Çin’de Bambu Hosteller

Alman mimar Anna Heringer ve ekibinin, Uluslarası Bambu Mimarlığı Bienali kapsamında inşa ettikleri 2 hostel ve 1 konuk evi, yerel malzemeleri zengin bir zanaat geleneğiyle buluşturuyor. Proje en önemli vurgusunu ise sürdürülebilirlik üzerine yapıyor.

Studio Anne Heringer projeyi anlatıyor:

Üç sene içinde, 2011-2014 yılları arasında, Çin’de, ABD’de son yüzyılda tüketilenden daha fazla çimento kullanıldı. Günümüzde beton evlerde yaşayan insanların çoğu, geçmişte doğal malzemelerle inşa edilmiş evlerde yaşıyorlardı. Karbon emisyonunu azaltmak için ise beton dışında alternatiflere gereksinim var.

Longquan Uluslararası Bambu Mimarlığı Bienali için yapılan 3 hostel yapısı, geleneksel ve doğal malzemelerin çağdaş şekillerde kullanılabileceğini gösteriyor. Proje, toprağı sahte cephelerin arkasına saklayan pek çok geleneksel evin aksine, doğal malzemenin güzelliğini övüyor. Standart olmayan yerel malzemelerin kullanımı, kentsel ve kırsal alanlarda çeşitliliğe, yeni iş olanaklarının oluşmasının sağlayacağı adil ekonomik gelişmeye ve ekosistemlerin korunmasına ön ayak olacak.

12 mimarın davet edildiği bienalde ekibimiz 2 hostel ve 1 konuk evi yapımı ile görevlendirildi. Hostellerin strüktürü, taş ve sıkıştırılmış topraktan inşa edilen bir çekirdekten şekillendi. Çekirdek tüm servis alanlarını ve merdivenleri kapsadı. Çekirdeğe eklemlenen, Çin feneri şeklinde tasarlanan elemanlar uyuma birimleri olarak kullanıldı. En dış tabaka ise örme bambudan yapılan etkileyici bir strüktürden oluştu.

Genelde sürdürülebilirliği kıtlıkla, yetersizlikle bağdaştırma eğiliminde oluyoruz. Fakat doğa tabiatı itibarı ile sınırlılığı temsil etmiyor. Bambu ve toprak gibi müthiş yapı malzemeleri doğada bol miktarda var. Bu ekonomik olduğu kadar ekolojik olarak da anlamlı, insanlar ve gezegen için sağlıklı bir durum. Yaptığımız bu binalar, sürdürülebilirliğin hayat kalitesiyle olan ilişkisine ve doğanın muazzam kaynaklarının takdir edilmesine dair bir söz söylüyor.

Uygulanan bambu örgü ve sıkıştırılmış toprak teknikleri, işçiliğin yoğun olarak devreye girdiği, yerel ustaların hünerlerinin sınandığı ve inşaattan elde edilen gelirin çoğunun komünitenin kendisinde kaldığı teknikler. Proje, malzemenin karakteristik özellikleriyle (bambunun esneme direnci gibi) ve bölgenin geleneksel zanaatlarıyla tekrar ilişki kurmaya çalışıyor. Baoxi bölgesinde yapılan bir diğer üretim ise seramik kap kacak yapımı. Bunların hepsi yapının formu için ilham kaynağı oluyor.

Kullanılan enerji sistemi; ateş, güneş, rüzgar, gölge, bitki gibi direkt ve arkaik kaynaklara dayandı. Klimalandırma sisteminin en aza indirilmesine çalışıldı. Bütün hostel hacmini, çok fazla para ve kaynak kullanarak klimalandırmaktansa, sadece çekirdek ve uyuma kozalarının termal alarak kontrol altına alınması tercih edildi. Bu mekanlar yağmurdan korundu ve  düşük teknolojili çözümlerle ısınma soğuma şeçenekleri sağlandı. Evdeki ocak, evin ve suyun ısınmasında güneş panelleriyle beraber kullanılırken, ortak mekanlarda iletişime açık bir atmosfer yaratıldı.

Gezegenimizin kaynaklarıyla, 7 bilyon insana, sadece endüstriyel malzemelerle inşa edilmiş elverişli yaşam alanları sağlayamayız. Doğal malzemelerin kullanımı, sürdürülebilir ve adil gelişimin sağlanması için hayati öneme sahip. Bu proje, basit fakat anlamlı yapım tekniklerine ve doğal malzemelerin otantikliğinin arkasında yatan “çekici güce” olan inanca dair bir model olabilir.

Etiketler

Bir yanıt yazın