Yaylada Bir Mağara Evi

DCIM100MEDIADJI_0067.JPG
Resmi orijinal boyutunda göster

Yaylada Bir Mağara Evi

"Kırsal alanlar şehirlerin takipçisi olmamalı" diyen Çinli mimarlık ekibi HyperSity Architects tarafından yapılan yenileme projesi; topraktan yapılmış, doğayla bağını koparmayan, modern bir konut.

Geleneksel, mağara benzeri avlulu evin yenileme projesi HyperSity Architects tarafından yapıldı. Mağaraya benzeyen evin kuzey ucundaki geniş oyuk yaşama alanı olarak kullanılıyordu. 11 metre derinliğindeki 50 m²’lik bu ana mekan çok karanlık ve rutubetliydi.

Kullanılan geleneksel teknik, kışın ılık yazın soğuk olabilen mekanlar ürettiği için, yeni tasarım stratejisi de yerel evlerin tektoniğini takip etti. Öte yandan tüm odaların iyi havalandırılmasına ve ışık almasına dikkat edildi. Yeni tasarımda kuzey oyuklar korunurken güney doğu kanadı yıkılarak; mutfak, yatak odası, depo, yemek odası ve tuvaleti içine alan ve güneye yönlenen bir dizi bağımsız mekana dönüştürüldü.

Korunan ana oyuk iki ayrı fonksiyona bölündü: evdeki ninenin yatak odasının olduğu içerlek mekan ve aile toplantıları için kullanılan daha dıştaki mekan. Gün ışığını ve havalandırmayı düşünerek 1,5 metre çapında bir tavan penceresi açıldı. Oyuğun giriş cephesinde, kuvvetli rüzgarı engelleyen, ahşap gridal bir yüzey ve cam kullanıldı. Yaşam koşullarını iyileştirmenin yanısıra, yeni duvarlar yeni bir tasarımla, daha dinamik bir avlular dizisi halinde uygulandı. 5 avlunun oluşturduğu peyzaj, Çin bahçelerine benzer zikzak formunda bir yolla bağlanarak, sakin bir ortam ve sonsuz bir mekansal atmosfer yarattı. Bu alanlar evin her noktasına temiz havanın ve ışığın girebilmesini sağladı.

Yeni binanın çevreye uyum sağlamasına önem verildi. Binanın yüksekliği ve sınırları titizlikle belirlendi. Projede geleneksel sıkıştırılmış toprak yöntemi uyarlandı; kil ve bölgedeki dağlardan gelen toprak kullanıldı. Böylelikle konut kendine özgü bir renge ve dokuya kavuştu. Sıkıştırılmış toprak kullanımı, yerel gelenekleri yansıtmanın dışında, projenin bütçesini de ciddi oranda azalttı.

İç mekanlarda ise hali hazırda var olan mobilyalar yeniden kullanıldı. Kullanıcıların geçmişlerinden tanıdık oldukları nesnelerle çevrili olmaları istendi.

Toprak malzemeyi modern tasarım stratejileriyle ele alan mimari ekip HyperSity Architects’in kırsal alanlar ve modern hayat arasındaki ilişkiye dair görüşleri ise şöyle:

Yerel insanlar modern bir hayatı hak ediyorlar. Fakat kırsal alanlar şehirlerin daha aşağı versiyonları olmamalılar. Şehirlerin takipçileri olmak yerine, gökyüzü ve yeryüzüyle olan yakın ilişkilerini korumalılar.

Etiketler

5 yorum

Bir yanıt yazın