeki çekici faktörler, itici faktör haline dönüşmeye başlamıştır. Bu arada azalan nüfus, kırsal bölgelerde ekonomik bölüşümdeki payın artmasına ve yeni fırsatların doğmasına neden olmuştur. Köylerin sosyoekonomik (ulaşım, kamu hizmetleri vb.) dönüşümü de köyler için yeni çekim alanlarını oluşturmuştur.

Gaziantep ili bu bakımdan incelendiğinde verdiği ve aldığı göç bakımından eşit nüfusa sahip olup, toplam nüfusuna göre net göç hızı en az olan illerden biridir.

GAZİANTEP – SARIT KÖYÜ MAHALLESİ

Toprağının %95’i tarıma elverişli olan Gaziantep ilinde, Sarıt köyünde fıstık, üzüm, zeytin, biber başta olmak üzere çeşitli tarımsal üretim yapılmaktadır. Bunda en etkili etmen yörede Akdeniz ikliminden Doğu Akdeniz iklimine geçişin görülmesidir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar da çok soğuk olmaz. Konumu gereği merkezden sadece 28 km uzaklıktadır ve halk otobüsü, otomobil ile ulaşım sağlanmaktadır. Havalimanından da ulaşımın 23 dakika gibi kısa bir süre olması köyün avantajlarından bir tanesidir. Dinginliği ve modern hayata olan uzaklık dengesini iyi yakalamış bir yerleşimdir. Haarda projesi de üç tarafı yol ile bağlanmış, kuzey-güney aksları doğrultusunda uzanan, köye Sarıt Ortaokulu ile eklemlenen, doğu yolu girişi ile köye giriş, batı yolu girişi ile köyün merkeziyle iletişim kuran 88,500 m2 lik bir arazide tasarlanmıştır.

TASARIM PRENSİPLERİ

1- Doğal Alanlar
Her mahalle çevresinde doğal açık alanlar barındırır ve var olan arazi koşullarına ve yerel ekolojiye duyarlıdır. Mahalleler, mevcut veya gelişmiş doğal ve koruma alanlarını içerecek şekilde veya doğal özelliklere bir cevap olarak tasarlanmalıdır. Bu; yeşil yollar, sulak alanlar, suyolları, ağaçlık alanlar ve yerli bitki örtüsü içerebilir.

Sarıt köyü çevresinde geniş düzlükler ve tarım arazileri ile çevrili olması tasarlanacak olan mahalleyi doğa ile iç içe bir ilişki oluşturmuştur. Özellikle alanın kuzeyinde kalan ağaçlı ekilebilir tarlalar sokakların açılımlarında kullanıcıyla görsel iletişimde bulunmaktadır. Arazinin içinde yer alan yeşil alanlar da tarımla bütünleşik olarak ele alınmıştır.

2- Erişim Ağı
Her mahalle sakinlerine belli bir yerden bir yere veya diğer mahallelere erişimlerini sağlamak amacıyla ulaşım seçenekleri sunmalıdır. Sokaklar, yürüyüş – bisiklet parkurları aktif seyahat şekillerini cesaretlendirecek şekilde birbirlerine bağlanmalıdır. Trafik ve park yerleri mahallenin dokusuna hâkim olmayacak şekilde yerleştirilmelidir.

Araç trafiği proje alanının doğu ve batısında yer alan ve kuzey-güney aksı boyunca uzanan yol ile çevrilmiştir. Bu trafiğe ek olarak yaya ve bisikletli parkurları da eklenerek çeperden bir ulaşım kolaylığı amaçlanmıştır. Merkezin ve konut birimlerinin iç parkta buluştuğu bölgede bu erişim ağı iki yandaki aksı birbirlerine bağlar.

3- Konut İmkânları ve Seçimi
Mahalle; binaları, birim boyutları ve konut türlerinin bir karışımını sağlamalıdır. Konut seçenekleri mahallede farklı skalada geliri, aile tipi ve yaşlanma yeri gibi olanakları sunmalıdır. Yüksek yoğunluklu konutların merkeze yakın konumlandırılması ve her bir adada faklı konut tipleriyle homojen bir yapı bloğu oluşturulması hedeflenmiştir. Bunun için köye yakınlık derecesiyle kat sayısı arasında bir ilişki kurularak konutların yerleşimi yapılmıştır. Köye en yakına bölgeye mahallenin girişine tek katlı kısa süreli konaklamalı hayatları mobil olan gençler için düşünülmüş odalar bulunmaktadır. Blokların yükseklikleri kademeli olarak artıp mahallenin merkezinde en yüksek noktasına ulaşmaktadır.

4- Bütüncül Kent Formu ve Yoğunluk
Her mahalle araziyi akıllıca ve verimli şekilde kullanmak için tasarlanmalıdır. Yüksek yoğunluklu konut alanları ticari, kurumsal alanlar ve toplu taşıma ile desteklenmelidir. Yüksek yoğunluklu alanlardan düşük yoğunluklu alanlara geçiş olmalıdır. Toplam yoğunluk çeşitli kullanımları ve uygulanabilir toplu ulaşıma karşılık verebilir olmalıdır.

Mahalle formu arazinin uçları arasındaki 30 metrelik fark gözetilerek düşünülmeliydi. Bunun için konut yapıları arazinin orta kesimi ve güneyine Sarıt köyü ile etkileşimli olacak şekilde yerleştirildi. Sakinlik gerektiren adalar sosyal yapıları içeren bölgeler arazinin kuzeyine kademelendirilmiştir. Yapı yoğunluğu köy ile uyum sağlanması için en güneydeki iki bloğun kat sayısı azaltılmıştır.

5- Entegre Parklar ve Topluluk Mekanları
Her mahalle çeşitli şekillerde boş zamanların geçirilebileceği peyzaj alanları olan kaliteli kamusal alanlar sunmalıdır. Açık alanlar birbirleri ile iletişimci ve bağlı olmalıdır. Kamusal alanlar kolay erişimde olması ve farklı yaş grupları ve aktivitelerin bir arada bulunabilmelidir. Aktif ve pasif alanlar kullanıcıları bir araya getiren, sosyalleştiren, yeniden oluşturan ve fiziksel olarak aktif ve dış mekânda zaman geçirilebilir olmalıdır.

Arazinin merkezinde ince uzun formda yer alan tarım arazisinin korunup park ve topluluk mekânı olarak da kullanımı düşünülmüştür. Yeşil alanların birbirlerine bağlı ve çeşitli oluşu, yaya yollarıyla bağlanması, yolların çevresinin yeşil bir görünümde olması önemli faktörlerdi. Küçük parkların dönüşerek Gaziantep konut mimarisi şeklindeki avlunun yerini çeşitli fonksiyonlar yer alması istenmiştir.

6- Güvenli ve Korunaklı Semtler
Mahalle barındırdığı vatandaşının sağlığı, huzurunu, komşuluk güvenliğini ve sosyal etkileşimi arttırmak için tasarlanmalıdır. Sokaklar yayalar ve bisikletlilerin güvenliği düşünülerek tasarlanmalıdır. Semt sakinleri komşularını bilerek, rahatça oyun oynayarak, yürüyerek, bisiklet binerek, kamusal alanlara erişimini sağlayabilmelidir.

Güvenliğin günümüzde kameralarla sağlandığı bir dönemde amaç yapı birimlerinin olabildiğince balkon, cumba ve geniş görüş açılarıyla tasarlanıp kullanıcıların güvenliklerini kendilerini sağlayabileceği bir ortam oluşturmaktır. Bu hem sosyalleşmeyi ve en önemlisi güveni arttıracak hem de kişiyi semtinde güvenli kılacaktır. Sarıt köyünde de bu küçük yerleşimin getirdiği artılarından biri de her köydeki gibi birbirlerini tanıyan insanlardan oluşmasıdır.

7- Çeşitli Arazi Kullanımı
Mahalleler yaşama, çalışma, öğrenme ve oyun oynama aktivitelerini destekleyebilecek çeşitli arazi kullanımlarına ve yoğunluklarına sahip olmalıdır. Arazi kullanımının ve yoğunluğun yüksek olduğu bölgeler ulaşım ağı çevresinde konumlandırılmalı ve insanların günlük işlerini ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasitede ve kolay erişilir olmalıdır. Gaziantep yöresinde bulunan projenin farklı ihtiyaçlara karşılık verebilmesi ve özelleşmiş olması gerekirdi. Düşey tarım alanları, rüzgâr türbinleri, tohum kütüphanesi, sanat galerileri, sağlık-eğitim birimleri, atölyeler ve diğer yardımcı sosyal ihtiyaçlar mahallenin merkezinde yer almaktadır. Bu çeşitlilik sadece mahalle sınırları ile kısıtlanmayıp bir uçtan köy ile iletişimci ilintili olması istenilmiştir.

8- Esnek ve Düşük Etki Alanlı Semtler
Her mahalle değişen koşullara adaptasyon gibi büyüme oranları, demografik özellikler, bölgesel bağlam, enerji fiyat değişiklikleri, iklim değişikliği ve konut sakinlerinin ihtiyaç ve tercihlerindeki değişimlere dirençli olacak şekilde tasarlanmalıdır. Mahalleler gelecekteki çeşitli kullanımlara uyum sağlayacak binaların, kamusal alanların ve olanaklarının gerektiğinde verimli bir şekilde uyarlanması şeklinde planlanmalıdır.

Birinci aşama projesinden itibaren düşlenilen olgu mahallenin kendi kendisine yetebilmesiydi. Hem enerji hem de yerel yiyecek olarak kendi iç döngüsünü çalıştırabilen, mikro ölçekte ekonomisi olan bir yapıdan bahsedilmiştir. Atık çöplerin toplanması, rüzgâr enerjisinden yararlanma, yağmur-gri suyun rezerve edilip geri kullanımı sürdürülebilir bir semt için ekolojik, ekonomik ve sosyal etmenlerini ortaya koyacaktır.

9- Kimlik
Her mahalle topluluk gururunu arttıran ve aidiyet duygusu yaratan ayrı kimliklere sahip olmalıdır. Varış öğeleri, odak noktaları, doğal elementler, kamusal sanat ve toplumun diğer sembolleri önemli kesişim yerlerinde ve diğer önemli noktalarda birliktedir. Mimari ve vaziyet planı tasarımı yapılar arası ve açık alan ilişkileriyle, konut boyutlarıyla, sokak genişlikleriyle, ada büyüklükleriyle, malzeme seçimleriyle ve mimari karakter ile yaratıcı ve bakıldığında bir his yaratan özellikte olmalıdır.

Geleneksel Türk evinin ve sokaklarının modern bir yorumu olarak tasarlanan semt ekoloji ve konumu ile farklı bir kimliktedir. Kullanıcılarının çeşitliliği, köy ile yaratılan etkileşimden doğan deneyimler farklı bir kimlik oluşturmaya yöneliktir.

YERLEŞİM

Arazide genel hâlihazırda bulunan ve kuzey-güney aksı boyunca uzanan yeşil alan korunarak uzatılarak ve z düzleminde kotlarının seyir rampaları ve merdivenleriyle değiştirilerek ana projenin bir yeşil omurgasını oluşturmaktadır. Bu yeşil öğenin etrafında köye yakın bir şekilde konut birimleri (sarı alan) ve kuzey bölümde ise diğer sosyal donatılar (pembe alan) gruplandırılmıştır.

BAĞLAM

İlk aşamadaki yapı bloklarının çevresi ile boyutsal orantısızlığı ve kapalı formunun oluşturduğu negatif duruma karşın tasarım artısı olarak farklı işlevli çatı ve kullanıcıların şekillendirdiği serbest zemin kat alanı bulunmaktaydı. Formun uzatılıp ikiye bölünmesiyle köy-kullanıcı yapılar arasındaki ölçek birliği sağlanmaya çalışılmıştır.

Tam olarak 59 metre çapında olan modülün değişimi sonrası 29,5 metre uzunluğunda iki modüle bölünmesi ile iç avlu oluşumu amaçlanmıştır. Formlar arası bağ birbirleri arasındaki malzeme bütünlüğü ve şekillenme kriterlerine dayanmaktadır. Bloklar yükseklikleriyle ve aldıkları biçimlerle kademeli geçişleri mevcuttur.

Etiketler

Bir yanıt yazın