Eşdeğer Ödül (SP17RWOnl), SteelPRO 2017 Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması

Mimari proje raporu:

”Deniz Hamamları salaştan yapılmış kapalı yerlerdi. İçlerinde kenarlarda soyunma yerleri vardı. Sahile iskeleler ile bağlı olan bu dört köşe tahta havuzların altlarında birer ızgara bulunurdu. Suyun en derin yeri ekseriya birer ızgara boyunu geçmezdi. Boğulmak tehlikesi yoktu. Buna mukabil çivilerden, ızgara tahtaların sökülmesinden yaralananlar olur. Etraftan tuzlu suda bir şey olmaz tesellisinden gayri tedavi imkânı bulunmazdı.

Hamamlardan dışarı çıkmak kadınlar için katiyen yasaktı. Zaten yüzme bilen kadın yok gibi bir şeydi, bilenler kurbağalama veya yan yüzerler, havuz içinde dört dönerlerdi. Erkeklerden dışarı açılanlar nadirdi. Havuzun kazıkları arasından süzülerek veya denizin sathına kadar tahta perde altından dalarak geçerlerdi. Fakat tanınmış kimseler olmaları şarttı, yoksa etraftan bağrışmalar olur, deniz hamamcısına polis ceza yazardı. En makbul yüzme çift kulaç en makbul atlama çömlek kırma idi.”

Fikret Adil, Deniz Hamamlarından Plaja, Tan Gazetesi, 9 Ağustos 1941

SteelPRO 2017 Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışması’nın konusu ‘Bir İskele Yapısı ‘ olarak açıklandığında; yaklaşık 10.000 yıllık yerleşim tarihi olan bu şehrin deniz ve kıyı kültürünü araştırmak çalışmanın ilk aşamasını oluşturmuştur.

Yapılan çalışmalarda insanların denizle ilişkisinden tutun da kıyılardaki yapı tipolojilerine, sahil bandını kullanım şekline hatta yoğun kullanılan sahil bantlarının şehir içindeki konumlarının değişmesine kadar şehrin devamlı bir ‘ Dönüşüm ‘ içinde olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu bu dönüşüm çarkının bir dişlisi olmuş olan ‘ Deniz Hamamları ‘ ilgimizi çekmiştir. Sahillerin plaj kültürüyle yeni bir dönüşüme başlamasıyla, bütün boğaz kıyılarını süsleyen, çağının çok ilerisi bir kavram olan ‘sürdürülebilirlik’ konusunda yetkin olan bu yapılar tek tek ortadan kaybolarak tarihin tozlu sayfalarında hoş birer hatıra olarak kalmışlardır. Ancak onları oradan çıkartarak günümüz İstanbul’una adapte etmek, yeniden yorumlamak ve ‘ Bir İskele Yapısı ‘ olarak İstanbulluların kent belleklerine yeniden kazandırmak mümkündür.

Deniz Hamamlarının yeniden yorumlanması, dönüştürülmesi fikri; bir nevi projenin ismini koymuş oldu : ‘DÖNÜŞÜM’.  Tasarım aşamasında ilk olarak, döneminde namahrem gerekçesiyle dört tarafı kapalı bir  kutu olarak tasarlanan bu yapının, günümüzde plaj ve havuzlara bir alternatif oluşturabilmesi adına alabildiğine şeffaf ve açık olmasına karar verildi. Döneminde deniz içinde kalan ahşap kazıklara deniz mevsimi geldiğinde kurulan, sonbaharda ise sökülerek depoya kaldırılan sistem yerine, daha çağdaş, İstanbul’un iskele yapılarında da önemli bir yere sahip olan duba sistemi kullanılmasına karar verildi. Bu duba sistemi mukavemeti daha yüksek olan çelik malzemeden kuruldu. Sadece ortasındaki boşluktan denize girme imkânı veren deniz hamamının aksine dört tarafından denize girme imkanı veren ‘DÖNÜŞÜM’ de ortadaki kısım havuz olarak değerlendirildi. Sosyal bir yapı olması nedeniyle ‘DÖNÜŞÜM’ün bütün dinlenme ve sirkülasyon mekanları insanların birbirleri ile iletişim kurmalarına olanak verecek şekilde tasarlandı. Aynı zamanda bir iskele yapısı olan ‘DÖNÜŞÜM’ e deniz araçlarının yanaşabileceği bir alan eklendi. Yaz aylarında kıyıdan açıkta duran yapıya ulaşım kıyıdan yapılan seferlerle olmakta, bu durum yapıya gelen insanların, yapıyı kullanım amaçlarına göre ayrıştırmakta ve havuz çevresinin temizliği konusunda kolaylık sağlamaktadır. Kış aylarında ise tıpkı deniz hamamlarında olduğu gibi bir yaya promenadı ile kıyıya bağlanmakta ve Vapur İskelesi olarak hizmet vermektedir.

Moda deniz hamamının, boğazda yıkılan son hamam olması, 1970’lere kadar ayakta durarak kimi Modalılarca hala hatırlanması nedeniyle vaziyet planında Moda’da gösterilen bu proje, İstanbul’un değişik noktalarında uygulanabilir.

Etiketler

Bir yanıt yazın